Büyülü bir kent Halep

İSTANBUL’dan THY ile Suriye’nin ikinci büyük kenti 3.5 milyon nüfuslu Halep’e inildiğinde TSİ 01.00 idi. (Yeşilköy’den her gün 23.20’de uçak var.) Havaalanında sigara içilebiliyordu ve yerler izmarit doluydu.

Haberin Devamı

Otel lobilerinde ve lokantalarda sigara yasağı yok. Daha ilk başta Türkiye’nin kıymetini anlıyorsunuz. Osmanlı’nın 300 yıllık hâkimiyeti altında kalan Halep’in bütün konutları taş; Antakya yakınlarındaki ocaklardan çıkarılırmış; beyaz, sarı ve gül renginde... 19. yy’den beri mimari yapı titizlikle uygulanıyormuş. İstanbul’daki imar rezaleti aklınıza gelince üzülüyorsunuz.

Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başladı Suriye ile sıcak ilişkiler. Başbakan Erdoğan’ın çıkışları da Suriye’de Türkiye’ye eski dostluğu geliştiren etkenlerden biri olmuş... Türk dizilerini de unutmayın. Hafız Esad’ın oğlu olan Beşar Esad’ın ‘açılımı’ vatandaşlar arasında olumlu karşılanıyor. Eskisi gibi ‘baskı’ yok denilebilir. Eski hurda araçların yerini ithal otomobiller almış. Trafik çok kötü. Otomobil piyasasına İranlılar hâkim; iki markasının montaj üretimi yapılıyor.

Haberin Devamı

Her din ve ırkın yaşadığı bu coğrafyada Osmanlı’nın onlarca külliye ve camisinin onarım beklediğini de söyleyelim. Halep valilerinden Hüsrev Paşa adına yapılan cami, Mimar Sinan’ın ilk eseri olarak kabul ediliyor. Karşısında heybetli Halep Kalesi’nden izlenen bütün Halep bir tablo güzelliğinde.

Her din ve ırk gelmiş geçmiş buradan... Ticaret hayatı canlı; küçük sanayisi de var. Açık bir pazar görünümünde. Nüfusun % 80’i Müslüman... Geriye kalan % 20’yi de Hıristiyanlar, Süryaniler, Ermeniler ve Keldaniler oluşturuyor. Her köşe başında çoğunlukla cami olmak üzere her dinin mabetleri ile karşılaşılıyor; Havra da var tabii.

Halep’ten Gaziantep veya Antakya’ya gümrükler dahil iki saat içinde geçiş yapabiliyorsunuz. Halep’in 8 kapısından birinin adı da Gaziantep Caddesi.

 

Suriye ile iş yaparken sabırlı olmak gerekiyor

 

*  Halep 1919/46 arasında Fransızların işgali altında kalmış. Bu kültürün egemenliği yine sürüyor.

*  Suriye’de idam sürüyor. Bundan bir süre önce 8 yaşındaki bir çocuğa tecavüz eden birisi Halep’in Saat Meydanı’nda idam edilmiş.

Haberin Devamı

*  Suriye’de cuma ve cumartesi günleri tatil. Tatili çok bir ülke; Ramazan, Kurban, Noel, Paskalya tatillerinde de bütün ülke tatil yapıyor.

*  Akşam yemeği 22.00’den sonra yeniyor. Birkaç 5 yıldızlı oteldeki barlar dışında gece yaşamı pek yok.

*  Okullar, üniversiteler ve sağlık hizmetleri bedava... 2002’den sonra özel üniversite ve okullar açılmış. Her aileye yakacak olarak kullanmak için yılda 1000 litre bedava mazot veriliyor. Bunun dışında bir evi ve otomobili olan ‘yoksullara’ da yılda 250 bin dolar ‘yardım’ yapılıyor. Ortalama ücret 200 dolar civarında.

*  Geçen yıl litresi 7 Suriye Lirası olan petrol 20 Suriye Lirası’na çıkmış... Amerika’nın ambargosu, % 30’lar oranında sürüyor.

Haberin Devamı

*  Tek erkek çocuklu ailelerin çocukları askere alınmıyor.

*  Geleneksel çarşısı Kapalıçarşı sokaklarının uzunluğu 7.5 km tutuyor. Her türlü giyim eşyası, şal-atkı, takı, kına kabı, sabun ve baharat satan dükkânlar ağırlıklı.

*  Suriye’nin her şeyi Fırat’a bağlı. Zeytin üretiminde dünyada İtalya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor; pamuğu da çok kaliteli. Ticaret ağırlıklı olarak Hıristiyanların; son yıllarda Arap sermayesi öne çıkmış.

*  Türkiye açısından bakılırsa ne kadar ikili temas yapılırsa yapılsın, Suriye ile sabırla iş yapmak gerekiyor. Ortadoğu sermayesi varken, her şeyin zaman içinde gelişebileceği belirtiliyor.

*  Birçok şirket ve bayi toplantıları vize kalktığı için Halep üzerinden Antakya ve Gaziantep’te yapılmaya başlanmış. ETİ grubunun, Antakya’da Eti Çocuk Tiyatrosu’nun gösterisinin de ilk durağı Halep’ti... Bu etkinlikleri valiler de izlerse çocuklarımız çok şey kazanır. Kaldığımız 16 saat içinde Halep’e doyamadık. Tercümanlığımızı Ermeni kökenli Mihran yaptı. Türkiye’yi seviyor ama “Soykırımı unutamayız, ben de çocuklarıma anlatıyorum” demeyi de ihmal etmiyor.

Haberin Devamı

 

‘Renk çılgını’ Sali’den Cemal Süreya’ya mektup

 

*  RESSAM Sali Turan yazıyor:

“9.1.2010 Cemal Süreya’nın ölümünün 20. yıldönümüydü... Zamanlararası ortak alanlarımızdan Bostancı Hatay Restoran’da saat 21.30’da...

Büyük sevgim, büyüğüm, duygu yağmurum ve bendekileri bana aktaran gözlemcim.

Restoran önünden 5 polis araç çekicisi geçti. 3 polis otoyolun solunda bekliyor. Araçlar çekiliyor, kimi kaçıyor. Duruluğun, sadeliğin, dalınmış duyguların ikliminde bir kargaşa bir provokasyon yaratılıyor, yaşanmışlıkla yaşanmakta olanların ilişkisi koparılıyor.

Bir baskı, şiddet ve yaşamı saran bir faşizm var. 10 yıl, 20 yıl önce yoktu böyle şeyler.

Hedef Rakı ileri!

Haberin Devamı

Yaşama sevincine karşı bir düşmanlık boyutlandı.

Allah-din satılıyor. 50 milyon yoksula çocuk öneriliyor.

En az üç, en iyi aile ödülü 8 çocuklu hemşeri aileye veriliyor.

Ortaçağ karanlığı 2010’da Anadolu’da Hitit, Asur, Lidya, İyonya, Frigya, Roma, Bizans yolları belleğinde.

Son kavim yüzeyde, inemiyor, yaşanmışlıkların alanlarına, kentlerine.

Yollarda iz bırakmıyor, derin yaşamın rüzgâr fısıldaşmalarında yolculuğa çıkamıyor.

Aşk, üzüm, şarap, zeytin güzelliğine ulaşamıyor.

Not: Sevgili Cemal Süreyya ile ölümünden 7-8 gün önce telefonda konuşurken ‘Üstü Kalsın’ şiirini okudu (belli ki yeni idi) ve ‘Sali, ben bu şiirle dünya klasikleri arasına girdim’ dedi. O şiir şöyle:

Ölüyorum Tanrım/Bu da oldu işte/Her ölüm erken ölümdür/Biliyorum/Tanrım/Ama aldığın şu hayat/Fena değildir/Üstü kalsın.

3-4 gün sonra yine telefonda 4.1.1990 tarihli ‘Renk çılgını Sali’ değerlendirmesini okudu bana; 2-3 gün içinde de daktilo edilmiş yazıyı verdi.

9 Ocak 1990’da gitti. ‘Renk çılgını Sali’ değerlendirmene siyahların içine güneş ateşinin ışık rengini katarak düşünüyorum seni.”

 

Biliyor musunuz

 

*  DP Genel Başkanı Cindoruk’un Konya’daki gezisine, liderlik için adı geçen Prof. Süheyl Batum’un katılarak konuşma yaptığını...

*  Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi’nin bugün İzmir Bornova’da gövde gösterisinde bulunacağını; Sarıgül’ün çevresine “Önümüzdeki günlerde sürprizlere hazır olun” dediğini..

 

Zübeyde Hanım’ın suçu

 

OKURUMUZ K.C. gördüğü bir rüyayı anlatıyor:

Rüyamda Zübeyde Hanım’ı, AKP’liler tutuklamış olarak gördüm. Neden öyle yaptınız diye sordum. ‘Oğlum Atatürk’ü doğurduğum için’ dediler.

Terlemişim, uyandım.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları