Ekonomi için asıl tehdit mali gevşeme

ANAYASA Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararının piyasalara etkisi sınırlı oldu. Asıl etki yurt dışından gelmeye devam ediyor. Yurt dışı da bir hayli karışık seyrediyor.

Türban kararı piyasalar tarafından beklenen bir karardı ama dozu biraz sert bulundu.

Gerçi gerekçeli kararı beklemek lazım ama türban kararının bu kadar sert olması, AKP’nin kapatmasıyla ilgili karar konusunda da piyasalara ipucu vermiş görünüyor.

Belki bu kadar sert olması piyasaları biraz etkilemiştir ama bizce piyasalar türban kararını da, hatta AKP’nin kapatılma davasını bile çoktan satın almış durumdalar.

Yani birilerin istediği gibi piyasalar türban ve kapatma kararına büyük tepki vermiş değil.

Piyasalara siyasi etki asıl bundan sonra, bu davalar sonucu yaşanacaklar konusunda çıkan tartışmalarla birlikte görülecektir.

Bence ekonomide yaşanacaklar yine büyük ölçüde ekonomik gerekçelere dayanacak.

Bunu hem yurtdışı ekonomik gelişmeler, hem de yurtiçi ekonomik gelişmeler için söylüyorum.

Yurtdışı elbette belirleyici olmaya devam edecek ama piyasaları içeriden etkileyecek en önemli unsurun mali piyasalarda yaşanacak gevşemeler olacağı kesin.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) geçen hafta yayınladığı rapor, mali disiplindeki gevşemenin nasıl devasa boyutlara ulaştığını, dolayısıyla ekonomi için, piyasalar için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu açıkca ortaya koyuyordu.

TEPAV, hükümetin önümüzdeki dönemde izleyeceği maliye politikasına esas teşkil edecek olan kararların tahmini maliyetini 40-45 milyar YTL olarak hesapladı.

Başında eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin bulunduğu TEPAV İstikrar Enstitüsü tarafından hazırlanan Mali İzleme Raporunda "Orta Vadeli Mali Çerçeve ve Geleceğe Yönelik Maliye Politikaları: Mali Disiplinde Gevşeme Tartışmaları Ne Anlama Geliyor?" başlıklı bir bölüme de yer verildi.

TEPAV’IN UYARISI

Bu bölümde "Konut Edindirme Yardımı Ödemeleri", "GAP’a Kaynak Aktarımı", "İşsizlik Fonu’ndan İstihdam Paketi Kapsamında Kaynak Aktarılması", "Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun İle Mini Tahkimler Yapılması", "Yerel Yönetimlere, Merkezi Yönetim Vergi Gelirlerinden Aktarılacak Kaynağın Artırılması ve Aktarılacak Kaynaktan Yapılacak Kesintinin Düşürülmesi" ile " Kamu İhale Kanunu’nun Değiştirilerek Müteahhitlere Fiyat Farkı Ödenmesi" kararlarının uygulanması durumunda doğacak sonuçlar hesaplandı.

Bu kararların uygulanmasının, belli varsayımlar altında, toplam 45 milyar YTL’ye ulaşabileceği tahmin edildi.

Rapor’da Orta Vadeli Mali Çerçeve (OVMÇ)’ye ilişkin değerlendirme yapılırken, "Bir bütün olarak OVMÇ, kamuoyuna varsayımları ve ayrıntılı harcama planları açıklanmamış yönleri ile, ileriye yönelik tutarlı bir maliye politikası uygulama niyetinden çok, yaklaşmakta olan yerel seçimlere yönelik bir tercihi yansıtır gibi gözükmektedir" ifadeleri kullanıldı.

OVMÇ Belgesinin, kamu otoritesinin kamu maliyesinde faiz dışı fazla göstergesinden vazgeçilmesi yönünde ciddi bir değerler dizisi değişikliğine gittiğinin göstergesi olduğu belirtilen raporda, harcama genişletici politikalara izin verileceğinin anlaşıldığı ama bir yandan da bunun borç dinamiklerini olumsuz etkilemeyeceğinin öngörüldüğü, OVMÇ’nin bu öngörülerin içsel tutarlılığının sınanmasını sağlayacak saydamlıktan uzak olduğu belirtildi.

Görüldüğü gibi harcama artırıcı kararlar dolu dizgin yol alıyor.

Bu mali gevşeme, ekonomideki istikrarı ciddi biçimde tehdit ediyor. İstikrarı destekleyecek herhangi bir çıpa da yok...
Yazarın Tüm Yazıları