Murat Kurum’un üç önemli vurgusu... Polemikten uzak ötekileştirmeyen ve hep sokaklarda

Açıklamalarında üç vurgu öne çıkıyor:

*

- BİR: Hiçbir zaman polemiklerin içinde olmayacağız.

*

- İKİ: Bizi hep sokaklarda göreceksiniz.

*

- ÜÇ: Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz, herkes için çalışacağız.

*

Öyle anlaşılıyor ki seçim kampanyasını bu üç temel vurgu üzerinden yürütecek Murat Kurum.

Üçü de özenle seçilmiş, üçü de çok doğru, üçü de önemli.

Neden mi?

Tek tek bakalım...

*

POLEMİKTEN UZAK OLMAK

Polemik, ta en baştan beri en çok İmamoğlu’na yaramaktaydı. Çünkü polemik, konuyu İstanbul ve hizmet bağlamından hızla uzaklaştırmakta, siyasi cepheleşme bağlamına oturtmaktaydı. Bu da İmamoğlu’nun işine gelmekteydi. Murat Kurum’un polemikten uzak durma kararı, bu açıdan çok doğru bir karar. Tabii ki polemikten uzak durmak da yetmez. Tertemiz bir üsluptan da sapmamak gerekiyor. Agresif, aşağılayıcı, küçümseyici bir dilden de uzak durmak gerekiyor. Ayrıca AK Parti’nin tüm kanatlarının bu karara sımsıkı bağlı kalması da şart.

*

HEP SOKAKLARDA OLMAK

Sosyal medya önemlidir, kayıtsız kalmamak gerekir. Ancak sosyal medyanın önemini de abartmamak gerekir. Deneyimler gösterdi ki seçim, sokaklarda kazanılıyor. Başarı, kapıları çalmaktan geçiyor. Zafer, birebir temastan geçiyor. Galibiyet, halkın içinde olmaktan geçiyor. Teşkilatların mobilize olup olaya asılması ise her şeyin başı. AK Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, ilk andan itibaren hep Murat Kurum’un yanında görülüyor. Bu da AK Parti açısından iyiye işaret.

*

ÖTEKİLEŞTİREN OLMAMAK

Dışlamadan, ayırmadan, ötekileştirmeden yürümek gerekiyor. Oy versin oy vermesin herkesi kucaklayarak yürümek gerekiyor. Ötekileştirmeyeceğiz demek yetmez, bunun yürekten benimsendiğinin kanıtlanması gerekiyor. Yerel seçimi ideoloji savaşının arenası haline getirmemek için bu şart. Öyle görülüyor ki bu alanda da bir sinir harbi yaşanacak. Şeriat, hilafet, laiklik, Arap gibi sözcüklerle bir karambol oluşturulacak. AK Parti’nin bu oyuna gelmemesi, sinirlerine hâkim olabilmesi kendi çıkarına.

RAKİBİNİN DİNAMİKLERİNİ BİLMEZSEN BAŞARAMAZSIN

Fotoğrafı bir videodan aldım.

AK Parti’nin aday açıklama töreninin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki isimle ayak üstü konuşuyor:

Biri Murat Kurum, diğeri Tevfik Göksu.

Her iki isim de büyük bir şevkle dinliyorlar liderlerini.

*

Murat Kurum’un aday gösterileceği anlaşıldığı andan itibaren bazı AK Parti karşıtları, Tevfik Göksu üzerinden ihtilaf senaryoları yazdılar.

“Tevfik Göksu çok bozuk. Kesin çalışmaz, kesin uzak durur, kesin küser” diye tutturdular.

Bu tipler, Tevfik Göksu’nun Murat Kurum için en fazla çalışan isim olacağını görecekler.

Çünkü AK Parti’nin kendine özgü dinamikleri var ve bu dinamikler buna işaret ediyor.

*

Başarı, rakibin dinamiklerini bilmekten geçer.

AK Parti muhaliflerinin en büyük sorunu işte burada.

Yıllardır rekabet yapıyorlar, yıllardır mücadele ediyorlar, yıllardır mağlup oluyorlar. Buna rağmen rakiplerinin dinamiklerini bilmiyorlar.

*

En kötüsü ise şu: Bilmediklerini kabule asla yanaşmıyorlar.

AK PARTİ HATALARINDAN GEREKEN DERSİ ÇIKARMIŞ

 Geçen yerel seçimde AK Parti, adaylarını belirlerken biraz “kimi aday yapsak kazanırız” havasına girmişti.

Rakiplerini küçümsemişti. Abartılı bir özgüvene yaslanmıştı. Lüzumsuz bir rahatlık içindeydi.

*

Rakipleri küçümseme, abartılı özgüven ve lüzumsuz rahatlık, hatalar yaptırdı AK Parti’ye.

Hem aday belirlerken hatalar yaptırdı hem de seçim kampanyalarında hatalar yaptırdı.

*

Bu yerel seçimde ise hatalardan ders çıkarılmış gibi bir hava var.

*

İstanbul adayları Murat Kurum’a bakalım:

Motivasyonu en üst seviyede, aşırı istekli, zafere susamış, azimli, enerjik bir portre çiziyor.

*

Ankara için aday gösterecekleri isim olan Turgut Altınok’a bakalım:

Ankara’nın göbeğinden geliyor, Ankara seçmenine uygun, Ankara’nın arzuları dikkate alarak belirlenmiş, Ankara’nın milliyetçi yapısına münasip.

*

Kurum ve Altınok’un kazanacağı garanti mi?

Tabii ki değil.

Ama ceketin ilk düğmesinin doğru iliklendiği garanti.

İMAMOĞLU’NUN ARZUSU: BİRLEŞME SANDIKTA OLSUN

2019 yerel seçiminde tablo şöyleydi:

*

İYİ Parti, İmamoğlu’nun yanındaydı. HDP, aday çıkarmayarak dolaylı destek vermişti İmamoğlu’na. Saadet Partisi, doğrudan destek olmuştu. Kısacası iktidar karşıtı tüm yapılar, kurumsal olarak İmamoğlu’na destek veriyordu.

*

Bu seçimde tablo böyle değil.

İYİ Parti, ayrı aday çıkaracak. DEM haline gelen HDP, destek verebilir de vermeyebilir de. Saadet’in politikasını ise anlamış değilim.

*

Yani demem o ki tablo, geçen seçimdeki gibi değil. İmamoğlu da buna karşı, “madem kurumsal birleşme olmuyor, o zaman tabanda birleşme olsun” diyor.

Arzusu, amacı, hedefi bu.

*

Tabanda, yani sandıkta birleşme nasıl gerçekleşebilir?

Ancak ve ancak AK Parti sayesinde gerçekleşebilir.

*

Eğer AK Parti...

Kibirli davranırsa... İmamoğlu’na lüzumsuz yüklenirse... İmamoğlu’nun kişiliğine yönelik ağır laflar ederse... İmamoğlu’na haksızlık yaparsa... Mesela İmamoğlu’nu VIP’e almamak gibi yakışıksız tavırlar içine girerse... Yerel seçimi ideolojik kapışma arenasına çevirirse... Gerilimi arttırırsa...

İmamoğlu’nun beklediği tabanda ve sandıkta birleşme gerçekleşebilir.

*

Eğer AK Parti...

Mütevazı olursa... İmamoğlu’na lüzumsuz tek bir harf bile söylemezse... Yapıcı, nazik, temiz bir üslupla eleştirilerini dile getirirse... İmamoğlu’na karşı devlet gücünü yakışıksız yollarla kullanmaya yeltenmezse... Yerel seçimi ideolojik kapışma arenasına çevirmezse... Konuyu belediye ve hizmet ekseninde tutarsa... Gerilimi düşürürse...

İmamoğlu’nun beklediği tabanda ve sandıkta birleşme gerçekleşmeyebilir.