Yüzde 50 komik yüzde 50 trajik
HABER şu:
“Antalya’da HERO tişörtü giyip motosikletle gezen bir çift, muhbir vatandaşımızın ihbarı sonucu kıskıvrak yakalandı. HERO tişörtü giyen çift, ‘Vallaha billaha suç olduğunu bilmiyorduk’ diye ifade verdi”.
Antalya’da dün motosikletli çift gözaltına alınıp bırakıldı.
*
Bu haberin yüzde 50’si komik, yüzde 50’si ise trajiktir.
İkisini toplayınca:
Ortaya mükemmel bir “trajikomik” çıkmaktadır.
*
Fakat ben yine de işin trajedi boyutunu bırakıp...
Komedi kısmından ilerlemek istiyorum.
*
Bu bağlamda şu üç şeyi önereceğim:
*
- BİR: Bu çifte FETÖ’cülükten değil de... Politik olaylar karşısında aşırı duyarsız kalıp hiç haber okumamaktan, hiç haber izlememekten ve her şeyden habersiz olmaktan ceza verilsin.
*
- İKİ: Bu çifte FETÖ’cülükten değil de... 80’lerde moda olan ve bir daha asla moda olmaması gereken “çiftlerin bir örnek giyinmesi” uygulamasını yeniden diriltme çabasından ceza verilsin.
*
- ÜÇ: Bu çifte FETÖ’cülükten değil de... Tişörtünün üstüne kahraman yazarak kahraman olunmayacağını bilmemekten, hatta ve hatta kibirli davranmaktan falan ceza verilsin.
HERO TİŞÖRTÜ OLAYI NELERE YOL AÇIYOR?
- FETÖ’cülerin çiftetelli oynamasına yol açıyor.
*
- FETÖ belasının dünyaya anlatılmasının imkânsızlaşmasına yol açıyor.
- “Türkiye’de bağımsız yargı var” cümlesinin içinin boşalmasına yol açıyor.
*
- Aziz Nesin tarzı öykü yazmanın gereksiz hale gelmesine yol açıyor.
ALMANYA NEDEN BABALANMAYA BAŞLADI?
BU zamana kadar Türkiye’ye karşı hep alttan alan Almanya, aniden babalanmaya başlayıverdi.
Neden acaba?
*
Sorunun yanıtını bir Alman yetkili vermiş.
Demiş ki:
“Türkiye, mülteci kozunu oynayamaz. Bu saatten sonra sınırı açsalar da pek gelen olmaz”.
*
- Mülteciyi koz olarak görmek...
- Bu kozdan çekinip bir süre alttan almak...
- Tehlikenin geçtiğini düşünüp babalanmak...
Şu devlet oyunları dedikleri şey, gerçekten de berbat bir şey!
BİZİM BASININ EN İYİ TARAFI
BATI basınında olup da bizim basında olmayan en değerli özellik nedir?
Şudur:
Bir ünlünün ölümünün arkasından...
O ünlünün sadece çıkışlarını yazıp inişlerini yazmamak!
ARTIK ETRAFIMDAKİ HERKES
- Kıbrıs’ta tatil yapmaya daha sıcak bakmaya başladı.
*
- Gazeteyi kâğıttan okumaya dönüş yapmaya başladı.
*
- Politik açıdan aşırı bilinçlenme dönemine girmeye başladı.
*
- Güneşe hiç çıkmayıp bembeyaz kalmaya başladı.
- Sinema filmi yerine dizi peşinde koşmaya başladı.
SANKİ DAHA UYGUN
CUMHURBAŞKANI Erdoğan Almanya için...
“Hasbelkader zengin olmuş” demiş.
*
Almanya aleyhinde edilecek onca laf varken, “hasbelkader zengin olmuşlar” biraz uygun kaçmadı sanki.
*
“Hasbelkader zengin olmak”, Almanya’dan ziyade...
Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt için daha uygun gibi geldi bana.
BAHÇELİ’NİN YENİ GİYİM TARZINA KARNE VERDİM
- Ankara koyusundan kurtulup renklere selam durması... Pekiyi.
*
- “Mor gömlek, kırmızı pantolon” türü abartılara sapmadan ağır başlı renkleri tercih etmesi... Yıldızlı pekiyi.
*
- Erdoğan ekosesine minik bir gönderme yaparken bir sofistikasyona gitmesi... İyi.
*
- Ceket etkisiyle gömlekte iki ana potluk damarı oluşması... Zayıf.
*
- Necip Fazıl’ın “İhmal edilmiş şıklık” dediği noktalara riayet etmesi... Pekiyi.
*
- Pantolonun ayakkabı üzerinde toplanacak denli uzun olması... Zayıf.
*
- Kravat bağlamada aynı benim gibi bir imam-hatip orta mektep talebesi performansı sergilemesi... Geçer.
*
- Ayakkabıda gösterişten kaçması... Pekiyi.
*
- Kombin performansı... Pekiyi.
*
- Gömleğin ceket kolundan azıcık da olsa selam çakmaması... Zayıf.
*
- Kıyafeti taşıma konusunda herhangi bir yabancılaşma efekti vermemesi... Yıldızlı pekiyi.
AHA! ADALET LAZIM OLDU
AK Parti Antalya Milletvekili Hüseyin Samani’nin kızı, FETÖ bağlantısı gerekçesiyle kamudan ihraç edilmiş.
*
AK Partili Milletvekili diyor ki:
- Kızımın hiç suçu yok.
- Araba alacaktı, bir günlüğüne Bankasya’ya para yatırdı.
- Hepsi bu.
- Başka da bir şey yok.
*
Sayın Vekil!
Al eline “adalet” yazan bir pankart...
Bir zahmet...
Yürüyüver Ankara’dan İstanbul’a doğru.
GAZETECİLER VE 24 TEMMUZ
GAZETECİLER siyasi partilerin mitinglerine adam toplamakla uğraşmazlar ama haksızlığa uğrayan meslektaşları için elbette harekete geçerler.
*
24 Temmuz bu anlamda çok manidar bir gün:
- Hem “Gazeteciler ve Basın Bayramı”.
- Hem de Kadri Gürsel, Musa Kart, Ahmet Şık, Murat Sabuncu olmak üzere Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının duruşma günü.
*
Böyle bir gün nedeniyle...
Gazetecilerin meslektaşlarıyla dayanışmak adına yaptıkları her faaliyet, attıkları her adım, sergiledikleri her çaba...
Azizdir, muhteremdir, saygındır, selamlamaya değerdir, her türlü takdirin üstündedir.
