Şerefli bir barış istiyorum

BİR zamanların Yassıada savcıları ve hâkimleri gibiler.

Haberin Devamı

Dünyanın en ahlaksız sorusunu soruyorlar:
“Barışa karşı mısın?”
Arkasından dünyanın en büyük iftirasını atıyorlar:
“Barışı torpilliyorsunuz...”
Bak kardeşim...
Bu ülkede barışı istemeyen varsa, Allah belasını versin.
Tamam mı...
Sorduğun ahlaksız soruya gelince...
Şunu kafana iyice sok.
-  Biz barışı senden çok istiyoruz.
-  Ama şerefli bir barış istiyoruz.
-  Kürt’e hakkını veren ama Türk’ü aşağılamayan bir barış istiyoruz.
-  Yaptığımız barışın ne olduğunu bilmek istiyoruz.
-  Bu barışın otoriter ihtiraslarla kirletilmemesini, kardeşliğin siyasi ihtirasların tasallutuna uğramamasını istiyoruz.
-  Barış getiriyoruz diye, demokrasinin götürülmemesini istiyoruz.
-  21’inci yüzyıla yakışan, özgürlükçü, rahat bir demokrasi istiyoruz.
-  Şerefli bir barış, şerefli bir hayat istiyoruz.
-  Ve bu şerefin, sadece AK Parti ve BDP değil, bütün Türkiye’ye ait olmasını istiyoruz.

İZAN

Haberin Devamı

Şiir okuduğu için mi mahkûm olmuştu

BEKLERDİM ki bir gazeteci çıkıp, “Bir dakika sayın Sözcü... Siz böyle diyorsunuz ama...” diye başlayıp bir soru sorsun.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Hüseyin Çelik hiç çekinmeden söylüyor:
“Fazıl Say fikirden dolayı değil, küfürden dolayı ceza aldı...”
Bir gazeteci çıkıp da sormuyor:
“Sayın Sözcü, bir zamanlar Başbakan Erdoğan neden ceza almıştı? Şiir okuduğu için mi?”
Oradaki kimse de bu lafları hiç çekinmeden söyleyebilen siyasetçiye, Erdoğan’ın 10 ay hapis cezası aldığı Türk Ceza Kanunu’nun 312’nci maddesini hatırlatmıyor.
Onlar hatırlatmıyor ben hatırlatayım:
“Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek...”
Mahkeme Başbakan’ı bu gerekçeyle mahkûm etmişti.
Etmişti de inanmış mıydık? Hayır.
Başbakan yıllardır seçim meydanlarında, mağduriyetini hangi sözlerle dile getiriyor:
“Bir şiir okudum diye 3 ay hapis yattım...”
Aynen böyle demiyor mu...
Şimdi Fazıl Say da çıkıp “Bir şiir retweet ettim, 10 ay hapis cezasına çarptırıldım” diyorsa, niye yükleniyorsunuz ona?
Çünkü sizin şiiriniz makbul, onunki kötü.
Ve hangi şiirin iyi, hangisinin kötü olduğuna da siz karar veriyorsunuz.
Maalesef ülkemiz artık böyle.
Adalet duygusu kaybolup gitti.
Şimdi izan da gidiyor.

SORU

Haberin Devamı

13 milyon Kürt varsa 56 milyon da Türk var ama

DÜN Radikal gazetesinde Tarhan Erdem’in şirketinin bir analizi vardı. Buna göre Türkiye’de yaşayan Kürtlerin sayısı 13 milyonmuş. Buna karşılık 56 milyon Türk varmış.Bu hesapla ülkenin yüzde 74’ü Türk, yüzde 17’si ise Kürt. Durum böyleyse, Kürtler adına siyaset yapan BDP’nin oyları neden yüzde 5 küsur kalıyor da Türklerin partilerinin toplam oyu, yüzde 90’ları geçiyor?
Acaba Kürtlerin büyük çoğunluğu “Kürtlük” adına yapılan siyasetten memnun değil mi.

YOK OLMAK

Hayret Hasan Cemal’i okumaya devam ediyoruz

GÜNLERDİR tuhaf bir durumla karşı karşıyayız.
Hasan Cemal herhangi bir gazetede yazmıyor, yazdırılmıyor, kâğıt üzerinde yok. Ama bizler onu okumaya devam ediyoruz. Hatta daha büyük bir ilgiyle devam ediyoruz.
Hasan Cemal de daha büyük bir arzu ve heyecanla gazetecilik yapmaya devam ediyor.
Oysa biz gazeteciler kısa süre öncesine kadar, köşemizi, işimizi kaybettiğimiz zaman, korkuyorduk, pısıyorduk; muktedirler, hasetten çıldıranlar, kıskançlar, oturduğu yerde ahkâm kesen vasatlar ise “Oh onu yok ettik” diye seviniyordu.
Şimdi görüyoruz ki, kıymetli gazeteciler, fark yaratabilen yazarlar, mücadele azmini kaybetmemiş aydınlar yok edilemiyor.
Küllerinden bile doğmalarına gerek kalmıyor, çünkü hiç yanmıyorlar.

 

Yazarın Tüm Yazıları