Kılıçdaroğlu’nun sağcı danışmanları neden işe yaramadı

*

- Çünkü sağcılığın, milliyetçiliğin ve muhafazakârlığın ruhunu kavramak, danışman marifetiyle olacak iş değildir.

*

- Çünkü danışmanların verdiği hap bilgilerle sağ, milliyetçi ve muhafazakâr literatüre bile hâkim olunamaz.

*

- Çünkü danışmanlara danışılarak öğrenilmiş sağcılık, muhafazakârlık ve milliyetçilik insanın üstünde iyi durmaz, hemen sırıtır.

*

 Çünkü sağcılık, muhafazakârlık ve milliyetçilik, biraz da ruh halidir. Hiçbir danışman, danışanına herhangi bir ruh halini öğretemez.

EKREM İMAMOĞLU’NUN İŞİ NEDEN Mİ ZOR?

KEMAL Kılıçdaroğlu’nun süper başarısız olduğu alan şurasıdır:

*

Ahaliden oy alamıyor. Partisinin oyunu zırnık artıramıyor.

*

Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun süper başarılı olduğu alanlar da var.

*

Mesela şuralar:

- Yenilgilere rağmen koltuğu koruyabilmekte üstüne yok.

- Rakiplerini çaktırmadan ekarte etmekte kimse eline su dökemez.

- Parti içinde ipleri elinde tutmakta tam bir sihirbaz.

- Müthiş bir soğukkanlılıkla yenilginin hasarını atlatmakta ordinaryüs profesör.

- Hırstan arınmış bir imaj çizmekte büyük usta.

- Parti içi / ittifak içi oyun planları kurmakta suya götürür, susuz getirir.

*

Bu işlerin acemisi olan Ekrem İmamoğlu’nun işi işte bu yüzden çok zor.

NURHAYAT HANIM

NURHAYAT Altaca Kayışoğlu. CHP Bursa Milletvekili.

*

Sesi çok güzel. Meclis’te birçok kez şarkı söyledi. Üstelik çeşitli dillerde. Üstelik bağlamına oturtarak. Ben beğenmiştim söylediği şarkıları.

*

Yıllar önce Hacivat / Karagöz üzerinden Kültür Bakanlığı bütçesiyle ilgili eleştiriler yapmıştı Meclis’te. Bunu yadırgamıştım. Bu kadar müsamereye hiç gerek yoktu.

*

Ama Nurhayat Hanım’ın...

Yıllar önce söylediği şarkıları sanki dün söylemiş gibi, yıllar önce yaptığı Karagöz / Hacivat canlandırmasını sanki dün yapmış gibi piyasaya sürmek ve “CHP yenilmiş, şunun yaptığına bak” diye yorumlar yapmak...

Hiç adil değil, hiç dürüst değil.

YEREL SEÇİM İÇİN ŞÖYLE BİR ARZUM VAR

YEREL seçimde oy kullanırken...

Parti aidiyetlerini, ideolojik yaklaşımları, kutuplaşma alışkanlıklarını, yüzde 52 / yüzde 48 dengesini, olası ittifakları falan bir tarafa bırakalım.

*

Şehrimizi kim daha iyi yönetecekse, kim daha güzelleştirecekse, kim daha yaşanılır kılacaksa ona oy verelim.

*

Böyle bir tutum vatandaşın işine gelir, sadece particilerin işine gelmez. Bunu aklımızdan hiç çıkarmayalım.

SARIGÜL’LE DALGA GEÇMEYİ BIRAKTIM

BİR küllerinden yeniden doğma öyküsüdür Mustafa Sarıgül.

*

Bir TikTok fenomeni olarak kafa bulup ciddiye almadığımız adam, Erzincan’da sağladığı başarıyla “O kadar da kafa bulunacak bir adam değilmiş” dedirtti.

Üstelik şu anda Kılıçdaroğlu’nun gözünde Ekrem İmamoğlu’ndan daha kıymetli bir konumda. Dedikodulara göre İmamoğlu’nun yerine İstanbul’a aday gösterilebilirmiş.

*

Sarıgül denilince burun kıvırıp geçmemek gerektiği gerçeğiyle yüzleşmiş bulunmaktayım.

İLÇEMİZ BAĞCILAR’DA KİTAPLAR ÇİÇEK AÇTI

BAĞCILAR, bizim gazetemizin merkezinin de bulunduğu bir ilçe. Yani biraz da bizim ilçemiz.

Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir ise İstanbul’un en genç belediye başkanlarından. Şahane işler yapıyor. İşte onlara bir örnek: Bağcılar Kitap Fuarı.

*

Kitaplarla dolmuş Bağcılar meydanı. Yazarlar, aydınlar fuarda konuşmalar yapıyor. Yazı atölyeleri kurulmuş. Gençler için bir buluşma merkezi olan fuarda yeme içme istasyonları oluşturulmuş. En güzeli de Bağcılar’da okuyan tüm öğrencilere sadece fuarda kullanabilecekleri toplam 5 milyon değerinde hediye çekleri dağıtılmış.

*

Abdullah Başkan’a Bağcılar gençliğine sunduğu bu hizmet için çok teşekkür.