Ya bu raporu ne yapalım

AL, rapor, oku:

Haberin Devamı

“SAĞ omuz arka kısımda...
Sırtta...
Sol omuz arka kısımda...
Sol kol dış yüzde...
Sağ belde...
Sol bacak iç yanda...
Sağ el dışta ekimozlar bulunduğu...
Ayrıca beynin sağ kesiminde hassasiyet, sıyrık ve ödemlerin bulunduğu...
Boyun ve yüzdeki kemik kırıklarının yaşamını tehlikeye soktuğu...
Ölümünün beden travmasına bağlı kafatasındaki kemik kırıkları ve yaygın yumuşak doku yaralanması ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu...”
Bu cümleler Ali İsmail Korkmaz’ın Adli Tıp raporundandı.
Merak eden, yüreği kaldıran, midesi sağlam olanlar için başka raporlar da var.
“Polisimin destansı şiddet günlerinde” ölenlerin...
Yoğun bakım ünitelerinde arafta kalanların...
“Yakın mesafeden vurulmak suretiyle” yere yığılanların...
Gözaltında “ellenenlerin”, “Seni burada d...tıp s...m” diye tehdit edilip, “Ezin şunu!” emriyle üzerine oturulanların...
Gözünü, ağzını, kafatasının bir bölümünü, konuşma yeteneğini kaybedenlerin...
Yani Berkin Elvan’ın, Lobna Al Lamii’nin, Dilan Dursun’un, Mehmet Ayvalıtaş’ın, Abdullah Cömert’in ve nicelerinin raporları var.
Kiminin Adli Tıp raporu, kiminin otopsi raporu var...
Öfkeli nutuklarda milleti bölüp seçim sandığına oy olarak akıtmak için terbiye sınırlarını aşan, vicdanları yerle yeksan eden, kutuplaşarak acı yarıştırmanın kapısını ardına kadar açanların sorusuna cevap bulunmaz mı?
Bulunur elbet.
Peki siz nerenize koyacaksınız bütün bu raporları?
Gözü akanların, vücudu yananların, ölen çocukların raporlarını nerenize koyacaksınız?
Biz kalbimize yakın bir yere koyduk, unutmadan, unutturmadan yaşayacağız o raporlarla.
Siz de bir vicdanınıza bakın, ne görürsünüz bilemeyeceğim ama bir bakın.

Yazarın Tüm Yazıları