Kafkas satrancında PKK yeniden piyon

ANKARA
BAŞLIĞI yadırgayan çıkabilir, saygıyla karşılarım. Ama on yıl aradan sonra PKK’nın yine ve yeniden Rus piyonu olarak Kafkas satrancında Türkiye’nin önüne sürülmesi için başka bir ifade kullanmak içimden gelmedi.

(Bu vesileyle, PKK’yı İran’a karşı cepheye sürmeye çalışan ABD’li büyük strateji uzmanlarına da selam ederim. Ama işin o kısmı ayrı bir yazı konusu!)

* * *

Erzincan Kemah’ta patlayan mayına ilk doğru teşhisi Hürriyet İnternet Genel Yayın Müdürü Fatih Çekirge koydu. Dedi ki, "Bu basit bir terör eylemi değildir. Bu Türkiye’nin geleceğini ve enerji güvenliğini ilgilendiren uluslararası bir savaştır".

Sonuna kadar haklıdır. Zaten yakın tarih bu tespite en iyi tanıktır.

Gürcistan’ın toprak bütünlüğü, siyasi ve ekonomik istikrarı Türkiye açısından hayati önem taşır. Çünkü ancak bu sayede Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı açık kalabilir. Türkiye, Rusya’yı by-pass ederek Batı’ya güvenli bir enerji güzergáhı sunabilir.

* * *

Sanmayın ki, bu hat sadece Türkiye’nin kaderini değiştiriyor.

Tam 10 yıl önce bu sütunda iki ayrı haber analizi yer aldı.

10 Şubat 1998 tarihinde Gürcistan’ın o tarihteki lideri Eduard Şevardnadze’ye roketle suikast düzenlendi. Bağımsızlıktan (1992) itibaren ülkeyi yöneten Şevardnadze yara almadan kurtulduğu bu suikastın ardından ilk açıklamasında, "Suikastın ardında Bakü-Ceyhan hattını engellemek isteyen güçlerin parmağı olabilir" dedi.

Aradan 8 ay geçti, Gürcistan’da askeri darbe girişimi oldu, hükümete bağlı birliklerce bastırıldı. Azerbaycan’ın deneyimli Devlet Başkanı Haydar Aliyev, hemen "Bakü-Ceyhan boru hattını engellemek istiyorlar" yorumunu yaptı.

* * *

Gürcü muhaliflerin o tarihteki adresi Rusya idi, hoş bugün de öyle.

Olağan şüpheli Rusya’nın boru hattına sıcak bakmadığı zaten belliydi.

Ama 1998 yılının Ağustos ayında Moskova’da yapılan bir basın toplantısı, projeye karşı açık tehdit anlamına geldi. PKK’nın sözde askeri kanadı ERNK’nın Bağımsız Devletler Topluluğu Temsilcisi Mahir Welat, Moskova’da, Rus-Amerikan Basın Merkezi’nde yapılan toplantıda medyanın önüne çıktı.

Aslında verdiği mesajın muhatabı Türkiye değil yabancı petrol şirketleriydi.

PKK’lı terör sözcüsü, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinden geçecek bütün boru hatlarından haraç istedi, büyük şirketlerin örgüt temsilcileri ile görüşmelerini önerdi. Aksi halde "Bakü-Ceyhan dahil" bütün projeleri engelleyecekleri tehdidini dile getirdi.

İlginçtir aynı tehdit 13 Ekim 1998 günü Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te yeniden dillendirildi. Tiflis’teki PKK yanlısı örgütün sözcüsü, yabancı gazetecilere, "Bakü-Ceyhan hattını engelleyecekleri" mesajını verdi.

* * *

Rusya’nın o tarihte taşeron PKK üzerinden Ankara’ya yolladığı mesaj belliydi.

Devrin hükümetinin Çeçen eylemlerine karşı yumuşak ve hoşgörülü duruşuna tepkiliydi. Ankara dış politikada ince ayar yaptı, ABD ve Rusya ile anlaşarak umut projesini hayata geçirdi.

Bu denklemde üstü çizilen PKK, Gürcistan savaşı nedeniyle yeniden tahtaya sürüldü mü? Yoksa kendiliğinden durumdan vazife mi çıkartıyor, işin o kısmı bilinmiyor, çok da önemli değil.

Çünkü Kafkaslarda taşlar yerine otururken PKK’nın mezar taşı da unutulmayacak.
Yazarın Tüm Yazıları