Sağlıkla yaşa ve yaşlan

TIBBİ olanakların da artışıyla birlikte herkesin yaş almaya bakış açısının değiştiği bu günlerde konuyu Ekol Hastanesi göz doktorlarından Gökhan Erbakan ile görüştük. Fizyolojik fonksiyonların azalmasıyla hastalıklara ve ölüme karşı artmış hassasiyet olarak açıklanan yaşlanmanın evrensel olarak üç düzeyde değerlendirildiğini aktaran Dr. Gökhan Erbakan, bunları normal, hızlanmış ve başarılı yaşlanma olarak sıraladı.

Haberin Devamı


Sağlıklı yaşlanmanın sadece kader olarak değil, çevresel ve genetik faktörlerin birbirini etkilemesiyle mümkün olduğuna vurgu yapan Erbakan, “İkizlerle yapılan çalışmalarda insan ömrünün yaklaşık yüzde 20-30’unun genetik ile alakalı olduğu, geri kalanın ise kişisel tarza ve çevresel faktörlere bağlı olduğunu göstermiştir. Buna göre, beslenme ve yaşam biçimi, uzun ve sağlıklı yaşlanmanın en önemli faktörleridir. Diyette sebze, meyve, kabuklu yemişler, zeytinyağı, balıktan zengin gıdalar tüketme, az miktarda kırmızı şarap ve en az haftada 3 gün 20 dakika egzersiz; obezite, sigara ve alkolden kaçınmak uzun ve sağlıklı yaşamın reçetesidir. Beslenme altında yatan birçok mekanizma, yaşam tarzı ve uzunluğu, telomerdeki değişimleri de içerir. Her hücre bölünmesinde telomerlerin bir miktar boyları kısalır ve yaşlanmaya sebep olan hücre zamanla artık daha fazla bölünememeye başlar. Bu kısalma, sağlıklı ve sürdürülebilir hücre yanıtını bozarak, hastalık riskine ve sonuçta hücre ölümüne neden olur” bilgilerini verdi.

Haberin Devamı

POTANSİYEL 120 YIL
1962’de, Dr Leonard Hayflick hücre biyolojisinde devrime sebep olan “Hayflick Teorisi”ni ortaya attığını ve buna göre insan hayatının potansiyelinin 120 yıl olduğunu aktaran Erbakan, “50 yıl sonra, bilim genetik potansiyelimizi artırmak için yeni bir teori yarattı. Bilgi, çok kısa ve fonksiyonları bozulmuş hücre telomerlerinin ‘telomeraz’ enzimi tarafından onarılabileceğini söyledi. Bu buluş bilim dünyasında büyük bir etki yaratarak, yaşlanmayı potansiyel olarak telomeraz aktivasyonu ve telomer aşınmasının önlenmesi ile geciktirebileceğini söyledi” dedi.

 
HAYAT İKSİRİ
Obezite, insülin direnci, kalp hastalıkları, bağdoku rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığın kısa telomerlerle bağlantılı olduğunu, sigara içmek, stres ve düşük fiziksel aktivite gibi etmenlerin telomerleri kısalttığını dile getiren Erbakan, düşük yağlı diyetlerin, düzenli fiziksel aktivitenin, yoga ve meditasyonla azaltılmış zihinsel stresin telomeraz aktivitesini artırdığını söyledi. Erbakan, “Yani Akdeniz ülkelerinde yaşayan insanlar, sanayileşmiş ülkelerde yaşayan insanlara göre daha uzun ve sağlıklı bir yaşama sahiptirler. Ayrıca bu insanların telomerazlarının daha uzun ve telomeraz aktivitelerinin daha fazla olduğu iddia edilmektedir” diye konuştu.

Haberin Devamı

 
DÜZENLİ VİTAMİN
Genetik ve çevresel faktörler ile ilerleyen zaman ve yaşın göz sağlığı için de önem taşıdığını, doğru beslenmenin göz sağlığına da faydalı olduğunu belirten Erbakan, “Sağlıklı gözlere sahip olmak için vücudun düzenli vitamin alması gerekiyor. Ancak, uzmanlar tablet olarak alınan vitaminlerin, vücutta birikerek hastalıklara yol açtığını söylüyor. Bu nedenle doğal beslenmek, göz sağlığını korumak için ilk adım olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu. Göz sağlığı için balık yağı, süt, yumurta sarısı, portakal, buğday, havuç, mantar, baklagiller, maydanoz, lahana ve kabakta yer alan A vitamininin önemine değinen Erbakan, “Sonuç olarak, hayat tarzımızla beraber ne yediğimiz, nasıl yediğimiz ve ne kadar yediğimizin tümü baskın ve kesin bir biçimde, telomerlerimiz gibi genetik dahil, tüm sistemimizi etkiler” diye konuştu.

Yazarın Tüm Yazıları