Dolmabahçe yorumu

ANKARA’da bunca yıldır hiç karşılaşmadığım garip, "zirve" gelişmeleri oluyor.

Yüzlerce defa Genelkurmay açıklaması okudum. Bir o kadar basın toplantısı gördüm ve bir o kadar Genelkurmay başkanlarıyla sohbet ettim.

İlk defa, Genelkurmay Karargáhı’nın, internet sitesi üzerinden bu kadar sessiz, değişik ve soru sormaya imkán vermeyen bir açıklama yöntemi belirlediğini gördüm...

Gerçekten ilginç.

Dün öğle saatlerine kadar kulislere hákim olan bilgi şuydu:/images/100/0x0/55ea8df5f018fbb8f88795f0

"Genelkurmay’ın 27 Nisan gecesi internet sitesinden yaptığı muhtıra özellikli bildiri uygulaması, önceki gün yine akşam saatlerinde yayından kaldırılmıştı. Aynı şekilde, Abdullah Gül de adaylıktan çekildiğini açıklamıştı."

SİTEDEKİ HABER

Bu gelişmeler ve kulislerin derinlerinden sızan bilgiler, şu yoruma neden olmuştu:

"Belli ki Dolmabahçe’de Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt görüşmüş ve karşılıklı anlayış çerçevesinde Genelkurmay yaptığı açıklamayı sitesinden kaldırmış; bunun arkasından da Abdullah Gül adaylıktan çekilmişti. İşte bu gelişme, kulislerde bazı kararlar alındığı şeklinde yorumlanmıştı."

Ama yine dün saat 15.00 sularında Genelkurmay internet sitesine bir açıklama kondu. Açıklamada Genelkurmay, web sitesinde bazı teknik çalışmalar yaptığını söyledi. İşte bu çalışmalar nedeniyle 27 Nisan bildirisinin Genelkurmay sitesinden kaldırıldığını açıkladı. Buna gerekçe olarak da "Tamamıyla teknik bir çalışma" dedi.

Genelkurmay, internet sitesinde bunu böyle açıklıyor.

Peki şimdi bunu nasıl yorumlayacağız?

Ben aynı zamanda hurriyet.com.tr’yi yönettiğim için oradaki programcı arkadaşlara sordum:

- Böyle bir şey nasıl oluyor?

Cevap: Yeniden yapılandırma sırasında web sayfasının erişim linki ortadan kaldırılmadığı sürece haber sitede kalır. Eğer o haber siteden çıkarılmışsa linki de çıkarılmış demektir.

Ben bu bilgiye şunu ekleyebilirim. Biz hurriyet.com.tr’de bilginin güncelliğine göre onu görünen sayfalarda tutarız. Sonra arşive alırız. Eğer yapılan işlem, bu kapsamdaysa tamam. Ancak olayın hálá devam etmesi nedeniyle en azından bildiriler başlığında ya da basın açıklamaları başlığı altında görünmesi gerekirdi.

Elbette bu teknik bilgi.

DİJİTAL HAMLE

Kulislere gelince; size söyleyebileceğim şudur:

"Ben ilk kez, soru sorma imkánı verilmemiş açıklamalar görüyorum.

Üstelik bu açıklamalar internet ortamından geliyor.

Genelkurmay Karargáhı bu kadar önemli açıklamaları basın toplantısı yapmak yerine internet sitesinden duyuruyorsa bunun bir anlamı olmalı.

Bu olsa olsa çok derin bir stratejinin ve çok derin bir satrancın digital hamleleri’dir...

Öyle ya, bu defa Sincan’da tanklar yürümedi. Birliklere alarm verilmedi...

İnternete bir dijital data düşüldü.

Gerçek anlamda bir soru sorma hakkı tanınan basın toplantısı yapılmadığı sürece kulisler bunu böyle algılayacaktır."

Bahar harekátı/images/100/0x0/55ea8df5f018fbb8f88795f2

BAŞBAKAN Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt’ın Dolmabahçe’de yaptıkları görüşmenin ardından kulislere düşen bir başka önemli bilgi de şu:

- Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, 12 Nisan’da "Türkiye Kuzey Irak’a bir harekát yapmalı bunun için siyasi iradeden izin gelmesi gerekiyor" demişti. Önümüzdeki günlerde bir sıcak takip doğrultusunda şöyle bir harekát yapılabilir. Yani sınır ötesine yönelik bahar temizliği...

Bu noktada Kuzey Irak’la ilgili olarak Ankara’ya ulaşan bazı önemli gelişmeleri aktarmak gerekiyor.

- Erbil’deki 22 bin metrekareye yayılan dev konferans merkezinin işletmesini ABD aldı. Bu merkezde önümüzdeki günlerde çok büyük bir "Irak konferansı" toplanması ardından "Kürt konferansı" yapılması planlanıyor.

- Erbil’deki Merkez Bankası binasının işletmeye açılması için büyük bir tören hazırlanıyor..

- PKK, baharla birlikte Kuzey Irak’ta Barzani’yle temas ederek siyasi ağırlık oluşturacak. Yani Barzani’nin şemsiyesi altına siyasi olarak katılacak...

Bütün bunlar Türkiye’nin bir harekát için hazırlanmasına neden olarak gösteriliyor.

DSP’yi kapat, gel

CHP-DSP seçime nasıl girecek?Dün uzun uzun Deniz Bey’le konuştum.

Çıkardığım sonuç şu:

- Ya DSP partiyi kapattıktan sonra güvercini alıp, CHP’ye uçacak. Ya da birleşme zor.

Neden mi?

Bana göre Baykal haklı...

Çünkü şöyle diyor:

"Öyle İran’daki haftalık nikahlar gibi bir aylık seçim nikahı kıymayalım. Biz cumhuriyet nikahı kıyalım. CHP çatısı altında olalım. Yoksa biz asansör olarak birilerini Meclis’e çıkartıp sonra orada ayrı grup haline getirmeyelim. Bu doğru olmaz. Böyle sosyal demokratlık olmaz. Her türlü olanağı verip birleşmeyi yapalım."

Evet, son dakikada durum bu. Bu yazıyı yazdığım saatlerde pazarlık sürüyordu.

2. alternatif Demokrat Parti

DSP eğer CHP ile anlaşamazsa ikinci alternatif olarak Demokrat Parti gündeme geliyor. Bu konuda Erkan Mumcu’nun istekli olduğunu biliyorum.

Yani ANAP-DYP birleşmesiyle doğan Demokrat Parti’nin daha geniş bir alana merkez parti olarak yönelebilmesi için Mumcu DSP’yle ittifakın kapısını da açık tutuyor.

Bu bilgi sanıyorum DSP’de de var.

Belki de bu yüzden DSP, barajı geçemeyeceğini bile bile CHP’yle kıyasıya pazarlık yapma gücü bulabiliyor.

Bir anlamda gücünü Demokrat Parti ihtimalinden alıyor...

Ankara’daki patronlardan TÜSİAD’a kampanya önerisi

MÜTEAHHİTLER Birliği Başkanı Erdal Eren, cuma günü TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’a gidiyor.

Ziyaret "tebrik" amacını taşıyor.

Ama bir de öneri var.

Eren, Müteahhitler Birliği olarak TÜSİAD’a şu öneriyi götürüyor:

- Gelin bir ortak kampanya başlatalım. Herkesi sandığa gitmeye çağıralım. Bu demokrasiye hizmettir. Bu kampanyaya daha sonra diğer sivil toplum kuruluşları da katılsın...

TÜSİAD bu kampanya teklifine ne cevap verecek bilmiyorum. Ama bu seçimlerde katılım oranı rekor düzeye ulaşabilir. Eren’in başlatmak istediği kampanya bunun ilk sinyalidir...

DTP koalisyon için kilit olabilir

DTP Güneydoğu’daki her ilden en az iki milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Bunun için ilginç bir yöntem belirmiş. Bütün oylar bir adaya yönelmesin diye alınan karar şu:

"Kadınlar bir adaya, erkekler diğer adaya oy versin."

Böylece bağımsız adayların sayısı artacak. Böylece DTP Meclis’te grup kuracak sayıyı da aşacak.

Peki, bu ne anlama geliyor?

Cevap şu:

- DTP seçim sonrası oluşacak koalisyonlarda kilit parti olabilir. Eğer Meclis’e AKP, CHP, Demokrat Parti ve MHP girerse kesin olarak koalisyon devri açılmış demektir. Bu durumda bir AKP-DTP koalisyonu ihtimali var. MHP giremezse bu ihtimal çok daha kuvvetli olabilir...

Birleşme senaryolarının toz dumanı arasında görünmeyen "tehlike aysbergi" budur işte...

Hükümete bu kez de general vetosu

CUMHURBAŞKANI Sezer’in hükümetten gelen atamalara uyguladığı, "Veto filtresi"nin son örneği Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda yaşanıyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na, müsteşar yardımcısı statüsünde emekli bir tümgeneral tayin edildi. Başbakanlık Müsteşarı, atama kararını bir ay önce Çankaya Köşkü’ne gönderdi. Ancak bir aydır bu atamaya bir cevap verilmedi.

Tümgeneralin ismini burada açıklamıyorum... Herhangi bir spekülasyona karışsın istemiyorum. Mutlaka Türk Silahlı Kuvvetlerine özveri ve şerefle hizmet etmiş bir isimdir...

Ancak Cumhurbaşkanının, atamayı veto edercesine bekletmesi, filtre etmesi, değişik söylentilere yol açıyor. Kulislerdeki son dakika bilgisi şu:

"Hükümet, Genelkurmay’a danışmadan bir emekli tümgenerali, Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcılığı’na atamak istedi. Cumhurbaşkanı, bunu Genelkurmay Karargahı’na sordu. Genelkurmay’ın, hükümetin kendisine danışmadan emekli bir tümgenerali bu göreve atamasından rahatsız olduğu belirtiliyor."

Burada ilginç olan şu; Savunma Sanayii gibi hassas bir kurumda, asker ile hükümet arasında diyalog olup olmadığını gösteren bir atamadır bu. Bu açıdan bakınca, diyalog sıkıntısının yalnızca internet sitesinden yapılan muhtıra özellikli bildiriden ibaret olmadığı anlaşılıyor.
Yazarın Tüm Yazıları