Seyretmeyin arayın

Başkent’in en işlek ana arteri Eskişehir Yolu’nda ilerlerken gördüm onları.

Haberin Devamı

Saat 18.00 civarıydı. Kar üstündeydiler, anne-oğul gibi gözüküyorlardı, biri 40’lı yaşlarında diğeri en fazla 10 yaşında.
Yaktıkları ateşte ısınmaya çalışıyorlar.
Yazıyı okurken ‘dilencidir’ diye düşünenleriniz olmuştur, olabilirlerdi de...
Alo 153 Mavi Masa’yı aradım, biraz da tereddütle, hemen müdahale edeceklerine çok ihtimal vermeden açıkçası...
Hızla operatöre bağlandı, görevli çok kibar ve ilgili bir şekilde kadınla çocuğun bulundukları yerin adresini alıp iletişim numarası istedi.
Sonrasında en fazla 5 dakika içerisinde gezici ekip telefonla arayıp adresi tarif etmemi rica etti.
En fazla 10 dakika sonra ekip tekrar arayıp, ‘Yanlarındayız şu anda. Yardıma ihtiyaçları olmadığını, kağıt toplayıcısı olduklarını ve yardım istemediklerini söylediler” bilgisini verdi.
* * *
Hem Ankara Valiliği’nin, hem de Büyükşehir Belediyesi’nin ayrı ayrı ekipleri var. Kış şartlarının ağırlaştığı bugünlerde en ufak bir şüphede onları arayın. Ben denedim, fazlasıyla ilgililer.
* * *
Tam da bu satırları yazarken önce ajanslara, ardından internet sitelerine Dikmen Vadisi’nden bir haber düştü.
Milyonluk dairelerden sadece metrelerce uzakta, Ankara’nın dondurucu kış koşullarında çadır hayatı süren Suriyeli mülteciler...
Ve...
3 yıl önce Ankara’ya sığınan 4 çocuklu Said Ailesi...
Said Ailesi önceki sabah, 36 gün önce dünyaya gözlerini açan minik Ebru’yu kaybetti.
Aile, Ebru bebeğin soğuktan öldüğünü söylerken, akşam saatlerinde Ankara Valiliği, “Besinlerin soluk borusuna kaçması sonucu hayatını yitirdiği anlaşılmıştır” açıklamasını yaptı.
* * *
Savaştan kaçan bir aile...
Çadır hayatında verilen yaşam savaşı...
En acısı da.
36 günlük bir bebeğin hepimizin gözü önünde -çadır’da- can vermesi.
*
Dünyanın hakim güçlerinin vicdanlarını buzluğa kaldırdığı bugünlerde ayık olmak lazım.
Hepimize görev düşüyor, yanıbaşımızda birileri soğukta yaşam mücadelesi veriyor olabilir...

Haberin Devamı

“YASAK KARDEŞİM”LE OLMAZ

Kar altında kağıt bekleyen kadınla çocuğa gelince... Bekledikleri alana çevredeki alışveriş merkezlerinden kartonlar ve kağıtlar getiriliyor, kadın eşine haber veriyor o da gelip kağıtları topluyor.
Hırsızlık yok, arsızlık yok...
Sadece alın teri var.
Ve Çevre Bakanlığı’nın kağıt toplayıcılara dair düzenlemesiyle onlara ‘kağıt toplayamazsınız’ denildi. Toplayana 20 bin TL, kağıt alan firmaya da 140 bin TL ceza var.
Sadece Başkent’te 8 bin kişi kağıt topluyor, aileleriyle birlikte 50 bin kişiyi buluyor.
Bakanlığın kedine göre haklı gerekçeleri olabilir ama bu insanları sisteme dahil etmeden, ‘ben yaptım oldu’ deyip toplatmamak başka sorunlara yol açar.
Bakanlık bu durumu gözden geçirmeli, evet bir düzenleme getirilmeli ama bunun yolu, ‘yasak kardeşim’den daha uygulanabilir olmalı...

Yazarın Tüm Yazıları