Otellerde Amerikan havası

Bir hafta boyunca otelden bir gün bile çıkmadım. Otelin ‘beach club’ kısmı o kadar keyifli ki Bodrum’da tatil yapan neredeyse herkes buraya uğruyor.
Sahilindeki yataklı şezlonglar çok revaçta...
Orada güneşlenmek için mutlaka erkenden rezervasyon yaptırmak gerekiyor.
Onun dışında otelin restoran ve dinlenme kısmındaki masa ve localar sosyal mesafe kurallarına göre düzenlenmiş.
Arkadaşlarınızla masadan masaya benim tabirimle “air kiss” (hava öpücüğü) yapmak pek moda bu aralar. Tabii ki şartlar gereği özel partiler yapılmıyor ama öğlen 12’de sahilde müzik başlıyor.
Buranın sahilinde keyifle dinlenirken kendinizi Beverly Hills’in ünlü oteli SLS’de gibi kendinizi hissediyorsunuz.
Bu Amerikan havasını otelin lobisine girdiğiniz andan itibaren personel ve ambiyans olarak hissediyorsunuz.
Bodrum’a yolu düşenlerin EDITION’ı deneyimlemesini öneririm.
Özellikle odalarının her daim hijyen kurallarına göre temizlenmesini belirtmek gerekir.
Bu sezon Amerika ve Avrupa seyahatleri askıya alındı ama Türkiye’de de oradaki deneyimleri yaşayabileceğiniz lokasyonlar olduğunu unutmayın.

MİNİ ÖNERİLER

Orkide Balık

Her sezon mutlaka bir akşam yemeğimi Gölköy’de bulunan Orkide Balık’ta yerim. Deniz kabuğunda gelen mezeleri ve taze balıklarına bayılırım. Bu sezon iskele kısmındaki masalarını azaltan mekan, daha iyi hizmet için ekstra çalışıyor. Bu sezon Bodrum’a yolu düşenlerin bir akşam buraya uğramasını öneririm.

QuzIne Kahvaltı Evi

Birkaç arkadaşım “Gündoğan’da bir kahvaltıcı var kesinlikle git” dedi. Ardından sosyal medyada algıda seçicilikten herhalde karşıma hep bu adres çıkmaya başladı. Arkadaşlarla toplandık ve gittik. Pişman olmadık. Yöresel lezzetlerle süslenmiş kahvaltı sofrasında kabaklı börek ve taze sıkma mandalina suyu favorilerim oldu. Eminim masadan 1 kilo alıp kalktım.

The Club Restaurant

Bitez’deki Ramada Otel’in içinde yer alan restoranın suşileri eminim ki birçok yere açık ara fark atar. Ördek roll ve karides tempura’sını parmaklarınızı yemeden yerseniz çok şanslısınız. “Deniz ürünü yemem” derseniz menüye yeni giren kokoreci deneyin. Bitez’e yolunuz düşerse mutlaka uğrayın sonra da kulaklarımı çınlatın.

Eskiyer Balık

Bodrum’a ayak bastığımda ilk Eskiyer Balık’a gitmek istedim ama “Kapandı” dediler. Çok özleyeceğimi düşünürken öğrendim ki ufak tefek sorunlarını halledip geçtiğimiz hafta tekrar kapılarını açmışlar. Yalıkavak Marina’yı 200 metre geçtikten sonra karşınızda. Yemek sonrası mutlaka, şekerpare tatlısını tadın.

Mimoza ve Melengeç

Gümüşlük mevkiinde sırt sırta olan bu iki mekan geçtiğimiz sezon “Bir gün sen, bir gün ben müzik yapacağım” diye anlaşmışlardı. Bu sezon öğrendim ki birbirlerinin performanslarını beğenmediklerinden aynı anda müzik yapmaya başlamışlar. Ne yalan söyleyeyim iki yerde de yemekten sonra ateşin etrafında eski Türkçe müzikleri dinlemek çok keyifli oluyordu. Umarım yeniden anlaşırlar.