“TEKBİR”li Tepkiler…

Geçtiğimiz hafta, İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen Contemporary İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı’nda yer alan bir esere yönelik tepki gündemdeydi.

Haberin Devamı

Tepkiye neden olay şöyle; Ressam Ali Elmalı, Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid’in yüzünü kadın bedeni formundaki bir heykele resmetmiş. Bu durumdan rahatsız olan ve kendilerini ‘Erbakan Vakfı’ üyesi olarak tanıtan bir grup genç de “Sultan Abdülhamid bizim atamızdır, bu heykel atamızı aşağılamaktadır.” Diyerek heykele tepki gösterdiler. Hatta ressamın “Bu bir sanat eseridir.” açıklamasına karşı “Madem öyle, o zaman kendi atanın resmini yap!” diyerek atalar üzerinden yeni bir söylem gerçekleştirmişlerdir.

Tepkiyi gündeme taşıyan durum ise olaydan ziyade olayın gerçekleşme şekli. 

Tepki gösteren gençler; bir basın açıklamasıyla, eserin sahibi ressama ulaşarak veya fuarın organizatörleriyle konuşarak çözmek yerine tekbir getirerek uluslararası bir fuara “Müslüman’ca (!)” bir giriş yapmayı tercih ettiler.

Can ve mala zarar gelmemesi olayın iyi tarafı… Zira en son tekbir getirerek Hürriyet’i protesto etmek isteyen bir grup genç taşlı sopalı bir girişimde bulunmuştu.

Sanırım gençler tekbir getirme olayını yanlış yorumluyor. Fıkhi olarak kesilen hayvanın etinin helâl olması için getirilen tekbir vardır. Gençler tepkilerinin önüne tekbiri koyunca her yaptıkları eylemi helâl veya mubah zannediyorlar. 

Bu sorunu nasıl aşacağız bilmiyorum ama birilerinin gençlere bu tarz eylemlerin sadece İslamofobiye hizmet edeceğini anlatması gerekiyor.

Üstelik heykel protestosunu yapan gençlerin kendilerini “Erbakan Vakfı” üyeleri olarak tanıtmaları üzücü. Rahmetli Erbakan Hoca,  yaşasaydı asla böyle bir şeye izin vermezdi.

 …………… 

HDP'li vekillerin tutuklanmalarının ardından Hasip Kaplan, sokağa çıkmayan Kürt vatandaşlara hitaben twitter’dan, "Kürdün yavşağına, iktidar uşağına, tırşıkçısına yazıklar olsun." diyerek hakaret etti. 

HDP’yi meclise taşıyanlarla sokağa çıkmayanın aynı vatandaş olduğunu düşünemeyecek kadar, kendilerine verilen mesajı anlamayacak kadar akli selimliği kaybetmiş bir anlayışta görüyorum kendisini…

Hangi siyasetçi olursa olsun istediği neticeyi alınca halkını kahraman ilan eden, istediği olmadığında ise kendini sorgulamak yerine halkını aşağılayan siyasi anlayıştan nefret ediyorum.

HDP’li vekillerin davet edildikleri hâlde mahkemeye gidip ifade vermemeleri ve “Türk mahkemelerini tanımıyoruz!” tepkisi kabul edilebilecek bir durum değil. Fakat tutuklu yargılanmaları da gereksizdi. 

HDP, maalesef kendilerine inanan ve meclise girmeleri için destekleyen insanları hayal kırıklığına uğratmıştır. 

HDP, PKK’dan bağımsız olamadı maalesef.  6-8 Ekim olaylarıyla başlayan ve sonrasında da sıyrılamadığı bir tutum sergiledi. Terörün bitmesini isteyen Kürt ve Türk halkının oylarını heba etti.  

Bugün geldiğimiz noktada PKK’nın istediği neticeye geldik. PKK bir taşla iki kuş vurdu. HDP’nin yükselişi ve Demirtaş’a beslenen sempatiden rahatsız olan PKK, hem HDP ve Demirtaş’ın itibarını zedeledi hem de dünya kamuoyuna “Türkiye’de silahsız, eylemsiz söz sahibi olamayacağız.” mesajını verdi. 

Yazarın Tüm Yazıları