Çarşı-pazar

“Hata yapmak, hile yapmaktan çok daha onurluca bir eylemdir.” (Abraham Lincoln)

Haberin Devamı

Çarşı-pazar gezmeyi ne çok severim... Esasında Anadolu kültürü almış herkes, çarşıyı ayrı, pazarı ayrı sever. Gezdiyseniz pazarların nasıl olduğunu bilirsiniz mutlaka. Her şey açık... Her tezgâhın üzeri devasa pazar şemsiyeleri ile örtülü. Kalan açıklıklar ve ara geçişlere brandalar gerilmiş. Tezgâhlar süslenmiş, satıcılar da pür neşe. Satılmayı bekleyen sandık sandık ürün, gelen alıcılarla flört halinde, kimine göz kırpar, kimine el sallar... Fileye girince de mest olur. Çarşıları da bilirsiniz. AVM demiyorum, lütfen karıştırmayın. Bir sokağın veya caddenin iki tarafında yan yana dizili dükkânların olduğu kasaba ve şehir çarşıları. Esnaf ile sergilenen ürünlerde pazardakiyle aynı davranışlar var, doğal ve samimi. Gerçi son dönemlerde pek kalmadı ama yine de tek tük rastladığımız oluyor. Küçük mahalle çarşıları var bir de... ‘Bedesten’ de deniyordu eskiden. Sokak ya da caddede değil de ortasında genişçe bir avluyla etrafında sıra sıra dizili dükkânların çevrili olduğu müstakil mekân. Ankara’ya uzak yerleşim yerlerinde kurulan mahallelerde bu çarşılardan da yapılmıştı. İçinde bakkalı, manavı, kasabı, terzisi, kuru temizlemecisi, züccaciye vs. olurdu. Kiminde balıkçı, bazısında ev yapımı börekçi ve esnaf lokantası da olur. Geçenlerde ‘Konutkent 2’nin çarşısına rast geldim. Tıpkı yukarıda tarif ettiğim gibi bir atmosfer ve havası beni benden aldı desem inanın. AVM’lerdeki ruhsuzluğu görmekten nasıl bıktıysam artık. Çarşı esnafıyla hemen kaynaştım. Uzun yıllardır görmediğim akrabalarıma kavuşmanın heyecanı gibiydi hislerim.

Haberin Devamı

ANADOLU EV YEMEKLERİ

Çarşı-pazar

Konutkent 2’deki çarşıya girdiğimde ilk dikkatimi çeken yer; Sevgili Nihal Yıldıran’ın 22 yıl önce kurduğu hamur işi ve ev yemeklerinin pişirildiği ‘Anadolu Ev Yemekleri’ isimli küçük dükkân oldu. Çok neşeli ve hareketli alışverişlerin yapıldığı tezgâhın arkasındaki Nihal Hanım’la, gelen müşteriler arasında geçen ayaküstü sohbet ve hâl hatır sormalar, en az pişirilen yiyecekler kadar doğal ve samimiydi. İçimden katılmak geldi... Bazı sohbetlere katıldım hatta. Dükkânın tezgâh arkasının pırıl pırıl görüntüsü, sergilenen baklava, börek, sarma ve tatlılara çok yakışıyordu. Pişirilen ürünlerin tümünün günlük ve hatta anlık olarak piştiğine canlı şahit oldum. Eski zamanda mahallenin düğün ve kutlama yemeklerini pişiren usta kadına ‘Keyfana’ denirdi. Konutkent’teki Anadolu mutfağında da ‘Dudu kadın’ eski zaman ‘Keyfana’sı gibiydi. Mutfakta birlikte çalıştığı arkadaşlarının her biri, pişirdiğinin ‘Keyfana’sı diyebilirim. Mutlaka gidin, tadına baktığınızda ne dediğimi anlayacaksınız.

Haberin Devamı

KAPTAN’IN YERİ

Çarşı-pazar

Kaptan’ın Yeri ‘Balık pişirme evi ve Akdeniz mutfağı’ yazısı Konutkent 2 Çarşısı’na girişteki levhasında yazıyor. Dükkânı ve tezgâhtakileri görünce birden ‘neredeyim’ ikilemine kapılıyorsunuz. Herhangi bir deniz kıyısındaki sahil kasaba balıkçısı havasına giriyorsunuz aniden. Teşhirdeki balıklar az önce avlanmış gibi duruyor. Mezelerin canlılığı en az balıklar kadar taze ve iştah kabartan cinsten. Avluya kurulan masa düzeni, sahil kasabası balıkçısı figürü ve ağlarla zenginleştirilmiş. Kaptan ‘Erol Önen’i göremedim. Didim açıklarında balığa çıkmış dediler. Kaptan’ın sevgili şefi Mert’le muhabbet ettik. Pişirimci usta ile sohbet ettim. Son zamanlarda yediğim en güzel ‘Amasra salatası’nı hazırlarken Gülşan Hanım’ı izledim, çok titiz ve sevgi doluydu. Ceviz, kereviz, yoğurtla hazırlanan ‘Burhaniye mezesi’ nefis görünüyordu. Uskumrudan çiroz, ahtapot söğüş ve lakerda iç gıdıklayıcı derecede davetkâr duruyorlardı. Kabak ve armut tatlılarının yanında güncel çikolatalı tatlılar da vardı. Kısacası her şey nefis, doğal ve canlıydı. Gittiğinizde siz de canlanacaksınız.

Haberin Devamı

ULUSLARARASI İSTANBUL ŞİİR VE EDEBİYAT FESTİVALİ

Çarşı-pazar

21-26 Kasım arası İstanbul’a yolu düşeceklere bir önerim var. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Şiir Derneği tarafından organize edilen ve bu yıl 14’üncüsü düzenlenecek festivalin ana mekânı yakın zamanda hizmete giren ‘Rami Kütüphanesi.’ Hem bu şaheser kütüphaneyi görmek hem de farklı ülkelerden gelen şair ve edebiyatçılarla tanışmak için büyük fırsat, giderseniz kaçırmayın derim.

Yazarın Tüm Yazıları