Oruç sağlığı etkiler mi

Ben orucun bedensel ve fiziksel anlamda sağlığımızı güçlendirdiği, bir ölçüde de iyileştirdiğini düşünenlerdenim.

Orucun sağlığa nasıl ve neden iyi geldiğini yarın Hürriyet’te bir kez daha anlatacağım. Bugün sık konuşulan bir konuyu, gündeme getirecek, ‘orucun sağlığı bozup bozmadığı’ sorusuna yanıt vermeye çalışacağız. Yaşasın Hayat Kliniği’nde birlikte çalıştığımız Aile Hekimi Uzman Dr. Evren Altınel bu konuda sıkı bir çalışma yaptı. İşte Altınel’in ulaştığı sonuçlar...

* Çeşitli çalışmaların sonucu olarak, dikkat eksikliğine bağlı kazalarda çoğalma olduğu ve kaza nedeniyle acil servislere başvuru sayısının arttığı bildiriliyor.
* Astım ve ülser olgularında artış, buna karşılık yüksek tansiyon ve kalp spazmı başvurularında azalma gözleniyor. Gündüzleri sigara içilmemesine rağmen, muhtemelen ilaç kullanımındaki aksamalara bağlı olarak, astım olgularında sayıca artış ve astım krizlerin derinliğinde de şiddetlenme tespit ediliyor.
* İlaç kullanımındaki aksamalara bağlı olarak psikiyatrik sorunlarda alevlenmeler yaşanıyor.
* Ramazanın gebelik ve süt verme üzerine etkileri konusu daha belirsiz. Ancak, yeni doğanda Apgar skoru düşüklüğü (güç ve direnç açısından gerekenden daha zayıf olma hali) ve annede, emzirmeden sonra yeterince su tüketememeye bağlı sorunlara rastlanıyor.
* Oruç tutarken yeterince dikkatli bir şekilde kontrol edilemeyen, dolayısıyla komplikasyonlar çıkaran diyabet olgularının hastaneye yatış sayısında bir değişiklik gözlenmiyor.
* Oruç tutmak isteyen tüm hastalara ramazandan önce, ramazan sırasında ve sonrasında doktor kontrolü öneriliyor. Bir önceki ramazan ayının nasıl geçirildiğinin bilinmesi de önemli. İftarda ve sahurda bol sıvı almaları, şeker ve yağ tüketimini kısıtlamaları, sahurda mutlaka bir şeyler özellikle de glisemik endeksi düşük besinleri tüketmeleri tavsiye ediliyor.
* Ramazan sırasında diyabet hastalarının tedavi şemalarında değişiklikler yapılabiliyor. Oral antidiabetiklerin kullanım saatleri değiştirilebiliyor, uzun etkili insülin dozu azaltılıp insülin enjeksiyonları iftar veya sahur saatine alınabiliyor.

ÖNEMLİ
Uyku düzeni bozulabilir


Sahura kalkmak, sonra da bir süre uyanık kalmak, hatta sıklıkla sahurdan sonra tekrar uyumamak olağandan 24 saat daha azalmış ve bölünmüş bir uyku düzenine yol açar. Gün içerisinde bilişsel yetilerde gerileme olabilir. Yoğunlaşma (konsantrasyon) güçlüğü çekilebilir. Dikkat azalabilir. Bellek bir miktar zayıflayabilir. Az uyumak, sportif etkinliklerde de performansı olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle oruç tutanların trafikte ve iş kazaları konusunda dikkatli olmaları gerek.

BİR UYARI
Su kaybına dikkat


Vücut, doğal ve düzenli olarak solunum yoluyla, terlemeyle, idrar ve dışkıyla su kaybeder. Normalde, alınan sıvı miktarı yitirileni karşılar. Gereksinim duydukça susuzluk hissiyle sıvı tüketimi tetiklenir. Oruçluyken su içilemeyeceğinden susama hissi ve vücudun sıvı gereksinimi giderilemez. Vücudumuz, bu duruma kayıpları azaltarak uyum sağlamaya çalışır: İdrar azalır ve yoğunlaşır, kalın bağırsaktan daha fazla su geri emildiğinden daha katı dışkı oluşur. Ramazan süresince kabızlık yakınmalarında artış olmasının bir nedeni de bu. İftarda oruç açıldığı andan sahurda yeniden başlayıncaya kadar bol sıvı alınmalı ve vücut ‘sulanmalı’!

BİR BİLGİ
Pankreasın kafası karışır


Pankreastan iki önemli hormon salgılanır: İnsülin ve glükagon. İnsülin bedenimizde en fazla üretilen sindirim hormonu. Glükozun hücre içerisine girmesini ve burada enerji kaynağı olarak kullanılmasını sağlar. Ayrıca, besinlerle alınan enerji kaynaklarının fazlasının depolanması da insülinin görevleri arasında. Glükagon ise açlık hormonu. Kan şekerini yükseltmeye çalışır. Bunu yaparken vücudumuzun depolarını kullanır. Oruç, insülin-glükagon döngüsünü tersine çevirir. Ramazanın ilk günlerinde, oruç sırasında hissedilen açlık duygusu, insülinin glükozu hücre içerisine sokmasıyla ortaya çıkan hipoglisemiden kaynaklanıyor. Yaklaşık on gün içerisinde bu durum hafifliyor. İlerleyen günlerde insülin yerini glükagona bırakıyor. Glükagon organizmanın rezervlerini harekete geçiriyor. Glükagonun etkinliği arttıkça ciddi hipoglisemi riski kayboluyor, açlık hissi azalıyor, kişinin oruç sırasındaki uzun açlık saatlerine direnci artıyor.

BİR DİLEK
Hoş geldin ramazan


Ramazan ayı, İslam dünyası için çok önemli bir süreç. Bunun tek nedeni, gün doğumundan batımına kadar hiçbir şey yiyip içmeden aç ve susuz uzun saatler durabilmek değil. Müslümanlığın en önemli koşullarından birçoğunun bu güzel ve kutsal ayda yoğun bir şekilde uygulanması ve nefis terbiyesinin verdiği manevi haz da çok ama çok önemli. Bir ay boyunca ana eksene oturan oruç, beslenme düzeninde değişme nedeniyle sağlık açısından sakıncalı olup olmadığı yönünde sorgulanır. Bilim dünyası ve tıp camiası orucun insan bedeni üzerine etkilerini tartışadursun. Biz, inanan ve inançlarını uygulamak isteyen kişileri engellemeye veya vazgeçirmeye çalışmak yerine öneri ve uyarılarımızla sağlıklarını korumalarını ve güçlenmelerini, orucu ve bu güzel ayı ‘daha iyi bir hayat kurmaya’ vesile etmelerini düşünen bir yaklaşım içindeyiz.

RAMAZAN VE SAĞLIK YAZI DİZİSİ

Orucun sağlığa ilişkin etkilerini, kimlerin nasıl bir beslenme planıyla oruç tutabileceğini, orucun sağlığa faydalarını yarın Hürriyet’te, daha sonraki günlerdeyse Kelebek’te okuyacaksınız:
* Oruç sağlığa faydalı mı, zararlı mı
* Kimler dikkatli olmalı
* Ülserliler nelere dikkat etmeli
* Şeker hastaları oruç tutabilir mi
* Kanserli biri oruç tutabilir mi
* Oruç tansiyonu nasıl etkiliyor
* Hipoglisemisi olanlar oruç tutabilir mi
* Kalp hastaları nelere dikkat etmeli
* Oruç neden iyileştiriyor
Yazarın Tüm Yazıları