Bir festival ve bir başkan

İSPANYA’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Joan Clos İ Matheu (61), 1997-2006 döneminde Barcelona Belediye Başkanlığı’nda bulunan bir tıp doktoru.

Olimpiyatlar öncesinde Barcelona’yı yeniden ayağa kaldıran kişi olarak tanınıyor. İki yıl kadar da Sanayi, Turizm ve Turizm Bakanlığı bulunmuş... Türk basını ve yerel yöneticileri kendisinden ne kadar yararlandı bilmiyoruz. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın, Ankara’da bundan bir süre önce ‘Serbest Mimarlar Derneği’ üyelerine verdiği ‘Kamusal Alan Kavramı ve Mekan Kalitesi Deneyimleri’ başlıklı konferansını banda aldırmış... Dileriz yayınlayarak herkese gönderir bu metni...

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Büyükelçi ile dostmuş meğer... Olimpiyatlar öncesinde Barcelona’daki değişimi ve dönüşümünde iz bırakan ‘efsane başkan’ olarak tanındığını söyledi.

Joan Clos ile sık sık görüştüklerini, Antalya’yı çok sevdiğini anlatan Akaydın şöyle konuşuyor:

“Son görüşmemizde, Türkiye’deki görevini tamamlamakta olduğunu ve Habitat Başkanlığı’na aday gösterilmeyi beklediğini söyledi. Bana, eşimin isteği üzerine bir dönem başkanlık yapacağını söylediğimde, ‘bir dönem yetmez, iki dönem iyidir’ dedi...

Söze eşi girerek ”Bir dönem yeter” deyince Başkan Akaydın “Bakalım” diyor.

BELEDİYECİLİK DERSLERİ

BARCELONA eski Belediye Başkanı Joan Clos’ın, yerel yönetimlerle ilgili yedi ilkesel düşüncesini bir metin halinde verdi Akaydın.

Joan Clos şöyle diyor:

“Kamusal alan kalitesinin kent açısından önemi, kanunların üstünlüğünü bir yönetim ilkesi olarak benimsemenin gerekliliği, yerel mali sistemin adil ve şeffaf yönetimi, imar uygulamaları ile oluşan katma değerin kente dengeli dağılımı, motorlu trafik talebinin kontrol altına alınması ve yaya kullanımına öncelik verilmesi gerekliliği, karma kullanım esasına dayalı planlama anlayışı...”

Barcelona’daki Olimpiyat Köyü arsa mülkiyetlerinin %50’sinin kamuya ayıran Clos, “Metro çok pahalı, iddiasına katılmadığını” söylüyor ve metrosuz bir kent trafiğinin çok büyük sorunlarla karşılaşacağını belirtiyor. Barcelona’daki motorlu araç trafiğinin %50 azaltılmasıyla taksicilerin de bu sonuçtan memnun olduğunu ve kente topyekûn bir canlılık ve kalkınma yarattığını söylüyor.

Bizim ‘rantçı’ başkanlara bir soru:

“Kamu yönetiminde kamusal alanların önemi kadar, kent yönetiminde şeffaflık ve kanunlara saygı gerekliliğine inanıyor musunuz?”

‘Yeşilçam sanatçıların baş tacıdır’

ANTALYA Belediye Başkanı Prof. Mustafa Akaydın kadar iktidara karşı dik başlı olan başka bir belediye başkanı var mıdır? Referandumdan sonra pek kalan olduğunu da sanmıyoruz. Kültürden günümüz siyasetine kadar pek çok konuda sert eleştiri yapabiliyor.
Bunu, önceki akşam ‘Denizim Park’ta Altın Portakal Film Festivali’nin jüri üyeleri ve gazetecilere AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla verdiği yemekte yaşadık.

47. festival, yarın açılış korteji ve kokteyli ile başlıyor. Bu konuda hayli heyecanlı Prof. Akaydın... Bakalım hangi skandallar yaşanacak? Selda Alkor, davetiye protokolü nedeniyle gelmeyeceğini açıklamış.

Gerçek şu ki, Antalya, İstanbul’dan sonra Antalya kültürel ve sanatsal etkinlikleri çok öne çıkıyor. Bu yıl program daha geniş tutulmuş. Etkinlikler Isparta ve Burdur’a da dahil edilerek halka indirilmiş. Belki de rekor sayılabilecek sayıda bir film gala ve gösterileri, konserler, sergiler; söyleşi- panel-konferanslar var. Zaman olsa da yetişilebilse...

Antalya, Yeşilçam’a çok şey katıyor. Nitekim, Başkan bunu vurgulamak için “Yeşilçam sanatçıların baş tacıdır” sloganını kullanıyor.

AKP’liler, kendisinden nefret ettiklerinden, festivalin etkinliklerine doğal olarak katılmıyorlar. Antalya’yı kaybetmenin acısını hâlâ yaşıyorlar. Bunun üzerine bir de referandumda ‘hayır’ sonucu bindirmiş. Prof. Akaydın, AKP’lilerin festivali dışlamasına karşın “Çok şey kaybediyorlar; Antalya halkı ise kazanıyor” diyor. Ankara’ya giden eski Vali Alaaddin Yüksel katılırmış. Yeni gelen Vali Ahmet Altıparmak ile Emniyet Müdürü Ali Yılmaz’ın açılışa gelip gelmeyecekleri merak konusu.

Akaydın: Özcan türbanı daha önce de dayattı

BAŞKAN Akaydın, YÖK Başkanı Özcan’a tepkili.

“Türbanlı öğrenciler konusunda suç işliyor. Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları var. Söylediklerine kahkahalarla gülesim geliyor. Akdeniz Üniversitesi Rektörü iken bana da ‘türbanlı öğrencileri alın’ diye bir yazı göndermişti. Ben de başkanı olduğum Üniversitelerarası Kurul’u hemen topluyorum dediğimde ‘aman toplama’ dedi ve geri adım attı... Aynı oyunu iki yıl sonra yeniden oynuyor. İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazıya karşı bir öğretim üyesi Danıştay’a başvurup, yürütmeyi durdurma kararı alsa ne yapacak? Nitekim önceki gün kendisine yaptırılan girişim karşısında geri adım attığını görüyoruz.

Köpek parkı

JÜRİ üyeleriyle bu kez hayvan sevgisi üzerine sohbet ederken şunları anlatıyor:

“Geçenlerde bir dönümlük alanda bir Köpek Parkı’nı açtık.... Köpeklerin oynayacağı oyun alanları var. Çok keyifli bir park oldu.

Şimdi de Orman idaresinden alabilirsek, 400 dönüm üzerinde sahipsiz hayvanlar için bir barınak yapacağız. Eşimle hayvanları çok seviyoruz. Belediye maaşımın yarısını hayvanların yem ve bakımına harcıyorum.”

Festival rekoru

ALTIN Portakal’da bu yıl ulusal bölümde 14, uluslararası bölümde 11 yarışma filmi yer alacak. Antalyalıların film çekecekleri ‘Halkın Portakalı’ başlıklı, yarışma gibi kısa film gösterileri...

Özel, yarışma, kısa film gösterileri bunların dışında.

Yarışan filmlere 690 bin TL tutarında ödül dağıtılacak.

Yılmaz Güney’in Umut, Ağıt, Arkadaş ve Zavallılar filmleri de festival gösteriminde yer alıyor.

Festival organizasyonu için Antalya, Isparta ve Burdur ile bu illerdeki üniversiteler ve İstanbul Aydın Üniversitesi arasında işbirliği sağlandı.

Manavgat’tan Isparta’ya kadar uzanan 100 noktada 100 film gösterimi yapıldı.

Festivalde bu yıl ‘Sinema ve Toplumsal Etkileşim’ teması işlenecek.

Geçen yıl 43 filmlik rekor katılım bu yıl 47’e çıkarken bir başka rekor sayılıyor.

Antalyalı kent tarihçisi Hüseyin Çimrin’in ‘Belkıs’tan Altın Portakal’a-Bir Doğuş Öyküsü’ adlı sergisi, Altın Portakal’ın tarihini günümüze taşıyor.
Yazarın Tüm Yazıları