Süper Kobra değil Süpermen gelse ne olur?

HER zirveden sonra, her ikili görüşmeden sonra böyle “tatlı” bir rüzgâr eser...

“Tamam” denir... “Bu defa anladılar. Kabul ettiler. Söz verdiler...”
Hatırlayın...
PKK vahşetinin tırmandığı günlerde iktidarıyla, muhalefetiyle Ankara ne demişti?
“Türkiye’nin sabrı taşma noktasındadır...”
Irak’a girme hazırlıkları yapılıyordu. Bunun üzerine Bush Ankara’yı aramıştı.
Ve “Biraz sabır” diyerek apar topar bir “koordinatör” tayin etmişti... Biz de Edip Başer Paşa’yı atamıştık...
Müthiş bir hava oluşmuştu...
ABD istihbarat paylaşacaktı. PKK’nın hareketlerini uydudan uçaktan bizim Genelkurmay’a aktaracaklardı. Türkiye de vuracaktı... Birkaç kez vurdu da... Sonra Türk, ABD ve Irak koordinatörleri buluşmaya başladılar. Toplandılar. Sonra bir daha toplandılar... Bir daha toplandılar. Bağdat’ta toplandılar. Ankara’da toplandılar... Erbil’de toplandılar. PKK’nın finans ayağını çökertmek için Brüksel’de, İsviçre’de toplandılar.
Sonuç... Geldik bugüne...
PKK hâlâ kanlı baskınlara devam ediyor. Karakollar basılıyor. Şehitler geliyor.
Peki koordinatörler nerede?
Yok... Koordinasyon çöktü...
PEKİ ŞİMDİ NE OLUYOR?
Teröre karşı işbirliğine gelince; Metehan Demir’in haberine göre Türkiye yine istihbarat istiyor. Ve bu defa bir de Süper Kobra talebi var...
Ben de işte bunu anlamıyorum..
Koordinatörün süperini görmüştük. Sahi bir de Awacs uçağı alıyorduk. Ama vermediler.
Ayrıca milyonlarca dolar verdik. Uzak ülkelere, (hangi ülkelerse) havadan sefer yapabilmek için tanker uçaklar da aldık. Güneydoğu’da terör oluk gibi kan akıtırken, okyanus aşabilen denizaltı siparişi de verdik...
Tanklar, toplar, silahlar, termal kameralar. Yetmedi...
Kobra vardı, şimdi süperi geliyor...
Bu sorunu yalnızca silahla çözmeye çalışan bir zihniyet için bırakın Süper Kobra’yı Süpermen’i gönderseler ne olur?
Farkında mısınız?
Gerçek hayattaki yenilgisinden, beyazperdeye sanal zaferler çıkaran bir ülkeyle konuşuyoruz.
Tarihine Vietnam’dan Afganistan’dan bakınca yenilgi ve hüsran, ama Hollywood’dan bakınca Rambo kahramanlığı olan bir ülke.
Kimle konuştuğunuzun farkında mısınız?
Belki de farkında olmadan Hollywood için yeni bir dekor oluyoruz...

AB depremi

BÜYÜKELÇİLİK’te üçüncü kâtip Ceyda...
Pırıl pırıl bir diplomat...
Bükreş’te Radisson Otel’e giderken “Burada çok sıkıntı var. Maaşlarda yüzde 15 indirime gidiliyor” diyor...
Egemen Bağış’la geldik. Romanya AB üyesi olduğu için onlardan “onay” isteyeceğiz...
Yıllar önce Çavuşesku zamanında gelmiştim. Özal Romanya parlamentosunda bir konuşma yapmıştı.
Özelleştirmeyi ve enerjinin önemini anlattıktan sonra, “Size yardım edebiliriz” demişti...
Ettik de... Ama şimdi yine deprem var.
Ne garip?
20 yıl sonra geliyoruz. Ve AB üyeliğimiz için “onay” istiyoruz...
Bunda bir adaletsizlik yok mu sizce?
Yazarın Tüm Yazıları