Yazarlar için kaytarma bahaneleri: Yaz 2009

TEMMUZ/Ağustos ayları, gevşer köşe yayları..

Haberin Devamı

Haşmet Babaoğlu, “Yolları gelincik bastı. Ege çağırıyor; gidiyorum yüreğimin götürdüğü yere. Sunay sen gelme, olur olmaz şiir okuyorsun, his ayarımla oynuyorsun...” diye not düşer, güzel yapar.

Hıncal Uluç, Yasemin’e kuvvet tatilini hissettirmeden geçiştirir, profesyoneldir.

Yazı İşleri’nde çalıştığım dönemde Oktay Ekşi’nin editörlere hitaben yazdığı şık “Tatile çıkıyorum. Şu, şu tarihler arasında yokum. Şu tarihli nüsha için yazı bırakıyorum” notlarını ilgi ve hayranlıkla okuduğumu hatırlarım.

Bir de Bekir Coşkun güzel tatile çıkma notları düşer, yazdığı her cümle gibi onları da severim.

Ötesi...

Ötesi çok pardon, tıraş!

“Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından...”

Yersen.

Daha beteri “Yazısı elimize ulaşmadığından...”

Bu çağda?

Kebapçıda fındık lahmacun yerken bile elektronik posta alıp yollayabilirken?..

Haberin Devamı

Gerekli midir? O ayrı. Ulaşılamamayı tercih ederim.

Neyse..

“Medyada bu çağda kimler gider, kimler kalır?” tartışmasının gölgesinde serinlerken gündeme uygun alternatif kaytarma bahanelerime göz atın. Yaz modası. 2009 model..

*Mazeretim var, narkozluyum ben. Kafam açılana kadar yazılara ara veriyorum. Veya vermiyorum be! Narkozluyum dedim; üstüme gelmeyin breyt! Polemik manyağı yaparım!

*  Umreye gittim, dönücem.

*  Açılım peşindeyim, fazla açıldım; dönemiyorum. Beni özleyiniz anacığım. İmralı’dan öte yol m’ola?

*3G’yi Oto Sanayi’de doğalgaza çevirtiyorum; işlem tamamlanır tamamlanmaz köşeye kurulacağım. Vınn Turizm hayırlı günler diler.

*Kazancım vicdan zoru, Allahım sen iktidarı koru... Haşema bakıyorum, plajın en güzel erkeği ben olmalıyım. Tatildeyiz inşallah!

 (TOMBUL NOT: Tatil ve yazı işine girmişken..

Serdar Turgut’un tatil dönüşü yazdığı yazıyı muhakkak ama muhakkak bulun ve okuyun.

Lütfen bana kızmasın Serdar ama son yıllarda yazdığı en komik en müthiş yazı buydu.

“Çocuğunun uçarak Şebinkarahisar’a gitmesi durumunda asıl endişesinin Şebinkarahisar’a gitmek zorunda kalmak olması..” bölümünde öyle bir koptum ki hâlâ kendime gelebilmiş değilim.

1995 model, Serdar’ın Washington Dönemi Klasikleri arasında yer bulabilecek türdendi, eline sağlık.

Haberin Devamı

O zaman silkinin ey köşebentler, koçyiğitler!

Tatile çıkın tabii. Uzun da tutabilirsiniz, beni bozmaz.

Ama dönüşte “Zeytinlik gölgesinde böcükler yedi beni” yazısı yazacağınıza, Serdar gibi insanı okurken gülmekten kudurtacak bir yazı yazın bari.

Kime anlatıyorsam?

Sessizce dağılalım lütfen.)

 Yüce caponçekirdeği! Mick Jagger Bodrum’da

 BELGESİZ fakat sağlam duyuma dayalı habercilik yapayım, Bodrum paparazzileri ayaklansın!

Salı akşam üzeri, Bodrum’da Ağustos ayında tatil yapmak gibi asla anlayamayayacağım bir işe kalkışmış olan dostum aradı.

Dostum diyorum, elimizde büyüdü sayılır kerata; batug.com’dan Arda.

*  Abi kiminle beraberdim demin biliyor musun?

Haberin Devamı

- Pamela Anderson! Nereden bileyim ulen?

* Mick Jagger.

- ...

*  Abi?

- Hazmettim, dinliyorum çekirge!

 “Ya pardon, sen Mick Jagger’sın di mi usta?” diye yanına gittim, koruması hareketlendi. Mick Abi serinkanlı: “Hayır, hep karıştırıyorlar” dedi gülerek.

- Eee?

*  Kesin Mick Jagger. Yüzünü görmesem sesinden tanırdım herhalde. Takıldım peşine çaktırmadan sapık gibi. Asistanı olduğunu tahmin ettiğim bir de kadın vardı yanında.

- Manita da olabilir! Rahmetli Ertegün’ün evine gidip gelirdi. Bodrum’u tanır, sever zaten.

*  Manita gibi durmuyordu. Eeeee, nasıl desem?.. Asistan gibi duruyordu. Kuruyemişçide tekrar yanına gittim..

- Mick Jagger? Kuruyemişçi? Yüce caponçekirdeği!

Haberin Devamı

*  Kesin oydu abi, asistaniçeden de onaylattım. Karşılıklı sırıtıp ayrıldık. Rahatsız etmedim adamı daha fazla.

- Fotoğraf çekseydin bari...

*  Ben şimdi geceye akıyorum abi. Elemanı görürsem selam söylerim.

- Peeeeeh! Haydi, söyle bakalım.              

Yazarın Tüm Yazıları