Siyasetçilere ders

MENGİR Mir Mehmet Fırat ne demişti?

"Herkes milli iradeye ram (tabi) olmak zorundadır."

Haberin Devamı

Yaşar Büyükanıt "Hiç kimse laiklik konusunda bu ülkede kimseye biat edilmesini beklemesin."

Biliyor musunuz
Ä°STANBUL
Barosu’na bağlı bir grup avukat tarafından çevrenin hukuk yoluyla korunması amacıyla sivil toplum örgütlerine ve insanlarımıza gönüllü olarak hizmet verecek Çevre Hukuku Derneği adıyla yeni bir dernek kurulduğunu... (www.cevrehukuk.org; info@cevrehukuk.org
Cumhuriyet’in temel nitelikleri neyse geçerli olan odur.

AKP sözcüleri, karar için ’siyasidir’ diyorlar; bu duruma dışardan ’müdahil’ olan MHP de aynı görüşte olduğunu açıklıyor.

Belki bundan sonra kararın bazılarını doğru yola sevkedeceğini ve ’hukuki’ olduğunu

söyleyenler olacaktır.

Ne yazık ki, kimse ’türban tarlasını’ gübresiz bırakmak istemiyor. Herkes AP’den başlayıp AKP’ye giden süreçi unutmasın.

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, Anayasa kurallarını feda ettirmemek gerektiğini belirtirken "Bu karar siyasilere ders olmalıdır" diyor.

Siyasetçiler ’Teşkilatı Esasi’nin (Anayasa) ne olduğunu iyice anlamaları gerekir. Bu mahkeme de ’Teşkilatı Esasiye’nin, devletin özünün mahkemesidir. Devletin özü de demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir.

’Esası’ın mahkemesinun bundan taviz verme ihtimali düşünülmemeliydi.

Yargı organlarının en doğal hakkı hukukun üstünlüğünü savunmak değil midir?

Anayasa Mahkemesi, şekil şartlara göre bir bir denetim organı değil midir?

Prof. Süheyl Batum, Anayasa Mahkemesi’nin 1971, 1975, 1977 ve bundan üç ay önce verdiği kararların da aynı olduğunu belirterek "Bugünkü (dünkü) karara karşı çıkanlar Anayasa Mahkemesi’nin geçmişini hiç bilmiyorlar" diyor.

TOPTAN VE KUZU’NUN HATALARI

TBMM İçtüzüğünün 38. maddesi şöyle diyor:

"Komisyonlar kendilerine havale edilen tasarı ve tekliflerin ilk önce Anayasa’nın metin ve ruhuna aykırı olup olmadıklarını tetkikle mükelleftirler."

Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddeleri ile ilgili değişiklik tekliflerinin, Anayasa Komisyonunda ,TBMM İçtüzüğü 38. madde gereği, Anayasa’nın ruhuna uygunluk (Anayasanın başlangıç ilkeleri-değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen hükümler) bakımından tetkik edilmesi gerekirken, bu husus ihmal edilmiş ve gündeme alınarak eylemli ’İçtüzük ihlali’ yapılmadı mı?

Parlamento hukukunu ihlal eden bu ihmalde, komisyonlara dağıtımı yapan TBMM Başkanlığı ve önüne gelen Anayasa değişikliğini 38. madde bakımından denetlemeyen Anayasa Komisyonu’nun bu günkü gerilimde hiç kusurları yok mu?

Bir hukukçu dostumuz şöyle diyor:

"Parlamento hukuku ve özellikle İçtüzük uygulamalarını, sayısal çoğunluğa güvenerek gözardı etmek hukuk devleti gereklerine aykırı olup, ciddi bir Anayasa denetimi ve sonuçta Anayasa Mahkemesi’nin bu kurallar ışığında içtüzük madde 38 ve Anayasa temel ilkeler (değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen, laiklik...) yaptığı yargısal denetimin iptal sonucuna varması kaçınılmazdır" diyor.

AKP hukukçularının gözden kaçırdıkları, hukukun artarak gelişen bir denetimi zorunlu kılması ve Mecelle’de ifade edildiği gibi ’Usul esasa mukaddem’(Usul esası önceler)dir."

Haberin Devamı

ÖZBUDUN’A GÖRE ŞERİAT DA MÜMKÜN
AKP’ye, taslak anayasa hazırlayan komisyonun başkanı Prof. Ergun Özbudun, anayasa maddeleri değişikliği konusunda, anayasanın ilgili maddesine atıf yaparak, Anayasa Mahkemesi’nin ’şekil’ dışında bir denetim yetkisi olmadığını savunuyor.

Bu yoruma göre bir örnek verelim... Anayasa’nın 5. maddesi ’şekil’ kurallarına uygun biçimde değiştirilerek ’şeriat’ hükümleri konsa ve gerekli oy Meclis’ten çıksa... Bu mantığa göre, değişikliği Anayasa Mahkemesi bunu iptal edemez!.

Oysa bu değişiklikle devletin özü ve egemenlik ilkeleri ortadan kaldırmış oluyor.

Buna da devletin özünü koruyan Anayasa Mahkemesi izin veremez.

Özbudun’a faşizmin nasıl geldiğini de hatırlatmak gerek.
S.T.

Haberin Devamı

5 HAFTADA % 72 ZAM Ä°NSAFSIZLIKTIR
İSTANBUL Sabiha Gökçen Havalimanı dış hatlar otoparkına 5 hafta arayla aynı süreler içerisinde bıraktığım aracım için alınan ücret yaklaşık %72 zamlıdır. Hiçbir insafa uymayan bu zam için vatandaşlarımızı sizin aracılığınızla uyarmak istyorum.

Bilinçli bir vatandaş olarak aracımı bırakmadan önce her zaman web sitesinden fiyatları kontrol ederim fakat son sefer fiyat listesi web sitesinden kaldırılmıştı.

İşletmecinin kötü niyetini buradan anlamamız gerekirdi fakat bu kadar insafsız zam geleceğini düşünemedik.

Başka vatandaşların da düşünemediğini önümüzdeki herkesin görevlilerle tartışmasından anladık.

Ödeme detaylarım:

- 19.4.2008, 02.30’de bırakıp 24.4.2008 03.30’de aldım: ödediğim ücret 65 YTL.

- 29.5.2008, 02:30 civarı bırakıp 3.6.2008 03.30’de aldım. Ödediğim ücret 111.50 YTL
Deniz ANIK

Haberin Devamı

GÜL'ÜN JAPONYA GEZİSİ.. DEİK TOPLANTILARINDAN 'İRMİK DEĞİL KEPEK ÇIKAR'
YURTDIŞI yatırımları ve ihracat konularında bilinen bir isim olan mühendis Aslan Özmen, Gül'ün Japonya gezisi ile ilgili daha önce yaşadıklarını anlatıyor:

Her hükümet aşka gelip hatırladığında ve de Japonya'yı devlet kesesinden görmek istediğinde DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler) toplantılarını yılda bir kez vesile ederek, Japonya ile dış ekonomik ilişkileri geliştirmek istemektedir. Sayın Gül'ün Japonya seyahati de bunlardan biri olacaktır.

Turgut Özal'la başlayan, işadamlarını uçağa doldurup bir ülkeye iş bağlamak için gitmek modası bir ara tavsamış, birçok seyahate gidecek adam aranmıştır.

DEİK toplantıları tamamen gayri resmi olup, iki ülkenin işadamları karşılıklı tanışıp konuları tartışırlar.

Bu arada fikirleri geliştirip firmalar görüşmeleri sürdürürler.

Hâl böyleyken 2003 yılından sonra DEİK toplantılarına, Başbakan ve bakanlar katılır olmuştur.

Türk-Amerikan, Türk-Japon, Türk-Rusya işadamları toplantıları gibi...

Haberin Devamı

Normalde 3. sınıf şirket yetkililerinin katıldığı toplantılara Başbakan katılırsa, Başbakan'la aynı uçakta olmak ve onunla konuşma olanağı olacağı için, CEO, şirket sahibi gibi üst düzey yetkililer katılmaya can atar.

BAKIN NELER OLDU

Gelelim Türk-Japon DEİK toplantılarına....

Ben naçizane 1996 yılındaki toplantıya, Japonya'daki KOBE Türk El Sanatları Fuarı'na katılmak için aynı anda giderken, hiç haberim yokken delegasyonu doldurmak amacıyla listeden bulunup davet edildim.

Ben mühendis kökenli küçük bir ihracatçıydım.

Tokyo'ya yön değiştirdim.

Toplantıdaki manzara şuydu:

- İşadamlarının % 90'ı İngilizce bilmiyorlardı. % 95'i küçük sermayeli işadamları veya büyük şirketlerin memurları idi. % 80'i turistik amaçla ve eğlenmeye gelmişlerdi.

Yine delegelerin büyük kısmı Ticaret ve Ziraat Odaları, genel müdürler gibi devlet parasıyla bedava seyahat eden kimselerdi.

Toplantı sırasında kavradığım kadarıyla, bizimkiler adamlara baskı yapıp 'yatırım yapın' diye bastırıyorlar, Japon temsilciler de kibarca konu ve proje bulamadıklarını anlatıyorlardı.

Haberin Devamı

Örneğin, o zaman moda olan tekstil ürünleri satmak istiyorlardı.

Konu farklıydı.

Ben İngilizce bir konuşmayla çeşitli yatırım konularını özellikle o zaman moda olan tekstil makineleri üretimi gibi somut projeleri açıklayınca adamlar ilgiyle bu değişik sesi dinlediler.

O zamanki Büyükelçimiz Gündüz Aktan da takdirlerini belirtmiştir.

Arada 3 firmanın temsilcileri benden randevu alıp konuştular.

Ben neydim ki?

Küçük bir şirket.

Özellikle tüm firmalar, yatırımın en az 1 milyar dolar olması gerektiğini, Türkiye'de hangi firmaları tavsiye edeceğimi sordular.

Bu tür toplantılara büyük şirketlerimizin katılmaları gerekir.

Japonya dünyanın en zengin 2. ülkesidir. Parayı projelere yatırmak isterler.

Karşılarında güçlü şirketler isterler.

Bu toplantılarda uzun vadeli işbirlikleri konuşulur.

Firmalarımız teknoloji mühendislik ağırlıklı olmadıklarından hiçbir sonuç elde edememişlerdir.

1996 yılında Japonya'ya ihracatımız 100 milyon dolar, ithalatımız 2 milyar dolardı.

2008 yılında ihracatımız 130 milyon dolar, ithalatımız 3.5 milyar dolar olmuş!

Bir arpa boyu bile gidememiÅŸiz.

 Â

CUMA VAKTÄ° TATÄ°L MÄ° OLDU
GEÇEN cuma günü Çanakkale-Küçükkuyu Sağlık Ocağı'na muayeneye gittim. Saat 13.00'te numaramı aldım.

Saat 14.00 oldu, doktor bey ortada yok, hastalar ayaklanmaya başladı.

En sonunda hemşireye sorduk, doktorun cuma namazında olduğunu söyledi.

Ben de "Hastaları mesai saatleri içerisinde namaz nedeniyle bekletmek doğru mu?" dediğimde hemşirenin, "Her cuma böyle, şikâyet edin" demesi üzerine size bildiriyorum.

Siz de sesimizi duyurun!
Yılmaz K.

TRAKYA BÄ°RLÄ°K: GÃœMRÃœK VERGÄ°LERÄ° Ä°LE ÃœRETÄ°CÄ°LER KAZANACAK
TRAKYA Genel Müdürü İsa Gökçe ile Genel Müdür Yardımcısı Adnan Tekçe, yağ ithali ile ilgili yazımızda, kendileri hakkında haksız ithamlar bulunduğunu savunarak yazılı bir açıklama yaptılar.

Açıklama şöyle:

"Trakya Birlik 1966 yılında kurulmuş olup, kuruluş amacımız; ortaklarımızın tarımsal girdi ihtiyaçlarını karşılamak ve ürünlerini en iyi şekilde değerlendirmek olarak özetlenebilir.

Birliğimizin Tekirdağ Entegre Tesisleri ile Karacabey Yağ Fabrikasında toplam 270 bin ton/yıl ayçiçeği işleme, 100 bin ton/yıl rafine yağ, 30 bin ton/yıl margarin ile 216 bin ton/yıl fenni yem üretim kapasiteleri mevcuttur.

Ortaklarımızın tarımsal girdi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yıllara göre değişmekle birlikte 120-130 bin ton kimyevi gübre, 500-700 ton hibrit tohumluk, 100-150 bin litre zirai ilaç ile 150-170 bin ton fenni yem peşin veya kredili olarak ortaklarımıza dağıtılmaktadır.

Ortaklarımıza bu yıl kullandırdığımız kredi tutarı 110 milyon YTL.ye ulaşmıştır.

Birliğimizce yıllık 90-100 bin ton rafine yağ ile 20 bin ton seviyelerinde margarin satışı gerçekleştirilmektedir.

Sözkonusu satış rakamları Türk çiftçisinin malını mamul halde satar noktaya gelmesi ve sağlanan kazancın tekrar çiftçiye dönmesi açısından üzerinde önemle durulması gereken bir başarı örneğidir.

Birliğimizin 100 bin ton rafine yağ üretim kapasitesine karşılık, 2007/2008 kampanya döneminde 150 bin ton ayçiçeği mübayaası (karşılığında takribi 60 bin ton hamyağ) gerçekleştirilmesinden dolayı ihtiyacı olan takribi 40 bin ton ham yağın iç piyasadan veya ithalat yoluyla dış piyasadan temini yoluna gidilmiştir.

36.5 BÄ°N TON HAMYAÄž ALDIK

İhtiyacımızın giderilmesi açısından bugüne kadar iç piyasadan 15 bin ton, dış piyasadan 9 bin ton ve bugün itibarıyle dış piyasadan gelip limanda boşaltılmakta olan 9.500 ton ve gelecek olan 3.000 ton olmak üzere toplam 21.500 ton ayçiçeği hamyağı temin edilmiştir.

İç ve dış piyasalardan toplam 36.500 ton hamyağ temin edilmiştir.

Sözkonusu bağlantılarımızın tamamen fabrikalarımızın düzenli çalıştırılması ve mamul satışlarımızın kesintisiz olarak sürdürülebilmesi amacını taşımakta olup, stoklama ile ilgisi bulunmamaktadır.

2007-8 hasat döneminde gümrük vergisi oranları ayçiçeğinde %27, hamyağında %36 iken, dış piyasalarda fiyat yükselişlerine bağlı olarak 22.9.2007 tarihinde ayçiçeğinde %12'ye hamyağda %22'ye düşürülmüştür.

Hükümetimiz nezdinde, Birliğimizce yapılan görüşmeler sonucu yeni hasat döneminde ayçiçeği üreticisinin korunabilmesi açısından bu oranların 1.6.2008 tarihinden itibaren yine eski oranlara çıkarılması konusunda mutabakat sağlanmış ve 1.1.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.

Bilahare, dünyada oluşan gıda krizinden dolayı ayçiçeğinde %12 ve hamyağda %22 olan Gümrük Vergilerinin 1.6.2008 tarihinde yükseltilmesi uygulaması 15.7.2008 tarihine ötelenmiştir.

Burada temel amaç yeni üretim sezonunda ayçiçeği üreticisinin korunması ve kollanmasıdır.

Ülkemizde 20 Haziran'da kanola hasadı, 1 Temmuz'da Çukurova'da ayçiçeği hasadı Ağustos'un ilk haftasından itibaren Trakya Birlik faaliyet bölgesindeki ayçiçeği hasadının başlayacağı dikkate alındığında;

- Gümrük Vergileri ile ilgili sözkonusu uygulamalar tüm piyasa aktörleri tarafından bilindiğinden, tüm piyasa aktörleri üretim planlarını yaparak yeni sezona kadar gerekli olan (takribi 80-100 bin ayçiçek hamyağı) bağlantılarını yapmışlardır.

- Dolayısıyla ihtiyaca binaen yapılan ithalat bağlantılarının stokçulukla ilgisi bulunmamaktadır.

Ülkemiz ve Kuzey Yarımküredeki (Ukrayna, Rusya, Bulgaristan v.s) sezon öncesi ve yüksek dünya piyasa fiyatları dikkate alındığında ülke ihtiyacının üzerinde ürün stoklamanın da geçerli ekonomik mantığı bulunmamaktadır.

- Trakya Birlik ayçiçeği üreticisinin kuruluşudur ve kazandığı her kuruş ayçiçeği üreticisinin kazancı olarak üreticimize dönmektedir.

Hükümetimizin yeni sezon öncesinde gümrük vergilerini (Birliğimizin görüşü de bu doğrultudadır.) yükseltmesi, ayçiçeği üretiminin sürekliliğinin sağlanması, üreticinin kazanması ve kollanması ile dışa bağımlılığımızın azaltılması açısından önemlidir."

DIÅž TÄ°CARET MÃœSTEÅžARLIÄžI: STOÄžA NEDEN OLUNMAZ
BAŞBAKANLIK Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan da aynı konuda yapılan açıklama şöyle:

Hürriyet Gazetesi’nin 3 Haziran 2008 tarihli sayısında 'Yağda Tatlı Vurgun' başlığı altında yayımlanan yazınızla ilgili olarak aşağıdaki açıklama gerekli görülmüştür.

"Malumları olduğu üzere, TÜİK üretim tahminlerine göre 2007-2008 sezonunda yağlı tohumlar içerisinde ülkemizde en fazla üretimi yapılan ayçiçeği tohumu üretimi bir önceki üretim dönemine göre %23.6 oranında azalarak 1.118.000 tondan 854.407 tona düşmüştür.

Üretim düşüşünün yanı sıra, dünyada özellikle biyoyakıt üretiminin giderek artması, petrol fiyatlarındaki artış, navlun maliyetlerindeki artış ile finans piyasalarında yaşanan gelişmeler sonucunda uluslararası emtia fiyatlarında yaşanan artışa paralel olarak yağlı tohum ve bitkisel yağların dünya fiyatlarında da önemli ölçüde artış yaşanmıştır.

İç piyasadaki üretim düşüşü ile beraber uluslararası piyasalarda yaşanan gelişmeler sonucunda ise, bir önceki yıl 500-540 YTL/Ton seviyesinde oluşan iç piyasa yerli ayçiçeği tohumu fiyatı hasat döneminde 800-850 YTL/Ton seviyelerine kadar yükselmiştir.

Diğer taraftan, 2007 Nisan ayında 675 $/Ton seviyelerinde bulunan dış piyasa ham ayçiçek yağı fiyatı sürekli artış göstererek 2007 Ekim ayında 1.335 $/Ton’a yükselmiş, 2008 Ocak ayına kadar yatay bir seyir izledikten sonra tekrar artış trendine girerek Ocakta 1.600$/Ton, Şubatta 1.770 $/Ton’a yükselmiş, Mayıs ayı sonunda ise 1920 $/Ton seviyesine ulaşmıştır.

Bu kapsamda, dış piyasa fiyatlarının bir yıllık bir dönemde yaklaşık 3 katına çıkması nedeniyle iç piyasadaki yağ fiyatlarında da önemli ölçüde artış yaşanmıştır.

SPEKÃœLATÄ°F FÄ°YAT HAREKETLERÄ°

Üretimde yaşanan gerileme ile dış piyasadaki fiyat artışlarına bağlı olarak yağlı tohum ve bitkisel yağlarda spekülatif fiyat artışlarına meydan verilmemesi, temel besin kaynaklarından biri durumunda olan yağ fiyatlarının makul seviyelerde tutulması ve bitkisel yağlarda iç piyasada yaşanabilecek muhtemel arz açıklarının yerli üretime zarar vermeyecek maliyetler ile ithalat yoluyla karşılanabilmesini teminen;

25.9.2007 tarihli ve 26654 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/12596 sayılı Kararname ile ayçiçeği tohumunda uygulanan %27 oranındaki gümrük vergisi %12’ye, ham ayçiçeği yağında uygulanan %36 oranındaki gümrük vergisi ile diğer bitkisel ham yağlarda uygulanan %31,2 oranındaki gümrük vergileri ise %22’ye düşürülmüş,

28.11.2007 tarihli ve 26714 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/12811 sayılı Kararname ile soya fasulyesi ithalatında uygulanan %10 oranındaki gümrük vergisi %8’e düşürülmüş,

31.12.2007 tarihli ve 26743 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008 yılı İthalat Rejimi Kararı ile 31.5.2008 tarihinde ayçiçeği tohumunda uygulanan gümrük vergisinin %27’ye, ham ayçiçeği yağında uygulanan gümrük vergisinin %36’ya ve diğer bitkisel ham yağlarda uygulanan gümrük vergilerinin %31.2’ye yükseleceği hüküm altına alınmış,

GÃœMRÃœK VERGÄ°LERÄ°

8.4.2008 tarihli ve 26841 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008/13450 sayılı Kararname ile de ayçiçeği tohumunda uygulanan gümrük vergisinin %27’ye, ham ayçiçeği yağında uygulanan gümrük vergisinin %36’ya ve diğer bitkisel ham yağlarda uygulanan gümrük vergilerinin %31,2’ye yükseleceği tarih, 31.5.2008’den 15.7.2008 tarihine uzatılmıştır.

Bu gelişmeler çerçevesinde, 2005/06 üretim sezonunda 405.465 ton olarak gerçekleşen ayçiçeği tohumu ithalatı 2006/07 sezonunda 490.771 tona yükselmiş, 2007-8 sezonunda ise Nisan ayına kadar olan dönemde 336.641 ton olarak gerçekleşmiştir.

Diğer taraftan, 2005/06 üretim sezonunda 448.116 ton olarak gerçekleşen ham ayçiçeği yağı ithalatı ise 2006-7 sezonunda 144.626 tona gerilemiş, 2007-8 sezonunda ise Nisan ayına kadar olan dönemde de 115.889 ton olarak gerçekleşmiştir.

Bununla birlikte 2005/06 sezonunda yapılan ham ayçiçeği yağı ithalatının %59’u, 2006/07 sezonunda %53’ü ve 2007/08 sezonunda da %50’si mamul ürün ihracatı amacıyla Dahilde İşleme Rejimi kapsamında gerçekleşmiştir

Ülkemizde temel besin kaynaklarından biri konumunda bulunan yağ fiyatlarının gerek yerli ayçiçeği üretimini cazip kılacak bir seviyede tutulması, gerekse tüketici aleyhine fiyatların çok yükselmesine meydan verilmemesi amacıyla, iç ve dış piyasa fiyatları günlük olarak takip edilmekte olup, ayçiçeği tohumunda uygulanan gümrük vergisinin %27’ye, ham ayçiçeği yağında uygulanan gümrük vergisinin %36’ya ve diğer bitkisel ham yağlarda uygulanan gümrük vergilerinin %31,2’ye yükseleceği 15.7.2008 tarihinin kaldırılması veya gerekli görülmesi halinde gümrük vergilerinin düşürülmesi konusunda gerekli çaışmalar sürdürülmektedir.

Ä°THALAT REJÄ°MÄ°

Yerli üretimi korumak amacıyla, buğday, arpa, yulaf ve çavdar ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin yerli üretimin başlayacağı tarihten önce 15.5.2008 tarihinde, mısırda ise 31.7.2008 tarihinden itibaren %50 oranına yükseleceği hususu da İthalat Rejimi Kararı ile hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, yağlı tohumlar ile bitkisel yağlarda uygulanan gümrük vergisi oranının 15.7.2008 tarihinden önce de piyasa koşullarına göre belirlenebileceği hususunun yanı sıra bahse konu tarihten kısa bir süre sonra gerek iç piyasada gerekse ayçiçeği tohumu ve yağı ithalatının yapıldığı komşu ve çevre ülkelerde ürün hasadının başlamasından dolayı anılan dönemde bol miktarda ürün arzı yaşanacağı ve bunun iç ve dış piyasa fiyatlarını düşürücü etki yapabileceği göz önüne alındığında, gümrük vergilerinin önceden ilan edilmiş olmasının iç piyasa fiyatları üzerine spekülasyon yapılarak şu anda stok yapılmasına neden olmayacağı değerlendirilmektedir."

Yazarın Tüm Yazıları