Zaman su gibi akıyor...

“İnsan, acısıyla tek başına kalmayı ve kaçma isteğinin üstesinden nasıl geleceğini öğrendiğinde, öğrenecek çok az şey kalmıştır.” (Irvin D. Yalom)

Haberin Devamı

Sürekli aynı hataları tekrarlamanın, hatadan ziyade nedenini bilinçaltında gizlediğimiz bir karar olduğuna ikna olmamız gerek. Hepimizin farklı durumlara karşı asla güçlenemediği, belki de güçlenmek istemediği tarafları vardır...
Çocukken, büyümenin heyecanıyla vereceği ayrıcalıklı erişkin mutluluğu hayal ediyoruz. ‘Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan’ vaziyetleriyle heyecanımızın katlandığını düşünüyoruz... Öyle de oluyor. Tasarladığımız hayatın küçükken kurguladığımız ‘evcilik oyunu’ olmadığının farkına varana kadar geçen ‘lay lay lom’ dönemleri tükendikçe, her istediğimizi elde etmeye alıştığımız çocukluk ve gençlik dönemlerine, yaşamın verdiği ‘Havada bulut sen bunu unut’ cevabı acıtsa da mücadeleye devam ederek kendimizi ispat arayışı teselli oluyor. Kapıldığımız yetişkinlik heyecanının, çocukken kurguladığımız hayaller kadar göz kamaştırıcı ve sahici olmadığı gerçeği ile yüzleştiğimiz yarı olgunluk zamanlarında önce burkuluyor, ardından da kabullenmediğimiz zorluğunun üstesinden gelememekle kırılıyoruz... Ancak ‘Pes etmek yok, ha gayret yaşam’ sloganlarıyla kırgınlığın yanına biraz umut koyup ‘devam’ diyoruz. Umutlarımızın zamanla tükeneceği olgunluk dönemlerinde sık kullanmaya başladığımız ‘Zaman su gibi akıyor’ cümlesi hızımızı kesiyor, zamanla girdiğimiz amansız yarışın mutlak kaybedeni olduğumuzun da farkına varıyoruz. Mutluluğun çocuk olabilmekten geçtiğini kavramakta geç kalmış olsak bile, önce çocukluğumuzun saflığına sığınıyor, sonra da yetişkin görünümlü çocuk olabilmenin yollarını aramaya başlıyoruz. Bulanlara selam olsun... İyi bayramlar!

Haberin Devamı

‘HOT POT’

Zaman su gibi akıyor...

Bir geleneksel Çin yemek kültürü olan ‘Hot Pot’u ilk defa duyuyor olabilirsiniz. Uzak Doğu mutfağına hakim olanlar mutlaka duymuşlardır. ‘Güveç’ veya ‘Kızgın Tencere’ anlamına gelen ‘Hot Pot’ Çin ve diğer Asya ülkelerinde de aynı isimle biliniyor. Önceden pişirilmiş farklı lezzet ve aromalardaki (Et, tavuk, sebze, mantar ya da Tom Yung... vs.) çorba suyundan herhangi birini seçiyorsunuz. Bu çorba suyunun konduğu tencere, altında yanan ocakla birlikte masaya getirilip tabağınızın hemen yanına konuyor. Yanı başınızda fokur fokur kaynayan bir tencerenin varlığını ilk etapta yadırgasanız da önünüze dizili çiğ mantı, sebze, et veya menüden her ne seçtiyseniz, pişirdikçe hoşunuza gitmeye başlayacak. Uzak Doğu’lu baharat ve soslarından bir karışım hazırlamış olmalısınız ki tencereden kâsenize aktardığınız yiyecekleri o soslara banıp tadına baktığınızda damağınıza bulaşan lezzete bayılacak, yeniden ayılmak için tekrar banmak isteyeceksiniz. Sancak Mahallesi 512. Sokak’ta Ankara’nın ilk ve tek Hot Pot restoranı ‘@privatehotpot’a gidin. Gülümseyen ikizler Beyza veya Kübra karşılıyor, restoranın kadın girişimcisi Zeynep size detaylarıyla Hot Pot anlatıyor. Merak etmeyin... Bayramın ilk günü açık.

Haberin Devamı

TUNALI, KUĞULU, KITIR VE KUMPİR...

Zaman su gibi akıyor...

Tatile gitmeyip Ankara’da kalmayı tercih eden Ankaralıların bayramdaki en yoğun gezinti tercihlerini sırasıyla başlığa yazdım. Tunalı Hilmi Caddesi’nde yapılan uzunca bir yürüyüş ve çocuklarla birlikte Kuğulu’nun oyun alanında iyice yorulduktan sonra hemen bitişikteki ‘Kıtır’ büyükler için soluklanmak ve susuzluklarını gidermek, çocuklar için de boylarına göre kocaman bir kumpir yemek için son durak. Gençlik yıllarımın başlarında tereyağıyla birlikte fırınlanmış patates kokusunu yıllar önce yine Kıtır’da koklamıştım. Hatırladığım kadarıyla ‘Kıtır’ Ankara’da ilk kez kumpir yaptığında yer yerinden oynamış, kumpirin tadına bakmak için uzun kuyruklar oluşmuş, lezzeti dilden dile dolaşmıştı... Ve hatta belirli bir süre sonra ‘Tunalı, Kuğulu, Kıtır ve karışık kumpir’ Ankara’ya gezmeye gelenler için de klasik hale gelmişti. Gerek biz Ankaralılar gerekse dışarıdan gelip Ankara’yı tatmak isteyenler için bu klasik ilk günkü lezzetle devam ediyor desem inanır mısınız? İnanacağınızı biliyorum... Çünkü siz de halen bu klasik rutini seviyorsunuz...

Haberin Devamı

TAVA YA DA RULO ‘DONDURMA’

Zaman su gibi akıyor...

Çoğunlukla tatil kasabalarındaki yürüyüş ve gezinti güzergâhlarında rastlamışsınızdır. Orijinal adı ‘Thai rolled ice cream’ yani Tayland usulü rulo dondurma veya ‘tavada kızartılmış dondurma’ da deniyor. Bir motor yardımıyla soğutulan tavanın üzerinde, seçtiğiniz meyve ve çikolatalı, ballı, reçelli karışımların sıvı dondurma ile haşır neşir edilmesiyle elde ediliyor. Soğutularak kızartılan karışımların spatulaların tıkırtılarıyla birbirleriyle iyice harmanlandıktan sonra tavanın üzerine yayılması ve donmuş dondurmanın yine spatula yardımıyla tavadan kazınarak rulo haline getirilip kaplara konmasını izlemek de keyifli. Tunalı’yı kesen Abay Kunanbay Sokak ortalarında ‘@rollsnsmiles’ dondurma dükkânı bayramın her günü açık mutlaka uğrayın. Kadın girişimci sevgili Didem Aksoy’un maharetli ellerine ve hazırladığı ruloya bayılacaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları