İki yudum arası beş dakika

ÂŞIK Veysel’e takılmışlar: “Veysel Baba yaşlanıyo. Eskiden bi böyük içerdi, şimdi bi güçük anca içebiliyo. Sivrialan’da da her gece içiyomuşsun, öyle mi?”

Haberin Devamı

7 yaşında iki gözünü birden kaybetmiş olan Âşık Veysel esprinin kralını patlatmış: “İki gözüm kör olsun içmiyom...”

Bahriye’den yüzbaşı rütbesindeyken emekli olan Borazan Tevfik, “Bu kadar içmeseydin binbaşılıktan emekli olurdun” diyen dostlarına “Allah layığınızı versin, derdiniz bu mu? Ben rakıyı içtiğim zaman paşa oluyorum paşa” cevabını verirmiş göbeğini hoplata zıplata.

“Aylak Adam”ın, “Anayurt Oteli”nin yazarı Yusuf Atılgan, ilk yudumu boş mideye doğru yolcu ederken “Eh, boş eve hırsız gönderelim” dermiş.
Şair Edip Cansever “Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor” diye yazmıştır ama içkiliyken tek satır yazmama prensibi varmış.
Özdemir Asaf ise rakılanırken aldığı notları kocaman bir sepete atarmış; ayık kafayla ayıklamak ve şiir çıkarmak üzere.

Haberin Devamı

Resim sanatımızın büyük ismi İbrahim Çallı tedbirli adammış. “Ya biterse?” diyerek meyhaneye giderken bile cebine bir şişe rakı koyarmış.
Harikulade polisiye romanlar yazmış olan (Murat Davman serisi) gazeteci Ümit Deniz saygıda kusur etmezmiş. Hilton’daki Lalezar Bar’da rakı servis edilirken ceketinin önünü ilikler, ilk yudumdan sonra açarmış.
Neyzen Tevfik “sınırtanımaz rakıcılar” ekolünün piri imiş. Hamamda kurnaya bir damacana rakı döküp içmişliğini, kesmeyince Sokrat Eczanesi’nden eter alıp devam ettiğini Salâh Birsel anlatıyor.
Safiye Ayla ise dost meclisini önemseyenlerden. Kemal Tahir’le oturup bir 49’luk, biraz meze eşliğinde sosyalizm filan konuşurlarmış.

Editörlüğünü Erdir Zat’ın yaptığı, üstat Vefa Zat başta olmak üzere rakı kültürünü çok iyi bilen isimlerin katkısıyla hazırlanan Rakı Ansiklopedisi’nden çıkardığım notlar bunlar.
Kitap okur gibi, çocukken Keşifler ve İcatlar Ansiklopedisi’ni, delikanlılık yıllarımda Hulki Aktunç’un Büyük Argo Sözlüğü’nü okuduğum gibi mutlu bir insan olarak okuyorum rakının büyük kitabını.
Oysa rakıcı sayılmam. Dışarı çıktığımda alkol alacaksam ilk tercihim değildir.
Yabancı memlekete giderken çantasına önce rakısını yerleştiren, rakısına mevsiminde meyve atarak içen gusto sahibi akşamcılar arasında adım geçmez haliyle.
Daha çok “ara sıra bazı bazı” kontenjanına girerim bu bahiste.
Ama kitabı elimden bırakamıyorum.
Birkaç ay içinde ikinci baskısı yapılan Rakı Ansiklopedisi’ni memleketin kafası güzel, esrik tarihini okur gibi okudum.
Çok hikâye öğrendim, bilgilerle donandım!
Kararında içmek, doğru düzgün içmek ayrı bir sanat.
Sorumluluklarınızın bilincinde, tadında içerseniz 2010 senesinde, 110 yaşındayken, 109 yaşında rakıyı bıraktıktan hemen sonra ölen Antakya, Yukarıdöver Köyü’nden Fıdda Nine gibi ömrünüze ömür katabilir.
Ama abartıp maskara olmak da var.
En iyisi Ahmet Rasim’in formülüne sadık kalmak galiba.
Rakıcılar not etsin...
Her yudum arası 5 dakika beklemek ve bir kadehi 6 ila 8 yudumda içmek gerek.
Kaba hesapla saatte 1 duble rakı hızıyla ilerliyoruz yani.
İçerseniz, dikkatli için, peyniri ihmal etmeyin, hız limitini aşmayın.
İyi pazarlar, şerefe.

Haberin Devamı

(Rakı Ansiklopedisi, Overteam Yayınları)

Yazarın Tüm Yazıları