Kürtlerin kalbini kazanmanın tam zamanı...

Türkiye başarılı bir operasyon sürdürüyor. PKK terörüne önemli darbeler vuruyor. Ancak unutmayalım, PKK sadece silahla bitirilemez. Güç kullanmanın yanı sıra örgütün beslendiği bataklığı kurutamaz isek, onlarca harekat yapsak yine beklenen sonucu alamayız. Yani PKK’yı tümüyle devre dışı bırakamayız. Kürtlerin kalbini kazandığımız oranda PKK’yı marjinalleştiririz.

Haberin Devamı

Kürt sorunuyla 1980’lerde tanıştım. Siyasetçilerimiz ve resmi ideolojiye tapınmayı seven çevreler sürekli şekilde, Güneydoğu’daki eşkıyalardan, kaçakçılardan söz ederlerdi.

 

Ben resmi ideolojiye hiçbir zaman tapınmadım ve  eşkıya diye adlandırılan kişilerin altında Kürt Sorununun yattığını en açık ve net şekilde yazan gazeteci oldum.

 

Aradan geçen 30 yıl boyunca da, hep aynı görüşleri taşıdım.

 

-       PKK terörü ile Kürt Sorununun birbirinden ayrılması gerektiğini...

-       PKK teröristlerine karşı silahla mücadele edilmesini..

-       PKK terörünü besleyen bataklığın, Kürt sorunu çözümlenmedikçe kurutulamayacağını, bunun da ancak ekonomik-kültürel ve sosyal önlemlerle hafifletilebilineceğini yazmışımdır.

 

Haberin Devamı

Emin olun, ben yazmaktan bıkmadım.

 

Türkiye’yi yönetenler ise, önce kızdılar, sonra benim gibi düşünenleri cezalandırmaya kalktılar. Ancak son dönemlerde bakıyorum, onlar da anlamaya başlamış gibi görünüyorlar.

 

Kürt kökenli vatandaşlarımızla, Devletin ilişkilerine şöyle bir bakmamız yeter.

 

Kürt yoktur. Dağ Türkleri vardır” saçmalığından, bugün Kürtleri dilleriyle, örf ve adetleriyle kucaklama noktasına gelindi.

 

Daha gidilecek çok yol var.

 

Hala Kürtleri tam anlamıyla içimize sindiremiyoruz. Bu ülkenin otak sahibi olduğumuzu kabullenemiyoruz.

 

Ancak, bu direnç giderek kırılıyor.

 

Dikkat edin, PKK terörünün sadece askeri harekat veya ateş gücüyle yok edilemeyeceğini, bunun yanı sıra mutlaka, Kürt sorununa yönelik, ekonomik-politik-kültürel paketlerin açılması gerektiğini söyleyenlerin sayısı artıyor.

Haberin Devamı

PKK’nın beslendiği bataklığı kurutmaktan başka çare olmadığı görüşü, giderek yaygınlaşıyor.

 

Üstelik, bu gerçeği en iyi görenlerin de asker kesimi olduğu ortaya çıkıyor.

 

Şimdi, bugünkü iktidar başta olmak üzere, gelmiş geçmiş siyasiler “çok şey yaptık” diyeceklerdir.

 

Hayır, yapmadılar...

 

Bazıları denedi, ancak yapamadı.

 

Şu anda ideal bir süreçten geçiyoruz.

 

PKK, başta ABD olmak üzere, Bağdat ve Barzani tarafından da artık çok rahatsızlıkveren bir terörörgütü olarak görülüyor. Eski uluslararası destekleri ya kalmadı veya büyük oranda azaldı.

 

TSK, eskilere oranla çok daha etkili biçimde örgütün ensesinde boza pişiriyor ve duruma hakim görülüyor.

 

Haberin Devamı

Güneydoğu halkı dahi, PKK’ya artık eski desteği vermiyor.

 

AKP’ye böylesine büyük oy akıtması ve örgütün tüm ayaklanma çağrılarına rağmen gösterilere katılmaması, bunun en açık işaretidir. Halk artık rahat etmek ve zenginleşmek istiyor.

 

Devlet, ne kadar kısa sürede, Kürt kökenli vatandaşların ekonomik, sosyal ve kültürel beklentilerini karşılayacak reformlarla ortaya çıkarsa, o kadar güç kazanacaktır.

 

PKK ile bölge halkı arasındaki bağlar daha da zayıflayacak, örgüt daha marjinalleşecektir.

 

Kürt kökenli vatandaşlarımızın kalbini ne kadar kazanırsak, PKK o kadar desteksiz kalacaktır.

 

Kuzey Irak’a yeni bir açılım yapar, Barzani’nin kalbini kazanırsak, PKK o derecede yalnızlaşacaktır.

 

Haberin Devamı

Gelin, Ankara’dakilerin kapılarını çalalım ve bağıralım: Haydi şimdi, harekete geçmenin tam zamanıdır.

                                             

*                               *                               *

 

İRAN, HAREKATTAN ÇOK MEMNUN...

 

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, önümüzdeki hafta Bağdat’a tarihi bir gezi yapacak.

 

Düşünebiliyor musunuz, 8 yıl süreyle savaşmış, karşılıklımilyonlara varan ölü ve yaralı vermiş iki ülke, böyle bir ziyarette kucaklaşacak. Sevdiklerini kaybetmiş veya sakat kalmış olanlar, iki Devlet Başkanının kucaklaşmasını görünce, kimbilir neler düşüneceklerdir.

 

Ahmedinecad’ınBağdat gezisi,zafer kazanmış bir komutanın, fiilen olmasa dahi, dolaylı etkinliğiyle kontrolü altına aldığı bir başkente girişini andıracak.

 

Haberin Devamı

Kim ne derse desin, Amerikalılar, Irak’ı elleriyle İran’a hediye etmiş oldular. İran, 8 yıl savaşını kazanamadı, ancak şu andaki konumuyla bölgenin en etkin ülkesi durumunda. Irak’taki gelişmeleri yönlendirebilecek güçte.

 

Başkan Ahmedinecad, bu Bağdat ziyaretini çok rahat şekilde gerçekleştirebilecek. Tahran’ın en memnun olduğu nokta, Türkiye’nin Kuzey ırak operasyonu.

 

İran’ın da Kürt terörü sorunu var. Bizim PKK’mız onların PEJAK’ı kan döküyor. PKK’ya vurulanher darbe, dolaylı şekilde PEJAK’ı da etkiliyor. İşte bundan dolayı, İran memnun.

 

İşin zor tarafını Türkiye yapıyor. Tahran da sessiz kalarak destek veriyor. Destek olmasının bir nedeni de, Türkiye’nin Kuzey Irak’a istila veya çok uzun vadeli kalmak için girmediğinibilmesi. Ankara’ya güvenmesi...

 

Bu açıdan bakınca, İran Devlet Başkanının Bağdat gezisi Türkiye’yi de önemli oranda rahatlatacak.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları