Ak olana kara karaya ak demek

UZUN zamandır yazıyorum.

Haberin Devamı

 

Türk siyasetinin üslubu, kullandığı argümanlar, meydanların dili değişmeli diye...
Neden böyle yazıyorum?
Çünkü siyaset bir imkanlar sanatıdır.
Toplumu daha iyi bir geleceğe götürebilmek için herkesin taşın altına elini koyması lazım.
Ama ne olursa olsun; siyasetsiz bir adım eksik olur.
O yüzden bazı konuları siyaset üstü konuşup tartışıp kararlar alabilmeliyiz.
Ben uzun zamandır bu konuyu işliyorum.
Tanıdığım bütün siyasilere de aynı tavsiyede bulunuyorum.
Bunu yazarken, söylerken, konuşurken son derece rahatım.
Çünkü hiçbir siyasi partiye yakınlığım ya da uzaklığım yok.
Her partide dostlarım, arkadaşlarım var.
Gönül rahatlığıyla onları eleştirebiliyor ya da destekleyebiliyorum.
Bunun rahatlığıyla yazıyorum.
İktidarın ak dediğine muhalefet kara diyor.
Ya da tam tersi oluyor.
Oysa iktidar da muhalefet de gerektiğinde birbirlerine siyasi jestler yapabilmeli.
Bunu o kadar az görüyoruz ki...
Aslında bu yeni bir şey de değil.
Türk siyasetinin böyle bir karakteri var ve biz bunu bir türlü değiştiremiyoruz.
Örneğin son doğalgaz haberinde...
Ben Türkiye adına gerçekten çok sevindim; mutlu oldum.
Ekonomik etkilerinden daha çok psikolojik etkileri açısından da önemli bir adım olarak gördüm.
Bunu da böyle yazdım.
Muhalefetin güçlü mesajlarla bu süreci desteklemesi gerekirdi.
Muhalefeti ilgilendiren konularda da iktidarın bazı mesajları da güçlü vermesini beklediğim gibi...
Bu ülke hepimizin o yüzden siyasetin yapısı, kullandığı dil daha da önemli.

Haberin Devamı

 
Biraz huzurlu eylül geçirelim

OKULLAR online açılıyor. Yüz yüze eğitimin ise 21 Eylül’de başlaması bekleniyor. Dilerim başlar.
O yüzden tatil bölgeleri eylülü de yoğun geçirecek gibi gözüküyor.
Evleri olanlar tatillerini uzatmayı planlıyor.
Ben perakende zincirlerinin hazırlıklarından bunu takip ediyorum.
Birçok işletme okullar açılır açılmaz kapısını kapatır giderdi.
Şimdi ise bir hazırlık olduğu görülüyor.
Bir de devlet kötü geçen turizm sezonunu uzatmanın da planlarını yapıyor.
Tabii herkes kendi açısından haklı...
Bence eylül ayı kıyıların en güzel günleridir.
Deniz daha sakindir, rüzgar bile eylülün hatırına daha az eser.
Yine de hatırlatmak isterim.
Bu yaz biraz karambole geçti.
Bazı belediyeler geç açılan sezondan dolayı işletmelerin bazı kusurlarına göz yumdu.
Açık yazıyorum.
Çok da yanlış yaptılar.
Gürültü kirliliği Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri haline geldi.
Kimse kusura bakmasın, pandeminin arkasına sığınmasın.
Ne böyle bir rezil yaz geçirdim, ne de bu kadar çok şikayet mesajı aldım.
Hem de Türkiye’nin her yerinden.
Ruhsatı olsa bile hiçbir işletme kafasına göre müzik yapamaz.
O müzik bir süre sonra gürültüye dönüşüyor.
Eylülde bu işletmeler açık kalacaksa mutlaka denetimler artırılmalı.
En azından biraz huzurlu bir eylül geçirelim.

Haberin Devamı

 
5 bin testte
Yüzde 10 pozitif

İZMİR Valisi Yavuz Selim Köşger haklı olarak uyarıyor ve “Durum iyiye gitmiyor” mesajı veriyor.
Pazar günü 5 bin kişiye test uygulandığı, 440 pozitif çıktığı söyleniyor.
Bu test sayısının neredeyse yüzde 10’una denk geliyor.
Ve bu vakaların çoğu pozitif olduğunu bilmiyor çünkü hiçbir belirtileri yok.
Ama virüsü girdikleri her yere taşıyorlar.
O yüzden kışa girerken çok daha dikkatli olmalıyız.
Biraz fazla gevşedik.
Kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor.

 
Bir uyarı da Kaptaner’den

İZMİR Tabip Odası’nın eski başkanlarından Suat Kaptaner de uyarıyor.
Diyor ki;
“Kışa girerken maske stoklayın...”
Bütün bu yorumları okuyunca içimden eyvah diyorum.
Bir daha evlere kapanmayı kimse istemiyor, ekonomilerin durmasını kimse arzu etmiyor.
Ama isteklerimize uygun önlemleri de almıyoruz.
Bu kış biraz zor geçecek gibi gözüküyor.

Yazarın Tüm Yazıları