Sanki ‘Erdoğan’a nereden vurulur’ dersi almış gibi

UZUN zamandır CHP’lilere yönelik yazıp çiziyorum.Diyorum ki:

? Siz “Başörtülülere göz açtırtmayacağız” dedikçe...
? Siz sadece “Türkiye laiktir / laik kalacak” diye slogan attıkça...
? Siz kılık kıyafet zaptiyeliğine soyundukça...
? Siz yoksul dindarları görmemeye devam ettikçe...
? Siz ötekileştirdikçe...
? Siz özgürlüklerin önüne engel olarak çıktıkça...
? Siz etnik kimliği nedeniyle dışlandığını hissedenlere bir yanıt vermedikçe...
? Siz çalışmadıkça...
? Siz fabrikaları, tarlaları, sokakları boş bıraktıkça...
? Siz halkın değil devletin özel güvenlik birimi gibi davrandıkça...
Sittin sene de geçse...
Tayyip Erdoğan’ı deviremezsiniz...
Ve vurguladım:
Siz böyle yaptıkça Erdoğan’a yazar.
¡ ¡ ¡
Kemal Kılıçdaroğlu ilk zorlu sınavında...
“Erdoğan’a nereden vurulur” meselesini halletmiş gibiydi.
Erdoğan’a hiç beklemediği yerlerden vurdu...
? Mesela “havuzlu villa”dan vurdu.
? Mesela kişisel zenginleşme meselesinden vurdu.
? Mesela başörtülü gariban işçi kızlardan vurdu.
? Mesela “korku imparatorluğu”ndan vurdu.
? Mesela “gece yatağa aç yatan çocuklar” üzerinden vurdu.
? Mesela ölümü kader denilen maden işçisinden vurdu.
? Mesela işsizlerden vurdu.
? Mesela yaratılan cepheleşme üzerinden vurdu.
? Mesela “Sizin nereniz mağdur” cümlesiyle vurdu.
? Mesela Adiloş Bebe’den vurdu... Nâzım’dan vurdu.
¡ ¡ ¡
Tamamdır.
Adalet sağlanmıştır.
Artık tahterevalli siyaseti sona ermiştir.
Artık oyların çantada keklik olduğu dönem sona ermiştir.
Artık ezberler tekrarlanmayacaktır.
Artık haksız oy edinme süreci son bulmuştur.
Artık tüm Türkiye rekabet alanıdır.
Ne diyelim?
İyi olan kazansın...

Hitabetine not veriyorum

? SES TONU: Biraz fazla bağırdı... Sesteki iniş çıkışlara biraz daha özen gösterse daha iyi olacak gibi...
? HEYECAN: Azıcık heyecan iyidir... Ama Gandi’nin heyecanı galiba biraz fazla idi...
? TEKNOLOJİK DESTEK: Keşke bir prompter cihazına bakarak konuşsaydı... Çünkü bir dirhem prompter, bin ayıp örter. Tabii kafayı prompter’dan kaldırmamak koşuluyla...
? ZORU SEÇTİ: Kâğıttaki notlara bakarak konuşmamak çok zordur. O zoru seçti... Sular seller gibi konuştuğu söylenemez... Ama iyi şarkı söylemek de, “az sonra büyük bir hata yapacakmış” gibi bir izlenim verip o hatayı yapmamak değil midir?
? ESPRİSİZLİK: “Recep Bey” tabirini kullanması fena değildi... Kısa ve vurgulu cümleler de iyiydi... Fakat yine de biraz daha esprili olması şart.
? İÇERİK: Korku imparatorluğu, tamam... İş dünyasına umut, tamam... Mağdur edebiyatına dokundurma, tamam... Yoksulluk, tamam... İşsizlik, tamam... Kendine güven, tamam... Ama keşke Kürt sorunu ve özgürlükler alanında çok daha cesur çıkışlar yapabilseydi.

İlk kez oldu

? İlk kez bir CHP Genel Başkanı konuşurken salondakiler gözyaşlarına boğuldular.
? İlk kez bir CHP Genel Başkanı için “devrimci” diye slogan atıldı.
? İlk kez bir CHP Genel Başkanı, havuzlu villa sahipleri ile başörtülü gariban işçi kızları birbirinden ayırdı.
? İlk kez CHP saflarında bu denli yüksek “İktidara geliyoruz” vurgusu yapıldı.
? İlk kez CHP sözcüleri “Atatürk” ya da “laiklik” diyerek işi bitirmediler.
? İlk kez CHP’de bu denli taşkın bir heyecana tanık olundu.
? İlk kez bir CHP Genel Başkanı için kurultay salonundaki heyecan topluma da sirayet etti.
? İlk kez bir CHP Genel Başkanı sözü uzatmadı.
? İlk kez CHP’de alçakgönüllülük geçer akçe oldu.

Kurultay’dan şu 6 dersi çıkardım

? BİR: Bir parti her şeyden önce kurultayını uygar koşullar altında yapmakla sorumlu olmalıdır.
? İKİ: Hırsız avcısı bir lider adayını lider seçen bir partinin kurultayında bile ceplere dikkat edilmelidir... Cüzdanınız gidebilir.
? ÜÇ: Kurultay salonu önünde tezgâh açan simitçi, gazozcu, kebapçı türü esnafın partisi, ekmek partisidir.
? DÖRT: Uzun süredir iktidara gelmemiş bir partinin neferleri, iktidar isteğini öyle bir yayarlar ki ortaya çıkan enerjiden rahatsız olabilirsiniz.
? BEŞ: Gazeteciler arasında delegeleri seyretmektense, delegeler arasından gazetecileri seyretmek daha keyiflidir.
? ALTI: Ancak iktidara geleceğine inanılan bir partinin neferleri, kurultay salonunun olumsuz koşullarından yakınmazlar.
Yazarın Tüm Yazıları