Söke söke, seve seve

ŞUNDAN eminim.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın dünkü konuşması, AK Parti saflarında çok büyük tepki yaratmıştır.

Haberin Devamı

İtiraf edeyim, beni etkiledi.


Şundan da çok eminim.


Bu tepki, aynı zamanda AK Partililerin kafalarında da soru işaretlerine yol açmıştır.


Şu soruyu sordukları da kesin:


“Acaba bu açılımla doğru bir şey mi yaptık?”

 

* * *


Anadolu’nun çeşitli yerlerinden bize ulaşan tepkilere bakılırsa, PKK’lıların dönüş şovu, Türkiye’nin geri kalan bölümünde beklenilenden daha büyük tepkiye yol açtı.


Dün bu yazıyı yazmaya oturduğum sırada bana çayımı getiren genç arkadaşımız, evine Türk bayrağı çektiğini söylüyordu.


Aynı tepkilerin AK Partililere de geldiğine eminim.


O nedenle şunu söylemek yanlış olmayacak.


Kürt sorununun çözümü için çok ama çok kritik bir noktaya gelindi.


Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, “Sil baştan yaparız” dedirtecek kadar kritik bir noktadayız.


Bu süreç, bugünden itibaren kontrol altına alınmazsa, kartopu gibi büyüyecek ve önümüzdeki seçimin en etkili tartışma konusu haline gelecektir.


O da, çözümün bir başka bahara kalması demektir.


Böyle bir gelişmeyi öngördüğüm için çözümden önce psikolojik ortamın çok iyi hazırlanması gerektiğini aylar önce yazmıştım.


Şimdi söyleyeceğim şeyler belki bazı kişilere çok ters ve yanlış görünebilir.


Ama emin olunuz ki, toplumsal psikoloji açısından hakikatin tam ifadesidir.


Lütfen dikkatle ve sakin bir kafayla düşünerek değerlendiriniz.

 

* * *


Diyeceğim şu:

Haberin Devamı


“Bu çözüm, Türkiye’de sayısı Kürtlerinkinden de çok az bir grubun ‘
Söke söke aldığı’ haklar değil, sayısı çok daha fazla olan Türklerin ‘Seve seve verdiği’ haklar olarak algılanmalıdır.”


Biliyorum çok katı geliyor.


Evet çok katı, ama katı olduğu kadar gerçek.


Bizim coğrafyamızda “Söke söke almak” duygusu çok kuvvetlidir.


Oysa bu duygu, kalıcı bir çözümü sağlamaz.


Kalıcı ve sürdürülebilir bir “birlikte yaşama” duygusu, hâkim unsurun, seve seve verdiği, gönülden kabul ettiği haklar haline gelebilirse mümkün olabilir.


Böyle bir psikoloji ne Kürtleri küçültür, ne de Türkleri büyütür.


Sadece ve sadece birlikte yaşama kültürünü besler.


Ne yazık ki, 34 kişinin gelişi sırasında yapılan yanlışlıklar, toplumun büyük bölümünde “söke söke” duygusunu yarattı.


Hadi daha açıkça yazayım.


“Yenilmişlik”
haletiruhiyesine dönüştü.


* Gelenlerin dağdaki gerilla kıyafetiyle gelmeleri yanlıştı.

Haberin Devamı

* Kapıdaki sorgulama yanlıştı.


* G
elen kişilerin meydan meydan dolaştırılmaları yanlıştı.


DTP’nin iyi yönetemediği dönüşün Türkiye’ye çok büyük başka bir zararı daha oldu. Son günlerde yazılan yazılara, bize ulaşan tepkilere bakıyorum.


Toplumun bir bölümü, sınırda serbest bırakılan PKK’lılarla, Ergenekon davasında içeri alınan insanlar arasında karşılaştırma yapmaya başladı.

 

* * *


Onların gözündeki tablo şudur:


25 yıldır terörist denilen insanlar, beş dakikada serbest bırakılırken; yıllardır toplumda saygın insan olarak çalışmış, profesör, doktor, subay, gazeteci olarak hizmet etmiş kişiler on dakikada “terör örgütü üyesi” haline getirildiler.


Emin olunuz, bu karşılaştırma Ergenekon davasının meşruiyetine olumsuz etki yapabilir.


Peki ne olacak?


Görüşüm şudur.


Bu noktadan itibaren geri dönüş hem AK Parti’ye, hem Türkiye’ye büyük zarar verir.

Haberin Devamı


Siyasi bedeli ne olursa olsun demokratik açılıma devam etmek gerekir.


Bazen seçim kaybetmek, geleceği kazanmak anlamına gelebilir.


Bir siyasetçi için tarihe geçmenin en şerefli yolu da budur. 

Yazarın Tüm Yazıları