Gaza gelme

EY Tayyip Erdoğan...

Senin için çok güzel şeyler yazıp çiziyorlar...

Diyorlar ki:

"Tayyip aslandır, kaplandır... Öyle Başvekil Adnan Menderes gibi, boynunu vurmaya kararlı yargıcın karşısında, ’Emrinizdeyim Reis Beyefendiciğim’ diyerek iki büklüm olmaz... Kükremiş sel gibidir, bendini çiğner aşar... Sıkıyı görünce şapkasını alıp gitmez... 8 saatlik MGK toplantılarında şıpır şıpır ter dökmez..."

Gözlemleyebildiğim kadarıyla...

Sen de "verilen bu coşku" karşısında...

Etten ve kemikten yaratılmış bir insanoğlu olarak...

Kayıtsız kalmıyorsun / kalamıyorsun...

Ancak...

Görüyorum ki...

Bu "gazlamalar", maalesef senin yanlış bir "Memleket tasavvuru" içine girmene yol açtı/açıyor...

Şöyle düşünüyorsun:

Bütün "arıza"yı bir grup çeteci ve darbeci çıkarmaktadır... Onların derdest edilmesi durumunda ortalık güllük gülistanlık olacaktır...

* * *

Hemen söyleyeyim:

Ne yazık ki bu yaklaşım, gerçek durumu karşılamaya yetmiyor...

Keşke memleketteki "arıza", üç beş "kalleş maceraperest" ile "gözü dönmüş darbeci"nin işi olsaydı...

Ancak olay bundan ibaret değildir.

Bu toplum ikiye bölünmüştür Tayyip Erdoğan...

Tamam...

Bir tarafta sana kayıtsız şartsız mürit yazılanlar var... Sayıları da hayli fazla...

Ama unutma ki...

Diğer tarafta da sayıları hiç yabana atılamayacak oranda senden nefret edenler var...

Ve esas "arıza" bu derin ikilikten çıkmaktadır.

* * *

Sana bir şey söyleyeyim mi Tayyip Erdoğan?

Bence sen, altı yıldır devam eden devr-i iktidarında...

"Laiklik karşıtı etkinliklerin odağı" falan olmuş değilsin...

5-10 demeci alt alta yazarak seni "laiklik karşıtı odak" diye nitelendiren "Başsavcı" fena halde yanılmaktadır.

Senin asıl sorunun şudur:

Pekala senden nefret etmeyebilecek bir kitleyi, senden nefret eder hale getirdin...

O kitlenin hassasiyetini hiç anlamadın...

"Dinin hiçbir yasal zorlama olmaksızın da baskı aracı haline dönüşebileceği endişesi"ne zerre kadar kulak vermedin...

Haklı ya da haksız yaşam tarzlarına baskı yapılabileceğini düşünen insanların aradıkları garantiyi sunamadın...

Senin önünde "herkesin başbakanı" olmak fırsatı vardı, maalesef bu fırsatı iyi değerlendiremedin...

Gettondan dışarı çıkamadın... Bir iki çıkma denemesi yaptın, ama acayip rahatsız olup tekrar gettona dönüverdin...

Eski cemaatinden üç beş üslupsuza bile "Hadi oradan" diyerek haddini bildiremedin... Tam tersine, tuttun, herifleri uçağına alarak taltif ettin...

Atamalarda liyakati esas alacağına, "İlle de camiadan olsun" yaklaşımını benimsedin...

"Türbanı Çankaya’ya çıkarmak" gibi bir hedef, senden kuşku duyanların kuşkularını hafifletmekten çok daha önemli bir hedef haline geldi...

Bütün bunların üzerine...

Bir "Hitabet sanatı" olarak gördüğün "öfke"ni, kontrolsüz biçimde kullandın...

Hiçbir faydası olmayan, lüzumsuz demeçlerle ortamı gerdin...

Bütün bunların üzerine...

"İslam’da çokeşlilik" meselesinden tut da "İslam’da katili affetme yetkisi kime aittir?" meselesine kadar...

Girmemen gereken konulara girdin...

Hem "amatör ulemacılık" oyunu oynadın, hem de her türlü gelişme karşısında kıllanmaya hazır bekleyen kesimleri daha da kıllandırdın...

* * *

Şimdi de hatalar zincirine bir yenisini ekliyorsun...

Sana gaz verenlerin telkin ettikleri yanlış memleket tasavvuru nedeniyle...

"Arıza"nın tek ve geçerli nedeni olarak "çeteci-darbeci" tipleri görüyorsun...

"Gık" diyene "Çeteci" diyorsun, "Gak" diyene "Darbeci" diyorsun...

"İddianame"ye bile "çete" ve "darbe" imajlarını kullanarak itiraz ediyorsun...

Çok ciddi bir taktik hata içindesin...

Kalkıp, "Ben altı yıldır iktidardayım... Nasıl oluyor da laiklik karşıtı etkinliklerin odağı oluyormuşum?" diyeceğine...

Yani şu meşhur "odak" sözcüğüyle hesaplaşacağına...

"Çete/darbe" falan diyerek kestirmeden işi bitirmek istiyorsun...

Ey Tayyip Erdoğan...

Gaza gelme...

Lüzumsuz delikanlılık gösterilerine girişme...

"Boynumu giyotine uzatmam" falan diyerek ortamı daha fazla germe...

Özeleştirini ver... "Nerede yanlış yaptım?" de...

Bir başbakan olarak huzur ve güven ortamını yeniden tesis et...

Senden nefret edenlerin nefretlerini boşa çıkaracak adımlar at...

Bugün sana gaz verenlerin sırtlarında yumurta küfesi olmadığını düşün...

Hem unutma ki:

27 Mayıs’ta ya da Menderes asıldığında...

Menderes sevgisinin destanının yazıldığı bu topraklarda bir mantar tabancası bile patlamamıştır...
Yazarın Tüm Yazıları