Geçmiş olsun İzmir

Galiba bu biraz da İzmirli olmaktan, İzmir’de oturmaktan kaynaklanıyor.
Çünkü çocukluğumdan bu yana kafamda hep bir deprem planı vardır.
İzmir’de son yaşadığımız gibi değil ama yıl içinde bazen 5’lerde, bazen 6’ları geçen çok sayıda deprem olurdu.
Ve biz her seferinde “İyi oldu, enerji boşaldı” der, günlük hayatımıza devam ederdik.
Cuma günü gazeteden çıkmış, bir toplantıya gidiyordum.
Bir şey almak için bir yere girdim; sallanmaya başladık.
Her zaman olduğu gibi durup bekledim güvenli bir yer aradım, kendime göre binadan bir çıkış planı yaptım ve bunu uygulayarak dışarı çıktım.
Deprem bitmek bilmedi.
Böyle durumlarda insan saniyeleri sayıyor.
45 saniye 45 dakika gibi gelebiliyor.
Deprem bitti ama beynimin içindeki dalgalanma bitmedi.
Biraz daha devam etti.
6.6 ya da sonradan düzeltildiği gibi 6.9; ABD’nin söylediği gibi 7.1...
Kaçtır bilemiyorum ama şiddetini hepimiz hissettik.
Kaybettiklerimiz var, yaralılarımız var, yıkılan binalar, hasar gören yapılar var.
Fay hatlarıyla dolu bir coğrafyada yaşıyoruz.
Ve bu gerçeği bilmemize rağmen iyi, sağlıklı, modern, akıllı kentlerde yaşamıyoruz.
Hep söylüyorum.
Türkiye birçok şeyi başardı, birçok konuda önemli hamleler yaptı.
Ama kentleşmede maalesef sınıfta kaldık.
Türkiye kentsel dönüşümü mutlaka doğru, hızlı ve bugünün şartlarına uygun olarak yapmalıdır.
Hepimize geçmiş olsun...

Kentsel dönüşümden
ben şunu anlıyorum

O kadar çok yazdık ki bu konuyu...
“Kentsel dönüşüm yık yap değildir” diye...
Ben dönüşümden dönüştürmeyi anlıyorum.
50’li yıllardan sonra büyük şehirlere güç başladı.
Ve maalesef sağlıksız konutlar üretildi.
Kentler nefes alamaz hale geldi.
Deprem gerçeğini bile bile bunları yaptık üstelik...
Ve maalesef büyük şehirleri daha da büyük, mega şehirler yapmak için hala çaba gösteriyoruz.
50 - 60 katlı büyük gökdelenler yapıyoruz.
Kenti yayacağımıza, nefes aldıracağımıza tam merkeze bu yapıları yapıyoruz.
Kentsel dönüşümden ben bunları anlamıyorum.
Modern şehirler sadece gökdelenlerle olmaz.
Yerinde ve dönüştürerek ve kentlerin siluetlerini koruyarak bunu yapmalıyız.
Türkiye gayrimenkuldeki bütün kaynaklarını kentsel dönüşüme aktarmalı.
Yeni arsa üretmek ve buralara yeni konutlar yapmak yerine sağlıklı şehirler yaratmak zorundayız.

Bu kadar zor olmasa gerek

DEPREMLER oldukça bu gerçeği hatırlıyoruz. Bir sonrakine kadar da dolaba kaldırıyoruz.
Yeni bir depremle yapılması gerekenler listesi yapıyor, hazırlıyoruz.
Bu sefer yapmayalım.
Gerçekten üzerine gidelim.
Biliyorum bugünden yarına bu sağlıksız yapıları değiştirmek olmayacak.
Ama en azından bu sefer bir stratejiyle hareket edelim, insanlarımızı bilinçlendirelim, sağlıksız konutları ayıralım.
Bu kadar zor olmasa gerek...

İzmir’e nazar değdi

O kadar çok arkadaşım, dostum aradı, geçmiş olsun dedi ki...
Ve çoğunun ağzından şu cümle çıktı.
“O kadar çok İzmir’i sevdik, beğendik, konuştuk, anlattık ki nazar değdirdik...”
İzmir’e nazar değdi galiba...

Bu fotoğraf iyi geldi

DEPREM olduktan hemen sonra devlet olaya el attı. Bakanlar Kurulu’nun neredeyse tamamı İzmir’deydi. Son Başbakan Binali Yıldırım İzmir’deydi. İzmir Valisi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oradaydı.
Bu fotoğraf, bu görüntü hepimize iyi geldi.
Türkiye önemli meselelerinde bir araya gelebiliyor.
Hükümet, muhalefet, yerel yönetimler demokrasimizin olmazsa olmazları...
Ben siyasetin günlük hayatımızın çok içinde olduğuna inananlardanım.
Deprem acıydı ama bu görüntü bütün Türkiye’ye iyi geldi.
Dilerim farklı konularda da bu uzlaşma, birliktelik hep olur.

Master plan şart

ÇOK hızlı ve hemen bir deprem master planı yapmamız lazım. Evet var, biliyorum.
Ama yenilemeli ve sağlıksız konutları hemen belirlemeliyiz.
Öyle birkaç yılda değil,
Birkaç haftada hem de...

Çok daha iyi olmalıyız

ARAMA kurtarma çalışmalarında görev yapan herkese teşekkür ederim. Türkiye gerçekten eskisi gibi değil. Krizleri yönetmede çok daha başarılı ve donanımlı. Deprem gecesi bunu bir kez daha gördük. Sadece devletin olanakları değil, bu konuda uzmanlaşmış ekiplerin de çabası hepimizi gururlandırdı.
Yine de hatırlatmak isterim. İzmir’deki depremde 20 bina hasar gördü. Daha şiddetli bir depremde tablo çok daha ağır olabilir. Bu organizasyon kabiliyetini, donanımını daha da güçlendirmeliyiz.