Bari terör seviciyle araya mesafe koyun Sezai Bey!
HDP’den, terör örgütüyle arasına mesafe koyması beklenirken...
HDP’de milletvekilliği yapmış Nadir Yıldırım adlı şahıs, terör örgütüyle aradaki belli belirsiz mesafeyi de hepten ortadan kaldırıverdi!
*
Nadir Yıldırım’ın sosyal medyadan verdiği şu mesaja bakın:
*
“Hiçbir zaman çaresiz olmadık. Çünkü PKK var. PKK bitmez. PKK nicelerini bitirdi. Sıranızı bekleyin. Sizi de bitirecek.”
*
Buradan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ye sesleniyorum:
*
Sezai Bey!
Anladık!
HDP olarak terör örgütüyle aranıza net bir mesafe koymuyorsunuz ve galiba koymayacaksanız da.
Ama bari şu Nadir denilen aleni terör seviciyle aranıza bir mesafe koymayı başarın.
- “Nadir’in söylediği bizi bağlamaz” deyin.
- “Nadir’in kelimelerinin altında kan var” deyin.
- “Hepimizi Nadir gibi terör sevici bellemeyin” deyin.
- “Bizde Nadir gibi olmayan çok kişi var” deyin.
- “O kadar da değil yani” deyin.
Deyin bunları Sezai Bey!
Yalan da olsa deyin.
*
Eğer bunları demeyi bile göze alamayacaksanız...
“Biz kurşunun, merminin fiyatını bilmeyiz... Biz barışçıyız... Bizim gözümüz savaşta değil...” falan diye süper barışçı siyasetçi havası basıp durmak yerine...
Nadir gibi açık sözlü olmayı tercih edin.
EDEP, HAYÂ, TERBİYE FALAN KALMADI
BİR ekonomi gazetecisi, televizyon ekranında meyve ve sebzedeki yüksek kârları eleştirirken... “Bu kadar kâr, kadın ticaretinde yok” demiş.
*
Güya İslami hassasiyetleri olan bir gazetenin kanalında da sunucu, tanzim satışların başarısını anlatırken...
“Erdoğan patlıcanı ellerine verdi” demiş.
*
Eski Türkiye öyleydi, böyleydi, eleştirilecek çok yönü vardı falan ama hiç değilse bu kadar kapıp koyuverme yoktu yahu!
Televizyon ekranında konuşurken en azından azıcık da olsa “monşermiş gibi” falan yapılırdı.
GÜN İÇİNDE TEKRAR ETTİĞİM YALANLAR
- Özledim, bir ara buluşalım oğlum, kaynatırız.
- Onun da sana selamı var abi, saygılarını sunuyor.
- Vallahi şu anda burada olsun, aynısını yüzüne de söylerim.
- Benim telefon kafayı yedi abi, bütün numaralar silinmiş.
- Tevafuka bak! Yahu ben de tam seni arayacaktım.
- Şu sıra saçma sapan işlerle uğraşıyorum, çok yoğunum çok.
ZEYBEKCİ BİRAZ DAHA ŞARAPTAN SÖZ EDERSE
- Reis, Zeybekci’yi arayıp “Tadında bırak Nihat, tadında” diyebilir.
*
- İzmir’den “Biraz da rakı-balıktan söz et” sesleri yükselebilir.
*
- Cübbeli Ahmet, cehenneme giden yollara taş döşeyebilir.
*
- Konya’daki oylarda gözle görülmeyen bir düşüş kaydedilebilir.
*
- Yeşilay’dan “Alkol reklamı yapılıyor” diye uyarı gelebilir.
DAYANAMAYAN MHP’Lİ: CEMAL ENGİNYURT
MHP’li Cemal Enginyurt, partisi ve liderini çok seviyor.
Fakat gel gelelim, iktidar partisine laf dokundurmadan da duramıyor.
*
En son, “Akaryakıt tanzim satış istasyonları da kuralım... Ucuz benzini, ucuz mazotu çok özledik” yazdı sosyal medyada.
*
Bakalım Cemal Enginyurt, partisinin genel merkezi tarafından bir “beka terbiyesine” tabi tutulacak mı?
İDRİS NAİM ŞAHİN’E DAİR İKİ SORUM VAR
- SORU BİR: Bu İdris Naim Şahin, bir “FETÖ’cü” ise... Neden hakkında her hangi bir yasal işlem yapılmıyor, dava falan açılmıyor?
- SORU İKİ: Bu İdris Naim Şahin, bir “FETÖ’cü” değilse... Neden kafayı her kaldırdığında kendisine azılı bir FETÖ’cü muamelesi yapılıyor?
NİTELİKLİDEN ÖTE BİR DOLANDIRICI: JET FADIL
“BEN peygamber torunuyum, evlad-ı resulüm” diyerek...
Bir kardiyoloji profesörünü kandırmış Jet Fadıl.
*
Jet Fadıl için hukuki olarak getirilen suçlama:
Nitelikli dolandırıcılık.
*
Suçlamayı şöyle değiştirmek gerekir:
Nitelikliden öte kaliteli, kaliteliden öte sofistike, sofistikeden öte incelikli...
Bir dolandırıcılık.
‘VE’Lİ NOTLAR
- GÖKÇEK VE DİNOZOR: Yanımda ne zaman biri “dinozor” lafı etse... Ben hemen “Ah Melih Gökçek, vah Melih Gökçek” diye hayıflanmaya başlıyorum.
- ŞEYMA VE KİTABI: Şeyma Subaşı’nın yazacağı kitabı büyük bir merakla bekleyenlerin sıralı tam listesi: BİR: Acun... İKİ: Ben...
- DÜN VE KIRMIZI GÜL: Çok uzun bir süre kırmızı gül görmek istemediğimi haykırmak istiyorum.
- GÜLBEN VE TAKSİ: “Gülben Ergen’in sayısız taksisi var” diye bin yıllık bir şehir dedikodusu vardı. Yokmuş. Sorry.
