Ergenekon'da yemekli ifade

GAZETECİLİK takip işidir. Milliyet’ten Tolga Şardan, izi iyi takip edip çok güzel bir habere imza attı.

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, İzmir’de Ergenekon davasının iki savcısına tanık olarak ifade vermiş.

İki savcının önce Bursa’ya, oradan İzmir’e gideceğini biliyorduk.

Tatil rahatlığından olmalı, İzmir’e ne yapmaya gittiklerini araştırmak aklımıza gelmedi.

Meğer Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün ifadesini almak üzere gitmişler.

* * *

Hiç kuşkusuz, Özkök’ün tanıklığı, Ergenekon davasındaki en önemli gelişmelerden biri.

Çünkü onun komutanlığı döneminde bazı üst düzey komutanların darbe girişiminde bulundukları iddiası, Ergenekon’un en önemli bölümünü oluşturuyor.

O nedenle Özkök’ün ne söylediği gerçekten çok önemli.

Savcıların, bu tanıklığa çok önem verdikleri ve ihtimam gösterdikleri anlaşılıyor.

Bir kere Özkök’ü dinlemek için İstanbul’a davet etmiyorlar, kendileri onun ayağına gidiyorlar.

Yanlış bilmiyorsam, Ergenekon savcıları bugüne kadar sadece Diyarbakır’a gidip Şemdin Sakık’ın ifadesini aldılar.

Onu izah edecek şey de vardı.

Sakık, Türk devleti açısından "çok özel" bir mahkûm.

Özkök ise emekli hayatını yaşayan bir komutan.

Demek ki savcılar, ona "özel bir ihtimam" gösteriyorlar.

Özel ihtimamın bir başka göstergesi daha var.

Birazdan ona da değineceğim.

* * *

Dün Özkök Paşa’yı arayıp bu konuyu sordum.

Konuşmamız, hoşbeşle başladı.

Özkök, "İzmir çok güzel. Bu şehri çok seviyorum" dedi.

"Komutanım ben de İzmirliyim. İnşallah ileride orada hep birlikte güzel günler geçiririz" dedim.

Tabii her gazeteci gibi benim de aklım fikrim, savcıların Özkök’e ne sordukları, onun da ne cevap verdiğindeydi.

Herkese verdiği cevabı bana da verdi:

"Hazırlık soruşturması gizli. O konuda bir şey söyleyemem. Nasıl olsa ileride bunlar açıklanacak."

Birkaç soruyla kapıyı biraz aralamak istedim.

Önceki gün Milliyet’e, dün de Anadolu Ajansı’na söylediklerinden farklı bir şey söylemedi.

Yani çok ketumdu.

* * *

Bunun üzerine, görüşmenin şekli kısmıyla ilgili sorulara yöneldim.

İfadeyi iki savcı, 25 Nisan Cumartesi günü almış.

Zekeriya Öz bizzat katılmış. Yanında Fikret Seçen varmış.

İfade alınması 8 saatten fazla sürmüş.

"Paşam, demek ki çok fazla şey anlattınız."

"Hayır o kadar uzun konuşmadık"
dedi.

Öyleyse 8 saatte neler oldu?

İşte bu noktada, ifadenin alınmasının şekli görünümü hakkında ilginç bazı bilgiler verdi.

"Önce adli hazırlık yaptılar. Arkasından sohbet ettik. Bu arada sigara molaları verildi. Ben içmiyorum ama savcılar içiyordu."

Tam bu noktada ilginç bir ayrıntı daha anlattı.

Savcılarla birlikte öğle yemeği yemişler.

Hayatımda ilk defa yemekli bir ifade alma örneği görüyorum.

Zaten en çok bu ayrıntıya takıldığım için, "Savcılar, Özkök Paşa’ya çok özel bir ihtimam göstermişler" diyorum.

* * *

Özkök
Paşa acaba neler anlattı?

Kendisi bir şey söylemediği için sadece tahminde bulunabilirim.

Tanıdığım Özkök, epey bir süredir çağrılıp bunları anlatmayı istiyordu.

O dönemde Özkök’e çok haksızlıklar yapıldı.

Bense hep şuna inandım:

Öyle karışık ve gerilimli bir dönemde Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda onun oturması, hem demokrasi hem de Türkiye açısından çok iyi olmuştur.

Tabii kendisi o günlerde olup bitenlerin birinci elden tanığıdır ve anlatacağı çok önemli şeylerin bulunduğuna inanıyorum.

İşte bütün bu nedenlerden ötürü, Özkök’ün tanıklığına başvurulması, Ergenekon davasında en önemli ve yararlı adımlardan biri olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları