Hiçbir silahlı siyasi eylem bu kadar salakça olamaz

CNN Türk’ün İstanbul Haber Müdürü Nihat Uludağ, şahane bir habercilik yaptı:

Haberin Devamı

İYİ Parti’ye isabet eden kurşun olayının faili bekçiyi buldu, konuştu. Böylece kamuoyu ilk kez Melikşah Erdem adlı bekçiyi görmüş oldu.

*

Bekçi Melikşah Erdem, Nihat Uludağ’a olay yerinde yaptığı açıklamalarda, yaptıklarını baştan sona anlatıyor.

Hiçbir silahlı siyasi eylem bu kadar salakça olamaz

İşin matematiğini, geometrisini falan izah ediyor.

“Buraya geldim, şurada havaya ateş açtım, sonra şuraya geçtim, şuradan ateş açtım” falan.

*

Bekçi Melikşah’ı izledikten sonra şöyle bir kanaate vardım:

*

Karşımızda sorumsuzca davranan, işgüzarlık yapan bir bekçi portresi var.

Ancak bu portreden silahlı siyasi eylemci çıkmıyor, çıkamıyor.

*

Adam, iki yıldır o şantiyede çalışıyormuş. Bugün de çalışmaya devam ediyor. Silah kendisine kayıtlı. Bulundurma ruhsatı var.

*

Haberin Devamı

Hiçbir silahlı siyasi eylem, bu derece salakça olmaz, olamaz. Hiçbir silahlı siyasi eylemci, bu derece mal olmaz, olamaz.

*

Karanlık eller, karanlık amaçlarla tetik çekiyorsa...

O tetik çeken el, genellikle karanlıkta kalır.

Faili meçhul olur.

Demokrasiye sıkılan kurşunlar, hemen karşıdaki inşaat alanında iki yıldır çalışan bir bekçinin ruhsatlı silahından çıkmaz.

*

İYİ Parti olayında fail belli, silah belli, failin beyanları belli, balistik sonuçlar belli. Bunların dışındaki tüm belirsizlikler ise bu olayın “silahlı siyasi eylem” kategorisinde değerlendirilmesine yetmiyor, yetemiyor.

*

Bütün bunları olgular üzerinden yazdım. Ama yine de burasının Türkiye olduğunu unutmamak lazım. Seçime doğru olguları aşan kurgular yapılabilir. Bu nedenle insan, bazı soru işaretlerine odaklanmadan da duramıyor. Sonuçta bekçinin niyetini bilmiyoruz.

İMAMOĞLU’NUN SAHNESİ ÇOK İYİ

SAHNESİ gerçekten çok iyi. Çekingenliğini atmış durumda. Azimli. Kararlı. Gürül gürül çağlıyor. Isparta’da Demirel’in şapkasıyla “Gaptırmam” demesi harikaydı.

Hiçbir silahlı siyasi eylem bu kadar salakça olamaz

*

Daha düne kadar Kılıçdaroğlu’na karşı adaylık peşinde koşarken, ne oldu da birdenbire Kılıçdaroğlu’na tam destek olmaya başladı acaba?

*

Haberin Devamı

Cevap veriyorum:

Ya “İtaat et, rahat et” prensibini benimsedi ya da “Kılıçdaroğlu kazansa da / kaybetse de CHP Genel Başkanlığı benim olur” tezini satın aldı.

HER AFİŞTE MUTLAKA TÜRBANLI KIZLARIMIZ

SEÇİME doğru partilerin afişlerine, liderlerin gençlik buluşmalarına falan bakıyorum.

Gördüğüm şudur:

*

Her afişte, her buluşmada mutlaka araya özenle yerleştirilmiş türbanlı kızlarımız. Asla atlanmıyorlar. Asla vazgeçilmiyorlar.

Daha düne kadar üniversitelere bile girmeleri mümkün olmayan türbanlı kızlarımız, artık seçim afişlerinin vazgeçilmezi haline geldiler. Lider sofralarının hep başköşesindeler.

*

Oy gücü karşısında dize gelmeyecek bir irade yok.

Yaşasın demokrasi.

DİYARBAKIR’IN KIZLARINA GERÇEKTEN HELAL OLSUN


2021 yılıydı. Diyarbakır’dan Nehir Toklu ve Dicle Ezgi Ekinci adlı iki genç kızımız, Harvard Üniversitesi’ne kabul edilmişti.

*

Haberin Devamı

Bu yıl da yine Diyarbakır’dan Harvard’a giren bir öğrencimiz var. Gül Karen Aça isimli kızımız, Harvard Üniversitesi’ne kabul edildi. Avjin Aktop adlı kızımız ise New York Üniversitesi’ni kazandı.

Hiçbir silahlı siyasi eylem bu kadar salakça olamaz

*

Bu başarıyı elde eden iki genç kıza helal olsun diyorum. Onları yetiştiren anne babaları yürekten kutluyorum. Bu gençlerin okudukları Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Hevsel Kampüsü’nün tüm öğretmenlerine bin selam olsun diyorum.

*

Diyarbakır’a da şöyle seslenmek istiyorum:

Kızlarınla gurur duy Diyarbakır.

TWİTTER’DA 15 DAKİKA GEÇİRDİĞİMDE

BAŞIM ağrıyor. Herkes aynı anda konuşuyormuş gibi hissediyorum. İki tarafın birbirini madara etme çabalarından kafam dönüyor. Sonu belirsiz, tatsız bir gerilim filmi izlemiş gibi oluyorum. Her kafadan ayrı ses çıkıyormuş gibi bir durum. Kime hak vereceğini bilememekten kaynaklanan bir sersemlik.

*

Haberin Devamı

Sonuç? Beş saat dinlenerek atlatamayacağım bir yorgunlukla hemen uzuyorum bu aşırı yorucu mecradan.

BİZE BÖYLE TATLI DİYALOGLARLA GELİN

BUGÜN Hürriyet’te Selahattin Sönmez’in bir haberi var.

Hiçbir silahlı siyasi eylem bu kadar salakça olamaz

Habere göre TBMM Genel Kurulu’nda şöyle bir olay yaşanmış:

*

CHP’li Özgür Özel, AK Parti sıralarına gitmiş ve şöyle demiş: “İzin verirseniz biraz keşif yapayım. Az kaldı, bir gün daha bu sıralardasınız.”

*

AK Partili Ramazan Can ise şöyle cevap vermiş: “Her seçimde kontrol ediyorsunuz, sonra yine muhalefet sıralarında oturuyorsunuz.”

*

Hah! İşte budur. Birbirinize takılın, böyle espriler yapın, tatlı diyaloglarla gelin bize.

GÜNLÜK BEŞ DOZ SİYASET

- DOZ BİR: Deva, Saadet ve Gelecek’in CHP amblemiyle seçime girmeleri doğru karar. Ancak bu partilerin seçmeninin eli, CHP’ye oy vermeye gitmezse ne olacak?

*

Haberin Devamı

- DOZ İKİ: Mustafa Sarıgül, çok aşağılanıyordu muhalif camialarda. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini ziyaretiyle bu aşağılamalardan bir parça kurtulur sanırım.

*

- DOZ ÜÇ: Seçime doğru liderlerin TV söyleşileri, yukarı da çıkarabilir, aşağı da çekebilir. Ben liderlerin bu söyleşilere gereken özeni göstermedikleri kanaatindeyim.

*

- DOZ DÖRT: HDP, Hasan Cemal’den sonra Cengiz Çandar’ı da aday yapıyor. Çok ilginç bir Meclis olacak.

*

- DOZ BEŞ: CHP, Muharrem İnce politikasını iyi yürütemiyor. Ya da şöyle söyleyeyim: Yürüttüğü politika, İnce’yi gündemde tutuyor.

Yazarın Tüm Yazıları