O gece Tahran'da ne konuştuk

GEÇEN gün bir yazımda, "Türk şirketlerinin dışarıda elde ettiği her başarıya o şirket kendiminmiş gibi seviniyorum" diye yazmıştım.

Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, bunu yüzüme vurdu.

Büyük medya gruplarının, bazen rakip grupların başarı hikáyelerine yer vermediklerini belirtti ve örnek olarak da şunu verdi.

Mehmet Emin Karamehmet’in bir şirketi, Kuzey Irak’ta zengin bir petrol yatağı bulmuştu.

Bu haber Vatan Gazetesi’nde sürmanşet oldu. Bizde ise yoktu.

Bu haberi vermek gerekmez miydi?

* * *

Hiç kuşkusuz gerekirdi.

Nitekim daha o gün arkadaşlarıma sordum.

Ancak o haber bize gelmemiş.

Bunun üzerine Devecioğlu’nu arayıp bu haberi nereden aldıklarını sordum.

Basın bülteni şeklinde gelmiş.

Acaba bize göndermediler mi diye merak ettim. Hayır gelmemiş.

Dikkatsizlik ettiğimiz bir konuya daha değineyim.

Turkcell geçenlerde Yunanistan’ın üç numaralı GSM operatörü TİM Hellas’a teklif verdi.

Bu haber de çok önemliydi ve Hürriyet’te çok küçük yer aldı.

Ertesi gün arkadaşlara bunun yanlış olduğunu söyledim.

* * *

Geçen yıl Hürriyet’in Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’la birlikte İran’a gittik.

O sırada Turkcell, İran’daki GSM; TAV da Tahran Havaalanı’nın işletme ihalesini kazanmıştı.

Ancak İran Parlamentosu, iki ihaleyi de iptal etmeye hazırlanıyordu.

O akşam İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile yemekteydik.

Aydın Bey bütün yemek boyunca bu iki Türk şirketinin başarılarını, yönetim kabiliyetini övdü ve bu ihaleyi fazlasıyla hak ettiklerini söyledi.

Bir başka olayı daha hatırlatmak isterim.

Bundan 10 yıl kadar önce Karamehmet’e ait BMC şirketi, tamamen Türk mühendislerinin ürünü olan "Fatih" isimli bir kamyon yapmıştı.

O kamyonun piyasaya çıktığı gün, bunu Hürriyet’te manşetten duyurmuştuk.

* * *

Şunu yeniden açık bir şekilde ifade etmek istiyorum:

Bir Türk şirketinin yurtiçindeki ve dışındaki başarısı benim için gurur kaynağıdır.

Turkcell’in Yunanistan’daki ihaleyi kazanmasını gerçekten çok isterim. Alırsa bu başarıyı yazmak boynumun borcudur.

Sadece o değil, bütün Türk şirketleri için aynı şeyi yaparım.

Birçok yazımda markalarının ismini vererek bunu ispatladım.

Şirketler arasında kavgalar olabilir.

Rekabet yüzünden kırgınlıklar ortaya çıkabilir.

Ama şuna bütün kalbimle inanıyorum:

Bir Türk şirketinin başarısı, hepimizin değerini, dolayısıyla Türkiye’nin değerini olumlu etkiler.

Gül’ün yemek davetine ’gelenekte yok’ diye ret

DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan aradı.

Bakan Abdullah Gül, dünkü yazıma üzülmüş ve şunu söylemiş:

"Papa’yla görüşemeyecek olmamın Milli Gazete’nin manşetiyle ne ilgisi olabilir? O gazeteyi okumam bile. Biz Vatikan’dan, bu geziyi bir gün önceye veya sonraya almasını istedik. Yoksa o tarihte görüşemeyeceğimizi bildirdik. ’Hiç önemi yok’ dediler. Buna rağmen bir görüşme imkánı yaratmaya çalışıyoruz. Bir kahve veya yemek olsun dedik. Ama Vatikan’ın geleneğinde kahve içmek yokmuş. Yemek de yemezmiş."

Durum böyleyse Vatikan geziyi neden bir gün önceye veya sonraya almadı?

Bu soruya da Namık Tan cevap verdi:

"Çünkü geziyi yortuya getirmek istiyorlar. Bartholomeos’la birlikte yortu ayini yapacaklar."
Yazarın Tüm Yazıları