Ne yaptın Darbe Komisyonu!

15 Temmuz Darbe Komisyonu, FETÖ tarzı örgütlenmelerin önlenmesi için alınması gereken tedbirleri de sıralamış.

Haberin Devamı

Dini oluşumların şeffaf ve denetlenebilir kılınmasını öneriyor.

Denetim şart...

Fakat komisyon, vur deyince öldürmekten beter ediyor.

SAKINCALI ÖNERİLER

Taslak rapor, cemaat ve tarikatların dini meşruiyetini de denetlemekten söz ediyor.

Pardon ama onu nasıl yapacaksınız?

Hukuki ve mali şeffaflığı izlemek kolay. Koyarsınız objektif kuralları, tanımlarsınız hukuki statüleri, belirlersiniz uyulacak kanunları... Tıkır tıkır çalışır.

Ama dini meşruiyetlerini nasıl denetleyeceksiniz? İzinsiz para toplamak ya da hayır paralarını iç edip etmemek gibi bir şey değil ki...

ALLAH ŞAŞIRTMASIN

Komisyonun kafası karışık.

Hem “Dindarları baskı ve zan altında tutan agresif laiklik olmasın” diyor.

Hem de diyor ki: “Dini yapıların, Diyanet’ten bağımsız ve izinsiz olarak kendi binalarında cuma namazı kıldıkları... Kendi anlayışları çerçevesinde hutbeler okuyup vaaz ettikleri bilinmektedir. Bu durum, bir iç güvenlik meselesi haline dönüşmektedir...”

*

Haberin Devamı

Hem “Dini fanatizm ve dogmatizmi besleyen tektipçilik önlensin, inanç ve düşünce farklılıklarını güvenceye alan özgürlükçü bir rejim getirilsin” istiyor.

Hem de RTÜK’te müfettiş olarak hocalar görevlendirilsin, farklı TV içeriklerinin Diyanet standartlarına uygunluğunu teftiş etsinler... Yani ‘makbul tip’i tekleştirsinler... Dini bilginin doğruluğu yasalarla denetlensin... Sağlıksız, çarpık ya da zararlı bulunursa yasaklansın, ceza görsün diye öneriyor.

*

Hem inanç özgürlüğünün teminat altında olmasını önemsiyor.

Hem de vaaz dinlemek ve cemaatle namaz kılmak gibi dini faaliyetler izne ve onaya tabi olsun istiyor. ‘Kimse kafasına göre kaçak dini faaliyetlerde bulunmasın’a getiriyor.

NİHAT HATİPOĞLU HOCAM DİKKAT!

Komisyonun denetim rejimi, ‘ruhsatsız’ çalışan ekran vaizlerine de dokunuyor.

Şöyle:

“Özel TV’lerde ortaya dini karizmalar ve lider tipleri çıkabilmekte. Yetkin olmadıkları halde dini istismar etmektedirler. Bu noktada dini bilginin sıhhat derecesinin de yetkililerce denetlenmesi kaçınılmazdır.”

Yani kurulacak düzende, ancak yetkilendirilen hocalar dini konularda ahkâm kesebilecek, öyle mi?

Haberin Devamı

Mesela Halk TV iftar saatinde ‘Ramazan zamları’ bahsini açamayacak.

Mesela Nihat Hatipoğlu, ATV’deki sahur programında Osmanlı padişahlarının oruca düşkünlüklerini anlatamayacak.

Dindarlık örneklerinde ancak Peygamber’in hayatı ve sünneti kutsanabilecek. Sonraki rol modellerde mübarek dört halife ve sahabenin yaşantılarının dışına çıkılamayacak. Yanlış mı anlıyorum?

‘MOLLA KASIM’ DER Kİ

Efendiler...

Devlet, hangi din yorumunun meşru olduğunu tayin edemez. Böyle bir hak ve yetki devlete verilemez.

Vatandaşlarının hangi mezhebe tabi olacağına devlet karar verirse...

Amelde ve itikatta resmi mezhebin dışına çıkmak suçlaştırılmış olur.

Hak denilen mezhepler teke indirilir.

Haberin Devamı

Oysa hangi mezhebin hak olup olmadığına devlet ne karışsın?

Hangi dini görüşü benimseyeceğine özgür iradesiyle bireyler karar verir.

Devlet, din ve inanç üzerinde tekel kuramaz. Resmi bir mezhep ve din anlayışını dayatamaz. Kriterlerine uymayan inanç ve pratikleri dışlayamaz, baskı altına alamaz, kriminalize edemez.

Devletin dini yaşama müdahalesi, özgürlük güvencelerini düzenlemek ve denetlemekle sınırlıdır.

Karışırsa, dini kullanarak dolandırıcılık suçu işleyen cinciye, üfürükçüye ya da istismarcı teröriste karışır.

Diyanet’e bağlı cami ve mescitler dışında topluca namaz kılınmasına, ‘izinsiz eylem’ diye karışamaz. Yasadışı toplanma muamelesi çekemez.

Haberin Devamı

Vatandaşın neye inanacağı; nerede, kaç kişiyle, nasıl ibadet edeceği devleti ilgilendirmez.

Hurafelerle, batıl inançlarla, sapkın ve aşırıcı akımlarla, şarlatanlar, bezirgânlar ve hokkabazlarla mücadele polisiye tedbirlere indirgenemez.

Halkın aydınlatılmasıyla, topluma bilinç ve farkındalık kazandırılmasıyla başarılacak bir görevdir.

Denetimden de önce eğitim şarttır yani.

 

Yazarın Tüm Yazıları