Vicdanlar üzerine...

CUMHURBAŞKANI Gül, Çankaya’daki bir yılının muhasebesini şöyle yaptı:

"Herkesi kucakladım, vicdanım rahat, yeminime sadığım, tarafsız kaldım."

Kendileri buna inanıyor mu?

Çünkü Gül, herkesin değil AKP’nin cumhurbaşkanı olarak bir yılını doldurdu.

Devletin başı titizliği içinde olmadı.

Çankaya noteri gibi çalıştı.

Önüne konan yasaları, kararnameleri bekletmeden imzaladı.

Rektör atamalarında uyarıları dikkate almayarak tercihlerini AKP dünya görüşüne yakın isimler doğrultusunda kullandı.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’in sorusu da bu gerçeği dile getiriyor:

"Cumhurbaşkanı rektör tayinleriyle acaba, laikliğe karşı eylemlerle odak teşkil edecek tayinler mi yaptı, yoksa cumhuriyete sadık rektörler mi tayin etti?"

"Vicdanım rahat" diyen Abdullah Gül, laik, demokratik cumhuriyetten yana olanların vicdanlarının hiç rahat olmadığını bilmeli.

* * *

Merak ediyorum, Başbakan Erdoğan, Kafkasya çıkarmasının fiyaskoyla sonuçlanması konusunda ne düşünüyor?

Bu şovu hazırlayan dış politika danışmanlarıyla yola devam edecek mi?

Yoksa bundan sonra Dışişleri Bakanlığı’nın deneyimini ve birikimini mi kullanacak?

Başbakan, düşünülmeden apar topar yapılan çıkışların yalnız kendisini ve partisini değil, devletin saygınlığını da yıprattığının farkında mı?

Yoksa onun da Cumhurbaşkanı gibi vicdanı rahat mı?

Bundan sonra Kafkaslar’da çok önemli ve karmaşık bir satranç oyununun başladığını, bin kez düşünülüp hamle yapılması gerektiği gerçeğini gördü mü?

Dış politikada öyle her akla gelen hamlenin yapılamayacağını, yapılırsa bunların fiyaskoyla sonuçlanacağını anladı mı?

Eğer anlamadı ise ve Dışişleri’ni dışlamaya devam ederse Türkiye daha çok benzeri fiyaskolar yaşar.

* * *

Bu arada, bir merakım da şu: Cumhurbaşkanı ile Başbakan, haber olarak medyada pek büyütülmeyen bir rezaletin farkında oldular mı?

Danışmanlarının her gün önlerine koyduğu basın özetlerinin içinde yer almamış olabilir.

Açıklamayı TÜİK, açılmışıyla Türkiye İstatistik Kurumu yaptı.

Buna göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 255 YTL (aylık).

Yoksulluk sınırı ise 651 YTL (aylık).

Yani TÜİK’e göre, ayda 255 YTL geliri olan 4 kişilik bir aile aç kalmıyor.

Ayda 651 YTL geliri olan 4 kişilik bir aile yoksul değil.

TÜİK uzmanlarında eğer varsa kocaman bir İNSAF!

255 YTL’yi önce dörde, sonra otuza bölerseniz kişi başına 2.1 YTL çıkar.

Bütün giderleri bırakın, sadece karın doyurmak için kullanın bu parayı.

Doymanız mümkün mü?

Şimdi soruyorum.

Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, bakanların, milletvekillerinin vicdanları rahat mı?

Yanıtları "Evet"se kendilerine, olimpiyatlarda ancak bir tane kazanabildiğimiz kocaman bir altın madalya da benden.
Yazarın Tüm Yazıları