Her şeye rağmen...

“Her şeye rağmen sıcaktı güneş. Her şeye rağmen üstesinden geliyordu insan. Hayat, bir şekilde günleri birbiri ardına eklemenin bir yolunu buluyordu, her şeye rağmen...” (Virginia Woolf)

Haberin Devamı

Zihnimizde yılbaşı gecesini tasvir ederken, karın soğuk beyazını, yanımızda sevdiklerimiz, iki avucumuzun arasına aldığımız sıcak kahve fincanı ve şöminede yanan ateşin kırmızı tonları ile ısıtmaya çalışır; giysilerimiz, eşyalarımız ve hediye kutularını hep bu tonlardan seçerken manevi sıcaklığın ısısını da hayal ederiz. Yazın sıcak günlerindeyse zihnimiz bizi yine sevdiklerimizle deniz veya göl kıyısına, yüksek ağaçların sarkan dallarına değerek sükunetle akan bir nehrin kenarına götürürken derin bir “ohhh” çektirmeyi de ihmal etmez. Bu sefer serin sulara bakarken, iki avucumuzun arasındaki içeceğimizi buzun beyazı soğutur. Şapkamız, üzerimizdeki giysiler, eşyalarımız beyazın serinleten tonlarından seçilmiştir. Geçirdiğimiz yılda hastalıklar, ölümler, geçim sıkıntısı hepimizi psikolojik olarak yıprattı, hatta iyice hırpalandık diyebilirim. Her şeye rağmen zihnimiz bize sevdiklerimizle beraber yaşamın güzelliklerini hatırlatmalı; sağlığı, mutluluğu, huzuru, sevgiyi, aşkı ve tabii ki gülümsemeyi... Eğer “siz isterseniz” hatırlatacaktır mutlaka. Buddha’nın şu sözünü unutmayın: “Her sabah tekrar doğarız, bugün yaptığımız en önemli şeydir.” Hepimize “derin bir ohhh” çektirecek şahane bir yıl olmasını diliyorum.

Her şeye rağmen...

KADIN YÜREKLİ HEKİMLER(KAHEV)

Haberin Devamı

Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı(KAHEV), kurulduğu 2018 yılının 30 Aralık gününden bu yana tam üç yıl geçmiş. Vakfın öncelikli hedefi, eğitim giderlerini karşılayamayan tıp öğrencilerine sağlayacakları burs desteğiydi. O tarihlerde bu vakıftan bahsettiğimde henüz 500 civarı bursiyeri varken, üç yılın sonunda ulaştıkları rakam iki binden fazla. Özellikle köy okullarına yönelik çalışmalara odaklanan KAHEV gönüllüleri; onlarca okula kütüphane ve laboratuvar kurdu, onlarca okulu baştan aşağı boyadı, kültür sanat atölyeleriyle sosyal çalışmaları canlandırdı. Bugünlerde günümüz çocuklarının teknolojik yaşamla iletişimini sağlayan ve pek çok okulda bulunmayan “Robotik kodlama atölyeleri”ni tüm ekipmanını sağlayarak kuruyorlar. Yaklaşık 25 bin civarı kadın hekimin maddi manevi desteğinin yanı sıra; kendi elleriyle ürettikleri amigurami bebek satışları, gezi gurupları, çevrim içi eğitimler ve tabii ki dışarıdan aldıkları bağışlar da var. Ödüllü projeleri “Emanetiniz, Emanetimizdir” ile COVID 19’dan hayatını kaybeden 127 sağlık çalışanı çocuklarının tüm eğitim masraflarını üstlendiler. Detaylı bilgi ve değerli destekleriniz için www.kahev.org.tr adresine gitmeniz emsalsiz bir yeni yıl başlangıcı olacaktır.

Her şeye rağmen...

KAHVE GURUSU ‘SAM ÇEVİKÖZ’

Haberin Devamı

Asıl adı “Suavi Hüseyin Çeviköz...”
1970 yılında 8-9 yaşlarındayken ailesiyle birlikte Kadıköy, Fenerbahçe’den Avustralya’ya taşınmış. Okuldaki arkadaşlarının “Suavi” ismini telaffuz edememesinden kaynaklanan krizi, sevgili babası isminin başına “Sam” ekleyerek çözmüş. Kahvenin kitabını yazabilir mi? Bilmiyorum, ancak kitaplara ilham olabilecek nitelikte kahveler kavurduğunu, demlediğini, pişirebileceğini, sohbet ederken duyduğum sesindeki heyecan ve alçak gönüllülüğünden anladım. Bana anlattıklarını yaklaşık 30 yıldır uluslararası düzeyde sertifika verebilen bir eğitmen olarak öğrencilerine binlerce kez aynı heyecanla anlattığına da eminim. Hepimiz kahveyi severiz, kimimiz düşkünlük derecesinde tutkuludur, ancak sevgili Sam’in Avustralya’da tanıştığı kahveyle şahane bir aşk hikâyesi yaşadığı kesin. 2014 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaparak kurduğu ilk kahve dükkânı “Moc Coffe” aynı zamanda benim de bayılarak içtiğim Avustralya kahvesi “Flat White”ın da ülkemizde ilk hazırlandığı dükkân. Sonrasında “Federal” kahve dükkânlarını kuran Sam Çeviköz, şimdilerde yıllarla demlediği kahveciliğinin son durağı dediği ve “üçüncü nesil” kahvelerle yeni bir kahve damağı oluşturduğu “Coffee HQ”nun İstanbul ve İzmir’den sonra yeni yılda Ankara’ya da geleceğinin sözünü aldım. Heyecanla bekleyin derim.

Her şeye rağmen...

TÜRK KAHVESİ NASIL PİŞMELİ?

Haberin Devamı

Yeni nesil kahve dükkânlarının çoğalmasıyla, bu kahve dükkânlarında hazırlanan İtalyan, Amerikan tipi kahveleri tüketme ile bu kahvelerle selfie çekme furyasına kapılan yeni nesil gençler de çoğalmıştı. Bekledikleri damak keyfini yabancı kahvelerde yakalayamamış olacaklar ki; bu gençler son zamanlarda özlerine yani “Türk kahvesi”ne geri dönüşü yaşıyorlar. Sam Çeviköz’den aldığım bu bilgi üzerine, nedenini de sordum, “Kahveyi doğru pişirmek” dedi. Unuttuğumuz geleneksel yöntemi hatırlattı sevgili Sam. Ve şunları söyledi:
“Her fincan için tek fincanlık cezve kullanılmalı. Oda sıcaklığındaki su sonra kahve konup karıştırıldıktan sonra ağır pişmeli. Kahve ısındıkça yüzeyinde oluşan kaymak tabaka kaşıkla fincana aktarılmalı. Kahve piştikten sonra fincanda üç dakika beklemeli. Telve aşağı süzüldükten sonra içilmeli.”

Yazarın Tüm Yazıları