Mikrokrediye en hızlı alışan il Gaziantep

YAKLAŞIK bir yıl aradan sonra Prof. Aziz Akgül ile yine birlikteyiz.

Geçen dönem AKP’den Diyarbakır Milletvekili olan Akgül artık Meclis’te değil.

"Neden" diye sordum. AKP aday göstermemiş.

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı
’nı kuran, "mikrokredinin" mucidi Bangladeşli Muhammed Yunus’un izinden giden Akgül’ün Meclis’te olması gerekmez miydi? Türkiye’nin en büyük sorunu "yoksulluk" değil mi?

O halde yoksulluğun azaltılması için "mikrokredi" uygulamasını başlatan Akgül neden yararlı olabileceği Meclis’te değil de dışarda?

Buna sonra döneceğim.

Tam bir yıl önce arkasına HSBC’nin desteğini alan Akgül ile son gelişmeleri konuşuyoruz.

Bu kez yanında, Muhammed Yunus’un mikrokredi veren bankası Grameen Bank’tan Türkiye’ye transfer olan Bangladeşli Shamsul Alam Khan Chowdhury var.

Chowdhury, "Türkiye Grameen Mikrokredi Projesi" Genel Müdürü.

2 yıldır burada ve Türk vatandaşı olmuş. Bangladeş’teki deneyimlerini buraya aktarıyor.

Bu ülkenin "mikrokredi" deneyimi neredeyse 30 yıllık.

Kendi kriterlerine göre yoksulluğu yüzde 56 azaltmayı başarmış Bangladeş.

Bize dönersek, Akgül’ün verdiği bilgiye göre, çoğunlukla kadınlara yönelik mikrokredi projesi 11 ilde uygulanıyor.

2008 hedefi 20 il.

PARAYI NE YAPARIZ KORKUSU

"Mikrokredi"
vermek öyle kolay değil. Yavaş işleyen bir süreç.

HSBC geçen yıl mikrokrediye 5 milyon dolarlık fon ayırmıştı.

Toplum Gönüllüleri Vakfı ve İsrafı Önleme Vakfı aracılığıyla bir yıl zarfında 500 bin YTL kredi vermiş.

Bu para karşılığında iş sahibi olan kişi sayısı 530.

700 YTL’lik kredi karşılığında kullanılmış dikiş makinesi alıp dikiş nakış işine atılan da var, minik bir yufka dükkanı açan da.

Girişimcilik ilden ile değişiyor.

Akgül anlatıyor. "Diyarbakır’da Alipaşa Mahallesi’nde tek kişiye kredi veremedik. Korku vardı."

Parayı alıp ne yaparız korkusu.

Ya geri ödeyemezsem korkusu.

Süreç bu yüzden yavaş zaten.

İhtiyacı olan insanları tespit edeceksiniz, ayaklarına kadar gideceksiniz, mikrokrediye ikna edeceksiniz ve eğitip motive edeceksiniz.

Peki en girişimci il hangisi?

Akgül hemen yanıtlıyor: "Gaziantep..."

"Hem zengini, hem yoksulu girişimci" diye ekliyor.

Gaziantep’te 6 ayda 325 aileye mikrokredi verilmiş.

SARKOZY’NİN DANIŞMANINDAN 50 BİN DOLAR

Peki bu mikrokredi uygulamasından somut bir sonuç ne zaman alınabilir?

Bangladeş’te olduğu gibi ne zaman "bu uygulamayla yoksulluk şu oranda azaldı" diyebiliriz?

Akgül, mikrokrediye 2003 yılında başlamış.

Aradan 10 yıl geçtikten sonra, 2013’te örneğin yoksulluğun ne kadar azaldığını söyleyebilecek mi?

Akgül, "Yoksulluğun 10 kriterini belirledik. 20 Ocak tarihine kadar şimdiye kadar projeden yararlanan 7 bin 500 kişiye göndereceğiz. Bu kriterlere verilen cevaplar doğrultusunda bazı verilere ulaşacağız" diyor.

Bu arada Akgül hiç boş durmuyor.

Onunla ilk karşılaşmamızda, Yunus’un yakın dostu Jacques Attali’den söz etmiştim.

Solcu olduğu halde şimdilerde Sarkozy’nin danışmanlığını yapan ekonomist, düşünür Attali, mikrokredinin dünyada yaygınlaşması için 1998 yılında PlaNet Finans’ı kurmuştu.

Akgül, PlaNet ile temas kurmuş.

PlaNet yetkilileri İsrafı Önleme Vakfı’nın merkezinin olduğu Ankara’ya gelip incelemelerde bulunmuş.

Neticede PlaNet Finans vakfa 50 bin dolar vermeyi taahhüt etmiş.

Akgül, "Para hazır. Projemizi sunar sunmaz alacağız" diyor.

Nereden bakarsanız bakın dünya küçük.

Mikrokredi AKP’nin yardım politikasına ters mi

MİKROKREDİNİN esası, yoksul insanların başkasına muhtaç olmadan "onurlu" bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri.

Yunus’un söylediği şu sözler önemli: "Yoksul insanlar bizim sandığımızdan daha onurlu."

Dolayısıyla yoksul bir insana hibe bir yardım yerine "mikrokredi"yle ayakta durmasını öğretmek çok daha önemli.

Krediyi alıp "işe yarıyorum" duygusunu yaşayanlar borçlarına sadık.

Bu tür teminatsız, kefaletsiz kredilerden yararlananların yüzde 98’i borçlarını ödüyormuş.

Akgül, "Hibe şeklindeki yardımlar istisnai olmalı. Çalışamayacak durumda olan yaşlılar, engelliler gibi. Doğru politikalarla insanların onurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmalı" diyor.

Akgül’ün bu söyledikleri AKP’nin meşhur "yardım" politikasına yüzde yüz ters.

Gıda, kömür, giyecek, mobilya ve burs yardımlarıyla 2 milyondan fazla aileye ulaşmış olan AKP Hükümetine "mikrokredi" uymaz.

Akgül’ün neden Meclis dışında kaldığını anlamak zor değil.
Yazarın Tüm Yazıları