Hem endişeliyiz hem de dikkatsiz

CAN Selçuki’nin başında olduğu İstanbul Ekonomi Araştırma’nın raporunda sosyal medyayla ilgili bir araştırma dikkatimi çekti.

Haberin Devamı

 

İstanbul Ekonomi Araştırma’nın bir başka araştırması da koronavirüsle ilgili toplumun endişe düzeyiyle ilgiliydi.
1500 civarında seyreden günlük vaka sayıları 1700 seviyesine yükselmiş durumda. Özellikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tedbirlere uyulması konusunda uyarılarını dile getiriyor olsa da, vatandaşın tedbir ve kurallara yeteri kadar uymadığı görülüyor. Merkez, toplumun koronavirüs endişe seviyesinde bir değişiklik olup olmadığını sorgulamış.
İşte cevaplar;
Katılımcılara “Koronavirüs konusunda ne kadar endişelisiniz?” sorusu sorulmuş. Yüzde 79’u çok “endişeli” olduğunu ifade etmiş. “Hiç endişeli değilim, endişeli değilim” yanıtını verenlerin oranı yüzde 13 olurken, kalan katılımcılar yüzde 8 oranında “Ne endişeli ne endişesiz” olduğunu belirtmiş. Merkez “Dolayısıyla endişe seviyesi eylül ayı itibari ile mart ayından beri gördüğümüz en yüksek seviyede. Son olarak, bir önceki aya göre endişeli olmadığını belirten katılımcıların oranında ufak bir artış olduğu gözlendi” notunu da düşmüş.
Toplum bu kadar endişeliyken, nasıl oluyor da bu kadar rahat davranabiliyor; ben de anlamakta zorlanıyorum.

Haberin Devamı

 
Sosyal medyaya para
harcamak istemiyoruz

İSTANBUL Ekonomi Araştırma’nın Türkiye raporunda sosyal medyayla ilgili bir araştırma dikkatimi çekti.
Hayatımızın büyük bir parçası haline gelen sosyal medya ve dijital haber kanalları birçok insan için vazgeçilemez durumda. Kimisi için ailesini ve arkadaşlarını görme, kimisi için gündemden haberdar olma, kimisi için ise kendi fikirlerini yayma aracı gibi kullanıyor sosyal medyayı... İnternet platformlarını ne kadar kullanıyoruz? Peki bu hizmetlerin ücrete tabi olması durumunda kullanıcıların kaçı kullanmaya devam eder?
İşti cevapları;
Katılımcılara Facebook, Whatsapp, Instagram, Twitter, günlük okudukları gazetenin internet sayfası ve Ekşisözlük gibi platformların ücretli olması durumunda kullanmaya devam edip etmeyeceklerini sormuşlar. Buna göre, en yüksek kullanım oranına sahip platformun yüzde 78 ile Whatsapp, en düşük kullanım oranına sahip platformun ise yüzde 28.8 ile Ekşisözlük olmuş. Katılımcıların yüzde 23.7’si Whatsapp uygulamasının ücretli olması durumunda kullanmaya devam edebileceklerini belirtmiş. Ankete katılanların yüzde 72.2’si Facebook’un paralı olması durumunda kullanmaya devam etmeyeceklerini söylemiş.
Bazı uygulamaları kullanıyoruz ama para ödemek istemiyoruz.
Yeni dönemde galiba dijital platformlara aile bütçesinden daha fazla kaynak ayırmak zorunda kalacağız.

Haberin Devamı

 
Medya bu dönemde güçlendi

PANDEMİ süreci bazı konuları yeniden sorgulamamıza neden oldu. Örneğin medya...
Bütün araştırmalar, anketler haber alma ihtiyacının arttığını, insanların iyi ve markalı içerikleri daha fazla takip ettiğini gösteriyor.
Türkiye’de de durum çok farklı değil.
Toplumun haberleri okuyup takip etmesi yüzde 53 artmış.
Son yıllarda aslında herkesin kafası karışıktı.
Dijital medya yükseliyor; geleneksel medyaya ilginin azaldığı söyleniyordu.
Dijitaldeki trafik geometrik olarak artsa da; bu büyük havuzdaki güvenirlilikle ilgili endişeler insanların markalı içeriklere yönelmesini sağladı.
Bizlerin en başından bu yana anlatmak istediğimiz, dikkat çektiğimiz konu aslında buydu.
Sosyal medyayı elbette ben de kullanıyorum.
Ama burada giderek artan şiddet kültürünü, bilgi kirliliğini de eleştiriyorum.
O yüzden dijital ne kadar güçlenirse güçlensin geleneksel medya hep yerli yerinde olacak.
Bunu da kimse unutmasın.

Haberin Devamı

 
Bana göre ilkeler önemli

SİVİL toplum örgütleri için bu yeni dönem zor bir sınav olacak. İzliyorum, takip ediyorum, gözlemliyorum; derneklerin üyelerini motive etmeleri daha da zor olacak.
Çünkü geçmişten gelen sıkıntıları devam etmekteydi. Üye kayıpları hızlanmış, yeni üye alımları da zorlaşmıştı.
Bu sadece Türkiye’ye özgü değil; bütün dünyada STK’larda bir kan kaybı yaşanıyor.
Bunu da normal buluyorum.
Çünkü dünyanın hızına bazıları yetişmekte zorlanıyorlar.
Gelenekleri korumakla yenilikleri kovalamak arasında sıkışıp kalıyorlar.
Ben gelenekleri önemsiyorum elbette...
Ama ilkeleri daha değerli buluyorum.
O yüzden ilkeler sabit kalarak yeniliklere açık olanların kazanacağı bir döneme giriyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları