’Gerginliği artırmayın’ dedim

Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gece New York’a uçarken gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Hepimiz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’la yaptığı görüşmeyi merak ediyorduk.

Başbakan’ın yüzünde ve konuşmasında bu görüşmenin gergin geçtiğine dair en küçük iz yoktu. Ya görüşme gerçekten yumuşak ve yapıcı geçmişti ya da Erdoğan duygularını çok iyi saklıyordu. Ortak izlenim, görüşmenin öyle beklenildiği gibi çok sert geçmediğiydi. Keyifli ve sakin bir havası vardı. Eşi Emine Erdoğan da bizlere karşı sıcak bir havadaydı. İşte o kritik günün gecesinde yapılan görüşmenin zabıtları.

Silahı bırakırlarsa durup dururken operasyon yapmayız/images/100/0x0/55eae575f018fbb8f89da863

PKK’nın ateşkes ilan etmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ateşkes, devletlerarası bir kavram. Onun yerine silah bırakmaları lazım. Tabii bakacağız. Ne derece sağlıklı, ne derece samimi göreceğiz.

Peki, asker operasyona devam edecek mi?

Dünyanın her yerinde güvenlik güçleri operasyona hazırdır.

Öcalan, açıklamasında devletin güvenlik için operasyon yapabileceğini, ama imha noktasına gitmemesi gerektiğini söylüyor. Ne diyorsunuz?

Eğer terör örgütü sözünde durursa güvenlik güçleri durup dururken operasyon yapmaz. 1.5 yıl önce Siirt’te DTP temsilcileriyle konuştum. Bana, devlet bütün operasyonları durdursun, dediler. Onlara da şunu söyledim: Devlet operasyonu durdurmaz. Gerektiğinde yapar. Bazen onların hayatını güvenlik altına almak için de yapar. Türkiye’nin terör olaylarını durdurması lazım. Bakıyoruz, IRA olaylarında 800 kişi ölmüş. Bizde 30-40 bin insan hayatını kaybetti.

ABD SÖZÜNDE DURURSA TÜRK HALKININ GÖRÜŞÜ DE DEĞİŞİR

Başkan Bush’a bunları açacak mısınız?


Alınan kararların uygulanmasının hızlandırılmasını isteyeceğim. Sızmaların önlenmesi, ofislerin kapatılması, Irak’ta bulunan teröristlere yönelik tavrın ortaya konulması gibi şeyleri isteyeceğim. Bir de teröristlerin elindeki ABD menşeli silahlar meselesi var. Bu adımlar atılmış olsa halkımızın Amerika’ya bakışı da değişir.

Ateşkeste ABD’nin etkisi var mı?

Görüşmede anlayacağız.

Edip Paşa’yı da Washington’a getirmeyi düşündünüz mü?

Şu an buna gerek yoktu.

GERİLİME VESİLE OLACAK KONUŞMADAN KAÇINMALI

Genelkurmay Başkanı ile yaptığınız görüşmede irtica meselesini de gündeme getirdiniz mi?

İrtica meselesi gündeme gelmedi. Türkiye’de gerilime vesile olacak açıklamalardan kaçınmak gerektiğini söyledim.

Bunu söylediniz mi?

Evet söyledim. Çünkü bu süreç ekonomiyi etkiliyor. Bırakalım akışına gitsin; ben söylerim, isterse ekonomi batsın demek olmaz. Türk ekonomisi gayet iyi gidiyor. Geçen gün Aydın Bey (Doğan) şirketlerinin değerini 10’a katladığını söyledi. (Gazeteciler arasında bulunan Fatih Altaylı ’Turgay Bey de (Ciner) şirketleri 6’ya katladık diyor’ dedi.)

Siz bunu söyleyince Genelkurmay Başkanı’nın tavrı ne oldu?

Yaşar Paşa bu konularda hassastır. Dönünce geniş bir değerlendirme yapacağız. Milli Savunma Bakanı’nın bazı talepleri var. Lübnan’a gidecek askere, subaya ne ödenecek, işçiye ne verilecek, bunların bir listesini çıkardık.

Bütçe belli mi? Bu nereden karşılanacak?

Bütçe belli değil. Bir kısmını BM karşılayacak, bir kısmını biz vereceğiz.

Gerginlik yaratan konular konusunu Cumhurbaşkanı ile de konuştunuz mu?

Bu konuya girmedik. Ben her hafta kendisine, o hafta ne yaptığımı anlatırım.

Ona nasıl hitap ediyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı diyorum.

Ya o size?

Bazen Sayın Erdoğan, bazen Sayın Başbakan diyor.

İkramı nasıl?

Genellikle kahve ve su ikram eder.

Anketlere göre AKP oyları en düşük noktada

Dün bir konuşmanızda, partinizin oylarından kararsızlara kayma olduğunu söylediniz. Ne kadarlık kayma var?

Kararsız oyları yüzde 32’ye yükselmiş. Kararsızlar dağılmadan bizim oyumuz yüzde 26.2 civarında görünüyor. Bu, bugüne kadar anketlerde aldığımız en düşük düzey. Evvelden bu yüzde 40 idi. Ama son ankete göre barajı yine 2 parti aşıyor. Bir de şöyle düşünmek lazım: Seçime katılma oranı yüzde 75. Yani yüzde 25 seçime katılmıyor. O zaman sadece 7 puan gerçek kararsız. Yani o dağılacak.

Partinizin oyunda niye düşme gözleniyor?

Tabii büyük partiden kayma daha fazla oluyor. Ama sahaya indiğimde halkın ilgisini gayet iyi görüyorum.

Vekiller 3 gün çalışıyor ama ondan bile kaçıyor

Sizi rahatsız eden başka ne konular var?

Parlamentonun çalışmasından rahatsızım. Kanun çıkaracaksınız, 4-5 saat usul tartışması yapılıyor. Milletvekili dışarı kaçıyor. Nasıl olsa bana SMS ile haber verirler diyor. Bu da tembelliği getiriyor. Devamsızlığı ortadan kaldıracak bir yöntem bulmalıyız.

Bunun için Anayasa değişikliği gerekmez mi?

Gerekir. Ama bir şey yapmalıyız. Zaten haftada 3 gün çalışıyorsunuz. O da saat 15.00 ile 19.00 arasında. Yani 3-4 saat. Milletvekili devamsızlık yaparsa milletvekilliği düşmeli. İhraç var ama partiler, milletvekili sayısı azalır diye bu yola gitmiyor.

İrtica tehlikesi yok, gündemde tutulmamalı

Son günlerdeki irtica tartışmasına ne diyorsunuz?

İrtica bugünün tartışması değil. Bana göre sağlıksız bir kavram olarak gündemde tutuluyor. Bundan nemalananlar var.

Mesela?

Alın son günlerdeki abdest tartışmasını. Abdest suyu ile ilgili haber öyle sunulmuş ki, sanki abdest suyu içince iyi gelir deniyor.

Haberde böyle bir şey yoktu. Abdestin alyuvarları artırdığı gibi bilim dışı bir önerme vardı.

Kaç kişiye sordum, hepsi öyle anlamış. Mesela Aydın Bey’e (Doğan) sordum, O da öyle anlamış. Ayrıca okul kitabında abdestin övülmesine niye karşı çıkılıyor? Yazın serin suyla başınızı yıkadınız mı insana canlılık gelir.

Ya alyuvarlar meselesi?

O bölüm bir Alman’ın kitabından alınmış. Ben getirtip baktım. Bir sakatlık varsa onu bağlar.

Kitapta bu cümleler aynen var mı?

Evet, aynen var.

Kuran kursunda artış değil aksine azalma oldu

Kuran kurslarında patlama var deniyor, doğru mu?

Söz konusu değil. 15 yaş şartı getirildiğinden beri tam aksine azalma oldu. Yaz kursları derseniz, o doğru olabilir. Bunların hepsinin Diyanet İşleri’nin denetiminde yürütülmesi lazım. Ama bunun için de personel yetiştirmek gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanı, bütün camilerdeki imamların ilahiyat fakültesi mezunu olmasını istiyor. Ama burada da karşımıza ilahiyat fakültelerine kontenjan verilmemesi engeli çıkıyor. Ali Bey (Bardakoğlu) çok iyi işler yapıyor. Mesela, kadın müftü yardımcıları çok iyi oldu.

Bu gibi konuları siz tartışacağınıza, Diyanet İşleri Başkanı’na bıraksanız. Mesela, Papa’nın konuşmasına Sayın Bardakoğlu cevap verdi. Siz konuşmasaydınız olmaz mıydı? Tartışma dini kişiler arasında kalırdı.

Ben de imam hatip mezunuyum. Ben başından beri hep şunu söylüyorum: Dini konularda konuşmak istemiyorum. Ama her defasında siz sorunca cevap vermek zorunda kalıyorum. İrtica tartışmasının artık gündemden indirilmesi lazım. Türkiye değerlerine bağlılıkta 10 yıl öncesine göre çok daha iyi durumda. Yepyeni Müslüm olayları çıkarmanın gereği yok.

O zaman bu gibi konuları Diyanet İşleri’ne bırakmak daha doğru değil mi?

Kendisine talimat verdim. Bu konuda bir çalışma yapacak.

O işi nisana erteledik Hasan Abi/images/100/0x0/55eae575f018fbb8f89da865

MİLLİYET yazarı Hasan

Cemal,
Cumhurbaşkanlığı konusunu açtı.

"Cumhurbaşkanı olacak mısınız?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan bu soruya şu cevabı verdi:

"Cumhurbaşkanlığı işini artık konuşmuyoruz. O işi nisana kadar erteledik Hasan Abi."

Hüseyin Bey o çorabı farkında olmadan giyecek insan değil /images/100/0x0/55eae575f018fbb8f89da867

Milli Eğitim Bakanı ile Başbakan Yardımcısı’nın üzerinde isimleri olan çoraplarını nasıl buldunuz?

Eksantrik buldum. İmal edenler herhalde Beşiktaşlı. Çorabı siyah beyaz yapmışlar. Bana olsa herhalde sarı lacivert yaparlardı.

Çorap kartvizit gibi. Üzerinde bir telefon numarası eksik.

Ona da ihtiyaç var.

Hüseyin Çelik Bey, farkında olmadan giymişim diyor.

Benim bildiğim Hüseyin Bey, farkında olmadan giyecek bir insan değil.

Ayın bir haftası Avrupa’da/images/100/0x0/55eae575f018fbb8f89da869

AB ile ilişkilerde duraklama söz konusu mu?

Hayır, kesinlikle değil. Ali Bey’e talimat verdim. Bundan böyle her ayın en az bir haftasını bir Avrupa ülkesinde geçirecek ve mutlaka Brüksel’e uğrayacak.

301’inci maddeyi kaldıracak mısınız?

Şu an gündemimizde yok. Kaldırırsak Türkiye Cumhuriyeti akıl almaz hakaretler hedefi haline gelir.

Sarkozy’ye durumu soracağım

Fransa sözde soykırım tasarısını yeniden getiriyor. Sarkozy’yi arayıp konuştum. Arkadaşlarıyla konuşup haftaya beni arayacak. Ayrıca Hollanda’da Türk milletvekillerine yapılan muamele için o partinin başkanını arayıp konuşacağım. Orada bizim de eksik bir yanımız oldu.

Resmi protokol dilinde ’sahur’ nasıl denir

UÇAKTA gazetecilere dağıtılan program kitapçığında bir şey dikkatimi çekti. Programın cumartesiyi pazara ve pazarı pazartesiye bağlayan gece yarısı bölümünde şöyle bir not vardı:

"Sayın heyet üyelerimiz için saat 04.00’ten itibaren Cafe 1401’de kahvaltı ikramı yapılacaktır."

Sabaha karşı saat 04.00’te kahvaltı!

Önce anlayamadım. Ama biraz sonra fark ettim.

Laik ülke başbakanının ramazan ayında yaptığı dış gezide, Dışişleri’nin hazırladığı program kitapçığında "sahur" böyle tarif ediliyordu.

"Gece yarısı kahvaltısı."

Küçük ama bence önemli bir ayrıntı.

Uçakta verilen sahur yemeğinin mönüsü ise şöyleydi:

Siyah ve yeşil zeytin, Karadeniz pidesi, beyaz ve kaşar peynir, pide, bazlama.
Yazarın Tüm Yazıları