Öcalan ve Karadzic

AVRUPA Konseyi, “İşkenceyi Önleme Komitesi üyeleri” biri kadın altı kişi, İmralı’yı ziyaret edip, yeni bir teftiş yapmışlar. Öcalan’ın keyfi yerinde mi değil mi inceleyip rapor yazacaklar...

Haberin Devamı

Avrupa Konseyi üyeleri ne için geliyorlar?

Örgüt başı, avukatları ile periyodik olarak görüşüyor. Kaldığı oda yeniden düzenlendi, yarenlik etsin diye aynı cins hükümlüler yanına gönderildi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşme Hukuku ve Yargılaması bakımından yeniden yargılanma imkânı bulunmuyor, iç hukukta her türlü usuli müracaat hakkı da kesin hükümle birlikte tükendi.


Avukatları ile görüşmelerinin hukuki bir muhtevasının bulunması bu nedenlerle mümkün değil; mesajcı olarak görev yaptıkları anlaşılıyor.

Açık bir yargılama sonunda hukuki süreç tamamlandı, duruşmalarda dilediği kadar konuştu, kendi anlayışına göre savunma yaptı, pişmanlık beyan etti, özür diledi, yargılama sürecinde yargılama ile ilgili hiçbir şikâyette bulunmadı.

Haberin Devamı


Şu sıralarda bir başka yargılamaya dikkatleri çekmekte yarar var.


Bosnalı eski Sırp lider Radovan Karadzic, Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanıyor.


Suçlamalar; insanlığa karşı suç işlemek ve soykırım yapmak.


Üç yıl süren Saraybosna kuşatmasında 12.000 kişinin katlinden sorumlu tutuluyor. (Serebrenica’da 8000 Müslüman erkeği katletmek dahil.)

İddianame yaklaşık bir milyon sayfa tutuyor, ekleri 45.000 belgeden oluşuyor.

Radovan Karadzic, iddianamenin ve eklerinin incelenmesinin zaman aldığını ileri sürerek, ilk duruşmaları boykot etti.


Yargılanmanın adil olmadığını ileri sürüyor ama kimsenin aldırdığı yok. Hangi koşullarda yaşadığı da bilinmiyor.


İmralı
sakini de insanlığa karşı suç işledi, Kürt vatandaşlarını Türk vatandaşlarına katliam yaptırmak üzere suç örgütü kurdu. Kürt yurttaşlarını da katlettirdi.

Yaklaşık 40.000 kişi hayatını kaybetti.


Cezasını çekiyor, kader mahkûmu binlerce hükümlüden daha iyi şartlarda yaşıyor, yaşatılıyor.


Avrupa Konseyi
üyelerine, bu PKK hassasiyetinden vazgeçip (kabak tadı verdi) İmralı yerine, Lahey’e gitmelerinin, üyesi bulundukları komisyonun işlevine daha uygun olacağını birilerinin hatırlatması gerekiyor.      
S.Ö.

 

Haberin Devamı

Düşmanın adını söyleyemeyince
Asimetrik savaş nedir

 

STRATEJİ kitaplarında kazanılan ve kaybedilen savaşların nedenleri anlatılır. İşte malzeme eksikti, mühimmat yoktu, asker yorgundu vs. diye...

Bir husus var ki, bu hepsinden daha önemlidir: Yığınakta yapılan hata.


Tarih kitapları “yığınakta yapılan hatanın taktik manevralar ile kazanılamayacağını” söyler.


Peki, yığınakta yapılan hata nedir? Savaş Hanya’da sürerken sen Konya’dasın demektir.


Peki bizim milli kuvvetlerin yığınaktaki hatası nerededir? AB ve ABD yanında yer almaktır. Batı sizinle savaşıyor. Siz onunla birlikteyiz diyorsunuz. NATO’nun
içinde olmak böyle bir şey. AB’ye tam üyeliği destekliyoruz demek böyle bir şey.

Haberin Devamı


Peki, içerde irtica, feodal ağalar ve belli sermaye grupları ile birleşip Türk ordusu ile savaşan kim? Amerika, Avrupa...


Düşmanın adını koymadan (yığınakta hata) bu düşmanla nasıl savaşacaksın?


İşte ordunun açmazı burasıdır. Türk halkının açmazı da burasıdır. Hem %85 Amerikan karşıtlığı olacak, hem de “Amerikancı İslam”a oy vereceksin.


Düşmanın adını koyamayınca, savaşın adı “asimetrik savaş” oluyor. Yani düşmanı belli olmayan savaş.


Bir savaş var da taraflar tanımlanmamış. Böyle bir savaş olur mu?


Aslında taraflar çok açık ve ortadadır. Bir tarafta Amerikan emperyalizminin gizli örgütleri, öte tarafta Türk halkı ve onun ordusu.


Bu savaşın adının bir an önce konulması hayati önemdedir. Yoksa yel değirmenleri ile savaşan Don Kişotlara döneriz.

Haberin Devamı


Emperyalizmi görmeyen tüm stratejiler yanlıştır. Emperyalizmi dost gibi görmek vahametin kendisidir.
Bülent ESİNOĞLU

 

Belediyenin rayiç bedelini vergi dairesi kabul etmiyor
Yeni bir Deli Dumrul hikâyesi

 

SUADİYE’de (2001) bir ev aldım. Tapu harcını, belediyeden aldığım “Vergiye Tabi Rayiç Bedel” üzerinden tam göstererek yatırdım. Geçen salı günü, yani tam 9 sene sonra Maliye’den evime gelen ödeme emrinde tapu harcımı 123 TL eksik yatırdığım belirtilip, faiziyle birlikte 628 TL istendi. Bugüne kadar elime ulaşmış herhangi bir tahakkuk belgesi bile yok.


Vergi dairesinin takip servisine gittiğimde belediyenin bildirdiği “Vergiye Tabi Rayiç Bedelleri” kabul etmediklerini, Anadolu yakasında şimdiye kadar 30.000 mükellefe aynı ödeme emrini gönderdiklerini ve farkı cezasıyla beraber ödemem gerektiği; ya da Yenibosna’daki Vergi Mahkemesi’nde dava açabileceğimi söylediler. İşi gücü bırakıp mahkemeyle uğraşamayacağım için toplam cezasıyla beraber 760 TL olarak ödedim. Vatandaş olarak, bir devlet kuruluşu olan belediyenin belirlediği rayiç bedeli vergi dairesinin kabul etmemesini anlayamadım ve Türkiye’de her an geçmişe dönük bir sürprizle karşılaşma riskimiz olduğunu bir kez daha anladım.                                
Tuna PAKAKAR

 

Haberin Devamı

‘Kırmızı’ Türk bayrağının rengi değildir

 

HALUK Tarcan yazıyor: Evet, kırmızı Türk bayrağının rengi değildir, onun rengi, ‘al’dır. Biz ona ‘albayrak’ deriz, derdik. Fakat, al renk ve yünden yapılan ve güneşte bu yün üzerine al rengiyle ateş gibi parlayan bayrağımız, bazı bayrak tüccarları tarafından ekonomik ve pratik nedenlerle kırmızıya dönüştürüldü.Ve de kan rengi oldu.

Al renk, ateş rengi, ateşin akkor olduğu renk, kutsal renktir. Onu, ön-atalarımızın ateş kültünün mirası olarak aldık. Bayrağımızın rengi ‘al’dır ve bu renk ona iade edilmelidir.

 

Biliyor musunuz

 

* CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, TRT’nin çeşitli kadrolar için yaptığı sınavın sonuçlarını internet sitesinde yayınlandığını, bu durumun TRT’ye torpille eleman alındığı anlamına gelip gelmediği konusunda önerge verdiğini...

* CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, TCDD’deki niteliksiz ve partizan kadrolaşmayı gündeme getirirken TCDD Genel Müdürlüğü makamına son beş yıl içinde kaç aracın hangi firmalardan satın alındığını sorduğunu... 

Yazarın Tüm Yazıları