Dokuz ay yatıp kurtulacak mı

DÜN sabahtan beri okuyucular arıyor.Hepsinin sorusu aynı:

"Peki bu adam 9 ay yatıp tekrar aramıza mı dönecek?"

Bu vurdumduymazlık devam ederse, ne yazık ki öyle olacak.

Hem de açık havada...

Bir şirket düşünün ki, yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızı alenen dolandırmış.

Milyonlarca Euro parayı iç etmiş.

Almanya polisi, adamın peşinde.

İsviçre polisi keza...

Biz ne yapıyoruz?

İte kaka yakalayıp güya içeri atıyoruz.

Hepsi hepsi 2 yıl hapis cezası.

İnfaz yasasının indirimlerini yapın.

Geriye kalıyor 9 ay.

* * *

Aklıma ister istemez, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Enron olayı geliyor.

Sırf şirketin káğıtları üzerinde oynandı diye, iki şirket birden battı.

Önce şirketin hesaplarını kontrol eden danışmanlık firması piyasadan silindi.

Arkasından Enron şirketi.

Şirketin iki en üst yöneticisi 25’er yıl ceza yediler.

Biri hapse girmeden öldü.

Enron yöneticilerinin işlediği daha ağır bir suç muydu?

Geride daha büyük insanlık dramları mı bırakmıştı?

Hayır....

* * *

Tam aksine, Yimpaş’ın geride bıraktığı insanlık enkazı, Enron’unkiyle karşılaştırılamayacak kadar ağır.

Çalışmak için vatanlarını terk etmiş binlerce insanın boğazından, giyiminden kısarak biriktirdiği paranın üzerine kurduğu hayaller söndürülmüştür.

"Canım bize ne, birtakım üçkáğıtçıların dini istismarına kanmışlar, cezasını çeksinler" diyemezsiniz.

Ne hukukta, ne devlet hayatında böyle vatandaşı "cezalandırma" anlayışı vardır.

Tam aksine, dolandırılan vatandaşın korunması görevi vardır.

Ayrıca devlet nasıl teröre karşı mücadelesinde "caydırıcı" olmaya önem veriyorsa, bu konuda da "caydırıcı" gücünü göstermelidir.

* * *

Biliyorum hukukta, "ibret olsun" diye ağırlaştırıcı bir neden yoktur.

Ama böylesine ağır insanlık dramlarına yol açan bir olayda "hafifletici neden" de olmamalıdır.

Olmamalıdır ki, bu ceza bazı üçkáğıtçılarda, "Dokuz ay da neymiş, dolandırırım, sonra yatar çıkarım" türünden teşvik primi haline dönüşmesin.

Türk devletinin şunu söyleme hakkı da yok:

"Ne yapalım, o suç başka topraklar üzerinde işlenmiş, bizi ilgilendirmez."

İlgilendirir.

Dolandırılan insanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Adam orada dolandırmış, burada keyfini sürüyor deyip sırtınızı dönemezsiniz.

* * *

Ama adam öylesine rahat ki, bunca yıl elini kolunu sallayıp gezmeye alıştığı için, şimdi bir de "açık cezaevine nakledilmeyi" istiyor.

Niye istemesin ki...

Benzer cezayı evinde çekenler bile yok mu?

Abilik, biraderlik, şeyhlik, şıhlık kontenjanından öyle şeyler yaptırmaya alışmış ki, bunu da ister.

İstedi ve anında aldı da...

Beni şaşırtmadı, sizi de şaşırtmasın.

Emin olunuz daha şimdiden, kimbilir kaç daha üçkáğıtçı eline kalem káğıdı alıp, dokuz ay açık havada istirahat karşılığında kaç milyon doları söğüşleyebileceğinin hesabını yapmaya başlamıştır.

Öyle ya, bu gökyüzünün altında, 100-200 milyon dolar söğüşlemek uğruna 9 ayı göze alacak kimbilir kaç kişi vardır?

Diyeceğim, Dursun Uyar, 9 ay yatıp elini kolunu sallaya sallaya çıkarsa, bu ceza falan olmayacak.

Tam aksine, suça teşvik haline dönüşecektir.

Yanılıyorsun diyen varsa buyursun...
Yazarın Tüm Yazıları