Gaza gelme Latif Abi

SIRADAN bir mebus koltuğu uğruna her türlü zillete rıza gösterenlerin meydanlarda cirit attığı bir dönemde, sen tuttun, "mis gibi" bakanlık koltuğunu elinin tersiyle itiverdin...

Ben de dedim ki:

"Vay be! Latif Abimiz amma da tersten çakıyor ha! Ne muhteşem ders veriyor! Aman ne güzel."

Ve fakat...

Yanılttın beni be Latif Abi!

Meğer niyetin "bir kıyı kasabasına yerleşmek" değilmiş...

Meğer kafanı dinlemek için falan değil daha ileriye zıplamak için gerilemişsin.

Meğer niyetin "mezar soygunculuğu" yapmakmış...

Meğer her şey bir taktikten ibaretmiş...

Aşk olsun Latif Abi...

Aşk olsun...

Ama Latif Abi, benim şu yufka yüreğim, "Madem beni kandırdın / Var git biraz da sen kendini kandır" tarzında bir zalimliğe asla izin vermez...

Bu yüzden sana bir "kardeş nasihati" vermek istiyorum:

* * *

Sevgili Latif Abi...

Şu Tayyip Erdoğan denilen adam var ya...

Bu adam, henüz siyasi ömrünü tamamlamamıştır...

Henüz miadını doldurmamıştır...

Laf aramızda, aslında bu durum, Tayyip Erdoğan’ın, "en kahraman Rıdvan" potansiyeli taşımasından kaynaklanmamaktadır.

Yani olayın "aşkın", "esrarlı", "manevi", "sihirli" bir tarafı yok...

O da hepimiz gibi bir fani... O da hepimiz gibi sıradan bir kul...

O da yeryüzüne gelmiş geçmiş her siyasetçi gibi siyaseten yenilgiyi tadacak...

Fakat bu geciktiriliyor Latif Abi...

Adama sürekli hayat öpücüğü bahşediliyor...

Düşünsene Latif Abi...

Adamın karizması tam çizilecek...

Bir gece yarısı "hop" diye bir bildiri gelmesin mi?

Ve adamımız yeniden o pek sevdiği "mazlum" konumuna yükselivermesin mi?

Tam adam biraz gözden düşecek...

"Hop" diye zorlama mı zorlama bir 367 tavşanı çıkmasın mı şapkadan?

Ve adamımız bir kez daha yırtmasın mı?

Tam adama "işsizlik", "yoksulluk" falan sorulacak...

Pat diye "Kapatma Davası" gelmesin mi?

Haydi, adamımıza yeniden gadre uğramışlık rolü düşmesin mi?

* * *

Gördüğün gibi Latif Abi, bu adamın öyle düşmanları var ki, bu düşmanlarla mağlup edilmesi hayli zor...

Partisi kapansa da zor...

Yasaklansa da zor...

Çünkü adama şarkısını tamamlama fırsatı tanımıyorlar...

Bıraksalar...

Belki adam detone olacak, belki güfteyi kıvıramayacak, belki besteyi tutturamayacak, belki yuhalanacak...

Ama yok...

Her defasında şarkıya müdahale ediyorlar...

Adamımız da her müdahalede "Bu şarkı burada bitmez!" diyerek satıyor cakasını...

* * *

Bu yüzden Latif Abi...

Sakın gaza gelme!

Sakın "Parti kapanacak / Tayyip yasaklanacak / Bana gün doğacak" rüyası görme...

Sağdan soldan gelen, "Hadi aslanım! Çık ortaya! Şu Tayyip’i devirirsen sen devirirsin... Neyin eksik... Türbansa türban... Senin de eşin türbanlı!" dolduruşlarına kanma!

Çünkü...

Bu millet, nefret ettiğimiz birçok özelliğine karşın...

Bel altı vuruşlara, kural dışı oyunlara, emir komuta ile düzenleme yapılmasına, taraf tutan hakeme, adam kayırmacılığa fena halde ifrit olmaktadır...

Dolayısıyla...

Gel, sen bu sevdadan vazgeç...

Hiç olmazsa şu "fitne dönemi" geçene kadar sabret... Şartların normalleşmesini bekle...

Bırak adam şarkısını tamamlasın... Safiye Ayla mıdır, Ankaralı Turgut mudur, bırak belli olsun...

Ondan sonra da çık, aslanlar gibi ver mücadeleni...

Ben de o gün, şöyle okkalı bir "Yolun açık olsun Latif Abi" yazısı patlatırım, söz...

Günlükteki CHP’li

BUGÜNLERDE elimden düşürmediğim "çok faydalı eser", bir paşanın kaleme aldığı söylenen "Darbe Günlükleri"dir...

"Sevgili günlük... Bugün yine darbe yapamadık..." diye başlayıp biten, "Darbenin günlüğü mü olurmuş?" sorusuna "Evet, işte bu" diye yanıt verebileceğimiz türden tuhaf bir dokümanla karşı karşıyayız...

Bu tuhaf metinde adı geçenler arasında "CHP’yi doktrine adam" Onur Öymen’in de adına rastlıyoruz...

"Sevgili günlük... Bugün Onur Öymen’le buluştuk... (Bu kısmı ben uydurdum A.H.) Onur Öymen bize Genelkurmay Başkanı’nı tenkit etti... (Burası uydurma değil A.H.) Genelkurmay Başkanı’nın partinin adamı gibi hareket ettiğinin çok yaygın bir kanaat olduğunu belirtti. (Burası da uydurma değil A.H.)"

Neyse uzatmayalım...

Madem bugünlerde "Darbe Günlükleri"nde adı geçenler, ardı ardına açıklamalar yapıyorlar...

O halde Onur Bey de yapmalı...

Gerçekten komutanlarla gizlice buluştu mu? Onlara "ABD Türk medyasını yönlendirmek için 2 yüz milyon dolar gönderdi" diye bir bilgi verdi mi? AKP’nin Ege’yi de satacağını söyledi mi? Dönemin kuvvet komutanlarını, dönemin Genelkurmay Başkanı’na karşı kışkırttı mı?

Fena halde merak ediyorum... Dilerim Onur Öymen bir yanıt verir...
Yazarın Tüm Yazıları