Şevket Abi’ye de mi lolo

Hz. Muhammed, dost düşman herkes tarafından "Emin" diye bilinirdi...

Bunlar ise dost düşman herkes tarafından "Acaba bize bir yamuk gelir mi?" tedirginliğiyle anılıyorlar.

Hz. Muhammed, inananı da inanmayanı da karakterine meftun bırakırdı.

Bunlar ise dost düşman herkes tarafından derin bir tiksinti duygusuyla anılıyorlar...

Hz. Muhammed, "Güzel ahlákı tamamlamak" için gönderilmişti.

Bunlar ise Allah adına en galiz küfürleri etme yarışında hep birinci oluyorlar.

Hz. Muhammed, "Düşmana karşı bile adil olmayı" ölçü olarak almıştı...

Bunlar ise bırakın düşmanı, dosta karşı bile adil olmuyorlar.

Hz. Muhammed, "O dediyse doğrudur" cümlesinin kahramanıydı...

Bunlar ise "Yazdıysa yalandır" cümlesinin kahramanı...

Hz. Muhammed, "Nefret ettirmeyin/Sevdirin" diyordu...

Bunlar ise "Aman Sevdirmeyelim/Nefret ettirelim" diye tepiniyorlar...

İşin en hazin tarafı ise şu:

2008 yılında şu Türkiye denilen memlekette "Peygamber yolunun yolcusu" olmak bunlara kalmış!

* * *

Ben Kanal 7’deyken...

Yani ortada "döneklik", "eyyamcılık", "Nişantaşılılık", "Karşı tarafa yaranma" gibi hayal kırıklıklarının esamisi bile okunmazken...

Şu "Vakit" denilen gazete, bana, yani dönemin "Mücahit Ahmet Hakan’ı"na bile yamuk yapmaktan zerre kadar çekinmemişti...

Benimle yaptıkları röportajı, söylemediklerimi ekleyerek, söylediklerimi çıkararak yayınlamışlardı.

Yani...

Dönemin en mücahidine karşı bile cihat etmişlerdi...

O zamanlar şöyle demiştim:

"Ulan bunlar bana bile bunu yapıyorlarsa, kim bilir başkalarına neler yapmıyorlardır?"

O gün bugündür manşetten astıkları adam Bedri Baykam ya da Vural Savaş bile olsa acırım...

Çünkü benim açımdan ilke şudur: Bedri Baykam’la ya da Vural Savaş’la fikir mücadelesine evet... Ama kahpeliğe hayır!

* * *

Ve bugün görüyorum ki...

Bunlar kendilerini "İslam davasının yılmaz mücahidi" olarak gördükçe ve İslam davasının içinden bir tek kul çıkıp da "Gidin işinize... Bu dava size mi kaldı?" diyerek asasını kaldırmadıkça...

Bu adamlar adına cihat dedikleri, gerçekte ise "İslam karşıtı propaganda" olarak algılanan kirli faaliyetlerine devam edecekler.

İşte bakın:

Son kurban kim?

40 yılın Milli Görüşçüsü, ömrünü "dava"ya adamış, benim gibi "dönek" falan da olmamış Şevket Kazan...

Adamlar Şevket Kazan’a bile yamuk yapmaktan çekinmeyecek denli kuldan utanmaz, Allah’tan korkmaz olmuşlar...

Şevket Kazan, "Sözlerimi çarpıtmışlar/Ben öyle demedim" diyerek soluğu mahkeme kapılarında alıyor...

Peki Vakit denilen gazete ne yapıyor?

Ne yapacak? Şevket Kazan’ı itham ediyor...

Demek istiyorlar ki:

"Biz burada kafirlere karşı mücadele ediyoruz... Ne olmuş yani Şevket Abi’nin söylediklerini biraz çarpıttıysak... Allah rızası için savaşırken böyle şeyler olur... Ayrıca Şevket Abi’nin yaptığı da iş mi? Mırın kırın ederek karşı tarafa koz verilir mi?"

* * *

Söylemekten yoruldum... Ama bir kez daha söyleyeceğim:

Kabahat, bu muazzam arsızlık ve pişkinliği ortaya koyanlarda değildir...

Onlar karakterlerinin gereğini yerine getiriyorlar.

Kabahat, bunlara "Hadi oradan! Kaba softa/Ham yobaz" diyecek cesareti gösteremeyen mahalle sakinlerindedir...

Kabahat, bunların "Nefret ettiren tarzları" ile aralarına mesafe koymak yerine...

Bütün mesafeleri kaldırıp, uçaklarının başköşesine buyur edenlerdedir...

Gül kimleri davet edemez

Çankaya’da "Kültür sofrası" uygulamasına şu iki isim davet edilemez...

SEZAİ KARAKOÇ: İslami kesimin ünlü düşünürü, şair ve yazar Sezai Karakoç davet edilemez. Çünkü mizaç itibariyle sert ve kırılgan olan, ömrü boyunca sofralardan kaçan Sezai Karakoç’un böyle bir davete, Cumhurbaşkanı Gül’ün hiç de hoşuna gitmeyecek bir yanıt vermesi kaçınılmazdır...

İSMET ÖZEL: İslami kesimi en fazla etkileyen şair ve düşünce adamı İsmet Özel de bu sofraya davet edilemez... Çünkü onun da sağı solu belli değildir... Böyle bir davete muhatap oluşunu bile mesele haline getirebilir... Sözleri sakınmasızdır... İronisi kuvvetlidir... Öyle bir yanıt verir ki, Allah korusun, altından kalkmak mümkün olmayabilir.

Şemsi Bey ile Fethullah Hoca arasındaki 5 fark

Söylenti şu: ATV’de yayınlanan "Sinekli Bakkal" dizisi, "Yobaz İlhami" karakterinin Fethullah Gülen’e benzediği iddiasıyla yayından kaldırılmış...

O zaman aradaki farklara bakmak farz olmuştur:

BİR: Sinekli Bakkal’da Şemsi İnkaya’nın canlandırdığı "Yobaz İlhami", zayıf, çelimsiz ve ince bir adamdır... Fethullah Hoca ise fiziki olarak İnkaya’ya hiç benzememektedir.

İKİ: Sinekli Bakkal’da Şemsi İnkaya’nın canlandırdığı "Yobaz İlhami"nin, reyting adı verilen sistemin kurbanı olup olmadığı konusunda kuşkumuz var... Fethullah Hoca’nın hangi sistemin kurbanı olduğu ise malumdur.

ÜÇ: Sinekli Bakkal’da Şemsi İnkaya’nın canlandırdığı "Yobaz İlhami", gündüz dışarıda siyah takke, gece evde beyaz takke takar... Fethullah Hoca’nın takke seçimindeki ölçütleri ise bambaşkadır.

DÖRT: Sinekli Bakkal’da Şemsi İnkaya’nın canlandırdığı "Yobaz İlhami", duygusuz adamın tekidir. Fethullah Hoca ise gözyaşı döken, şiir yazan biridir.

BEŞ: Sinekli Bakkal’da Şemsi İnkaya’nın canlandırdığı "Yobaz İlhami", yaptıkları nedeniyle diziyi yayından kaldırtmıştır. Hoca ise nedeni belirsiz bir gurbettedir.
Yazarın Tüm Yazıları