İşte Ayasofya’ya imam olacak imam

Bugün size bir imamımızın öyküsünü anlatacağım.

Haberin Devamı

Balat’ta imamlık yapan Emin Kır Hocamızın öyküsünü...

*

Emin Kır Hoca’nın serüveni, tayini Eyüpsultan’ın Balat semtindeki Hazreti Kaab Camisi’ne çıkınca başlamış.

Yıl: 2006.

İşte Ayasofya’ya imam olacak imam

O gün bugündür bu camide görev yapıyor Emin Hoca.

*

Caminin çevresi tenha...

Pek cemaat yok.

Emin Kır’ın yolunu camiye giderken, madde bağımlıları çevirmeye başlamış.

Para istemişler.

O da vermiş.

*

Bir vermiş, iki vermiş.

Sonra “Param yok, gelin ben size çorba yapayım, çay yapayım” demiş ve camiye çağırmış bu insanları.

*

Ve o günden sonra da hem kendisinin hem de bölgenin kaderini değiştirecek bir yola girmiş.

Kendisini yanına gelen madde bağımlısı evsizlere sıcak yatak, duş ve yemek imkânı sağlamaya adamış.

Haberin Devamı

Tek bir şart koşmuş:

İşte Ayasofya’ya imam olacak imam

“Caminin çevresine uyuşturucu girmemeli.”

Herkes de uymuş bu şarta.

*

Ve ünü hemen bölgedeki dezavantajlı kişiler arasında yayılmış.

Acıkan, yatacak yeri olmayan, çıkış arayan herkes Hz. Kaab Camisi’nin imamı Emin Kır’ın kapısını çalar olmuş.

*

Aradan geçen 15 yılda...

Onlarca genci uyuşturucu batağından kurtarıp aileleriyle barıştırmış.

*

Emin Kır Hoca’nın bu destansı mücadelesine hayırseverler de katkıda bulunmuş. Erzak ve eşya yardımları falan...

*

Bu arada Hazreti Kaab Camisi, kaymakamlık ve müftülüğün öncülüğünde bir proje kapsamına alınmış.

Camide şu anda her gün gelenlere sıcak çorba dağıtılıyormuş.

Sokakta yaşamak durumunda kalan evsizler için kalacak yer ve banyo imkânı sunuluyormuş.

*

Hazreti Kaab Camisi’nin kahraman imamı Emin Kır, işin sırrını şöyle açıklıyor:

*

“Herkesi önyargısız dinledik. Herkesi gülümseyerek karşıladık. Bu sayede kapıya gelenler, kendilerini rahat hissettiler. Yaşadıklarını hiç çekinmeden anlattılar.”

*

“Falancaya baktım, ateist oldum” diyenler, Emin Kır Hoca’ya baksınlar.

İçlerinin insan sevgisiyle dopdolu olduğunu görecekler.

*

NOT: Emin Kır Hoca’nın öyküsünü Anadolu Ajansı muhabiri Emrah Gökmen ve foto muhabiri Esra Bilgin’in hazırladığı dört dörtlük bir haberden aldım. İki gazeteci arkadaşıma da binlerce teşekkür.

Haberin Devamı


TAM KAPANMA DELİRMESİ

- Okunacak bütün kitapları okudum.

*

- İzlenecek bütün dizileri izledim.

*

- Bodrum’a üşüşenlere edilecek tüm lafları ettim.

*

- Yemeksepeti’nden sipariş vermediğim mekân kalmadı.

*

- Uzaktan eğitimde alınmadık eğitim bırakmadım.

*

- Güllaç yapmaya bile kalkıştım.

*

- Çince adımı yazmayı öğrenmeye çalıştım.

*

- Nuri Bilge’leri, Zeki Demirkubuz’ları yeniden devirdim.

*

- Ev içinde günde 10 bin adım atmaya çabalamaktan helak oldum.

*

- Gün içinde en az sekiz kere markete gittim.

*

Ve artık yapacak pek bir şeyim kalmadı. Tam kapanma delirmesi yaşıyorum. Yetiş Arif Verimli Hoca yetiş.

SERGEN DESTANI

BENİM Sergen Yalçın olayından anladığım şudur:

*

Haberin Devamı

- Çok güçlü bir hikâyesi olacak, kesin.

- Bir sempatisi hep olacak.

- İnişleri de olacak, çıkışları da olacak.

- Gerilimler çıkaracak bazen.

- Bazen de tansiyonu düşürecek.

İşte Ayasofya’ya imam olacak imam

- Sloganlar armağan edecek literatüre.

- Kendine özgü bir liderlik yükseltecek.

- Kimseye benzemeyecek.

- Sürekli tartışılacak.

*

Kısacası...

Geliyor, geliyor... Sergen Yalçın destanı geliyor.

HERKES SEYAHAT İZİN BELGESİ PEŞİNDE

SON üç gündür sürekli aynı cümleyi işitiyorum:

*

“Abi... Sen halledersin... Bana bir seyahat izin belgesi ayarlasana.”

*

Normalde seyahat etmeye pek arzulu olmayanlar bile seyahat izin belgesi peşinde.

İşte Ayasofya’ya imam olacak imam

*

Şunu bir kez daha anlamış bulunmaktayım:

*

Bizim milletin yasakları delmeye karşı müthiş bir zaafı var.

Haberin Devamı

E HANİ KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUKLAR GÖSTERİLMEZDİ

ADI bende saklı bir markanın...

Anneler Günü reklamını izledim.

*

Güzel ve etkileyici bir reklam.

Fakat reklamda...

Koruma altındaki çocukların isimlerini veriyorlar, yüzlerini gösteriyorlar.

Koruma altında olduklarını da bayağı bir vurgulayarak.

*

E hani koruma altındaki çocuklar böyle teşhir edilemezdi?

Buna niye tepki yok?

Yazarın Tüm Yazıları