Küresel krize önlem yerine harcamalar artırılıyor

KÜRESEL krizin dalgaları her geçen gün daha etkili oluyor. Bu dalgaların etkisini azaltabilmek için işalemi ve piyasalar, uzun süredir hükümetin önlem almasını istiyor ama hükümet bir türlü önlem almaya yanaşmıyor.

Bunun da ötesinde türban gibi gerilimi artıracağı bilinen konular ısrarla gündemde tutularak, sanki ekonomide sıkıntı yokmuş gibi bir hava veriliyor.

Şimdiye kadar içerideki piyasalar büyük ölçüde dışarıdan etkileniyordu. Siyasi çekişmeler yani iç faktörler de artık piyasaları etkilemeye başladı. ABD’den başlayan küresel krizin giderek yaygınlaştığı, artık Avrupa’yı da vurması kaçınılmaz görülürken, başka hiçbir faktör olmasa bile bu durum piyasaları zaten yeterince tedirgin ediyor. Bunun üzerine iç siyasi gerilimlerin eklenmesi ise, dün olduğu gibi, artık piyasalardaki sıkıntıyı iyice artırmaya başladı.

Aslında hükümetin küresel krizin derinleşmesine yaptığı etki bununla da sınırlı kalmıyor. Siyasi gerilimin yanı sıra hükümetin yaptığı hazırlıklar, piyasaların moralini iyice bozacak gibi gözüküyor. Çünkü hükümetin üzerinde çalıştığı kararlar, harcamaları önemli ölçüde artıracak kararlar olarak görülüyor.

Yani; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ekonomik değerlendirme toplantısı sonrası yaptığı "mali disiplin bozulmayacak, bütçe harcamalarına sadık kalınacak" demecinin tersine, şu anda üzerinde çalışılan önlemler, bütçe harcamalarını önemli ölçüde artıracak gibi gözüküyor.

Başka bir deyişle; önlem almak yerine, sanki "seçim ekonomisi" izlenimi veren, harcamaları artıracak kararlar üzerinde tartışılıyor.

Her şeyden önce üzerinde hálá çalışmalar yapılan "istihdam paketi"nin bütçeye maliyetinin en az 4 milyar YTL olması bekleniyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda görüşülen istihdam paketinde yer alan SSK primlerindeki 5 puanlık indirim bu yıl içinde yaşama geçirilirse, 3.2 milyar YTL gibi bir maliyet oluşacak. Paketteki diğer düzenlemelerle birlikte, toplam maliyetin 4 milyar YTL’ye yaklaşacağı hesaplanıyor. Üzerinde çalışılan paket kapsamındaki 18-29 yaş arasında ilk kez işe alınanların SSK işveren prim paylarının Hazinece ödenmesi ve kadınlarla ilgili teşviğin uygulanması durumunda, bu yük daha da artacak.

BÜROKRASİDE TEDİRGİNLİK BÜYÜYOR

TBMM gündemindeki "ulaştırma altyapı yatırımları" yasa teklifi de mali disiplini tehdit eden bir düzenleme olarak görülüyor. Yasa teklifine göre ulaştırma altyatırımları için köprü, otoyol ve diğer karayolu geçiş ücretlerinden elde edilen ücretler, araç muayene istasyonlarından elde edilen gelirler, Telekomünikasyon Kurumu’nun gelirleri gibi birçok kalemden Ulaştırma Bakanlığı’nın yatırımlar için oluşturacağı fona kaynak olarak aktarılacak.

Ekonomi bürokrasisi gündemdeki bu kararlar nedeniyle, büyük bir tedirginlik içinde. Ulaştırma altyapıları için çıkarılacak yasa teklifinin, bütçe birliğini bozacağı gibi, mali disiplin açısından da büyük tehdit oluşturacağını, faiz dışı fazla hedefinin artık unutulması gerektiğini söylüyorlar.

Ekonomi bürokrasisi, yaşanan gelişmeleri hayretle izliyor. Herkes birbirine küresel krizin etkilerini azaltmak için başka bir kurumda hazırlık olup olmadığını soruyor ama herkes de biliyor ki; hükümetin kapsamlı bir çalışması gündemde değil...

Bu kararlara ek olarak örneğin elektrikte yeni zamlar gerekiyor ve hazırlanan KİT dengesine göre zam yapılmaması nedeniyle bir boşluk, şimdiden oluşmuş durumda.

Yani hem bütçe hem KİT’ler açısından, daha yılın başında ekonomik dengelerin tutturulması tehlikeye girmiş durumda. Bu seyir devam ettiği, ciddi önlemler alınamadığı takdirde, böylesine kritik bir dönemde ihtiyaç duyulacak IMF’le mutabakatın da çok zorlaşacağı ortada.

Yani ekonomide bir süre tehdit kapıda ama önlem almak yerine tam tersine hükümet, harcamaları artırmanın peşinde. Bu kötü gidişatı gören bürokrasi de, doğal olarak korkuyor...
Yazarın Tüm Yazıları