Yılmaz Özdil’e açık mektup…

Yılmaz Bey, hatırlarsanız GDO’lu yiyeceklere mahkûm olmamızla ilgili çok güzel bir yazınız vardı. Eski tarihli yazınız ama bizim Whatsapp gruplarında halen paylaşılan bir yazıdır.

Haberin Devamı

Hani büyüklerimizden öğrenmediğimiz, dolayısıyla bir sonraki nesle aktaramadığımız yok olmaya mahkûm ettiğimiz mutfak kültüründen bahsediyordunuz.

 

Köy işi diye burun kıvırdığımız yiyeceklerin yerine koyduğumuz paketlenmiş ürünlerin bizi ne ile karşı karşıya bıraktığını vs. yazıyordunuz. Evde yoğurt yapmak ekmek yapmak çok mu zor diye de soruyordunuz?

 

İşte ben de bu yaz kendimi doğallığa adadım. Uzun zamandır hayalini kurduğum köydeki evimiz bitti. Geçenlerde yazmıştım köyümü, yolunuz düşerse Karadeniz’e beklerim.

 

“Madem köyde zaman geçireceğim, o zaman bu köy işlerini de öğrenmem gerekir.” diye düşündüm. ve çalışmalara başladım. Evde yoğurt ve ekmek yapıyorum ama laf aramızda bu işler köydekiler için fasa fiso.

 

Haberin Devamı

Geçen gün annem “Bahçeden lahana toplasan da sarma yapsak ama sen beceremezsin.” deyince “Aşk olsun anne, o kadar beceriksiz miyim? Ne var lahanayı kırıp getirmekte?” dedim ve bahçeye girdim. İkince lahana yaprağını kırmamla beraber “Kurutacaksın lahanaları, bırak, sarma da istemiyorum.” diye feryat figan edince hemen çıktım tabii.

Ve amcamın eşinden pratik lahana kırma dersi aldım. “Ay! Abartma Ayşe.” diyebilirsiniz ama buyurun beklerim bahçeye.


Bir sürü prosedürü var; öncelikle bilmemiz gereken şey, lahanaların en kenardaki yapraklar yemeğe konulmuyor. Ayrıca toplama sırasında lahanaların kurumaması için yüreğinden de kopartmamanız gerekiyor. İki saat lahananın başında düşünüyorum, “Bu yaprağı koparsam mı, koparmasam mı?” diye.

Yılmaz Özdil’e açık mektup…

Valla kolay değilmiş bu işler. Öyle diplomalar filan sökmüyor buralarda. Mesai de sekiz saat değil, full aktivite. Kendimi müthiş tembel hissetmeme neden oluyorlar.

 

Haberin Devamı

Yoğurt ve ekmek yapma işi tamam, tereyağı ve peynir yapmak var sırada. Yalnız laf aramızda büyük baş hayvanları ayıramıyorum. Benim için hepsi inek J Hangisi sağılır hangisi sağılmaz karıştırıyorum. Geçen gün anneme “Bu hayvanları sahipleri nasıl ayırıyor? Hepsi birbirine benziyor.” dedim. “İnsanlar çocuklarını nasıl ayırıyorsa onlar da öyle ayırıyor.” dedi. “Hayvanlarla daha yakın olsam bu sorunu çözer miyim?” düşüncesiyle kuzenimin hayvanlarına çobanlık yapayım dedim ama beni hiç takacakmış gibi görünmüyorlar. Onları eğlenceli biri olduğuma ikna etmem gerekiyor. Konu üzerinde gözlem  ve çalışmalarıma devam ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları