Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Yuh yuh ben böyleysem yuh yuh sen öyleysen yuh uyuyanlara yuh yuh!..

Çankaya’da yeni yıl akşamı yedi aileden yedi taze fidanı kaybettik.

Haberlere göre bunun sorumlusu ters rüzgár, delik boru, karbonmonoksit zehirlenmesi, kravatsız müdür! Bir şeylerin ters olduğu kesin. Rüzgárın avukatı olarak bende ve sizde nelerin ters olduğunu açıklayayım.

Önce yaşadığımız ilkellikler için kendi kendimize bir "yuh, yuh!" çekmeyi unutmayalım. Çünkü bu devirde: Soba, şofben, kombi, gaz ve dumandan zehirlenmeler, damdan düşerek can vermek, yabani mantardan ailelerin yok olması, emniyet kemeri bağlanmadığı için camdan fırlamak, yüzerken boğulmak, sel sularına kapılmak, onbinlerce kişinin depremde enkaz altında kalması, yüzbinlerce insanımızın sigardan ölmesi kabul edilemez... Olaylara şekilci yaklaşımımız ve yaftacı bakışımız ise hiç kabul edilemez bir durum.

ŞAŞI BAK, ŞAŞI GÖR

Bazılarımız hálá bu asırda, gaz sızmalarını, kömür zehirlenmelerini, yaşadığımız ilkellikleri anlayamıyor. Sürekli "Bana bir şey olmaz abi" diyenler arada bir soruyor: "Bizde niye hep böyle üzücü şeyler oluyor?" Yürürken ayağının takılıp düşmesini, yürümeyi beceremediğine değil, biraz önce "birisi hakkında kötü düşündüğüne" veya "birisine kem gözle baktığına" yoran bireylerin oluşturduğu toplum, kaynağı konusundaki inançları (Allah veya doğa) ne olursa olsun her felaketin gerisinde bir ceza unsuru arayıp almadığı önlemler konusunda kendinde hiçbir kusur aramıyor.

"Yılbaşı faciası" ve "7.4 yetmedi mi" gibi sözler, yaşadığı her kötü tecrübeyi mutlaka bir önceki olumsuzluğa atfetme alışkanlığına sahip olanların cahilce yaklaşımıdır. Bunlar, her güneş ve ay tutulmasından sonra uçak düşmesini, deprem olmasını da bekler. Kusurlarını görmezler. İradelerini yanlış yolda kullanmanın etkisini hiç dikkate almayıp kolaycı yolu seçerler. Akıl tutulmasına uğramış ve ezbere yaşayan insanlardır.

Yıllardır bizi yönetenler de, oy kullananlar da iradelerini hep yanlış kullanarak can ve mal güvenliğimizle ilgili konularda yanlış kişilere görev veriyor. Ama kimse de çıkıp yuh: "Gaz müdürünün de siyasi bir kişilik olması gerekmez" demiyor. Kravatı yerine adamın diplomasını, ehliyetini, liyakatini sorgulamıyoruz. Kimse "Emniyet kemerini takmayandan adam olur mu" diye sormuyor. Kendi evine bir duman detektörü takmayandan şehre itfaiye müdürü olur mu? Evinde gaz detektörü olmayandan kente gaz müdürü olur mu? Kimse sormuyor: Güvenli yaşam kültürü bile olmayanlardan, sivil savunma müdürü, iş güvenliği uzmanı, afet yönetim merkezi müdürü olur mu, diye sormuyor.

MÜDÜRÜN DİPLOMASI GÖSTERMELİK

Doğalgaz kullanılan her evde mutlaka bir doğalgaz detektörü olmalı. Evinizi yangına karşı korumanın en pratik yollarından biri de banyo hariç her yaşam alanına bir duman detektörü takmaktan geçiyor. ABD’de ve birçok Avrupa ülkesinde doğal gaz kullanılan her evde bulunan bu basit aletlerin Türkiye’de neden zorunlu tutulmadığını anlamak için gerekli soruyu soran ne bir vatandaş ne de bir müdür, başkan, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı var. Doğruları yapmak için illa onların yönetmeliklerle zorunlu tutulması gerekmez, diye kendi kendini sorgulayan halk ve birey de yok!

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk yangın fermanını 3. Murad çıkarmıştı. 2002 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti’nde ise bir yangın yönetmeliği yoktu! 19 Aralık 2007 tarihinde yenilenen "Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik" ise hálá dünyanın çok gerisinde. Kanun tasarısı daha yeni hazırlanan "Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı"na da sokakta bulduğunuz herhangi bir üniversite mezunu bile müdür olabilir!

NERESİ DOĞRU Kİ?

Hayatın ve makamların bu kadar ucuz olduğu bir ülkede ne itfaiyecilik bir meslektir ne bir İtfaiye Genel Müdürlüğü mevcuttur ne evlerde basit pilli duman ve gaz detektörünün bulundurulmasını isteyen bir yönetmelik hazırlanabiliyor ne de toplum bütün bu yaşanan kaza, bela, afet, facia, felaketlerden doğru dürüst ders çıkarabiliyor...

Özetlersem, Aşık Mahzuni Şerif’in türküsünde dediği gibi: Yuh yuh ben böyleysem / Yuh yuh sen öyleysen / Yuh uyuyanlara yuh yuh...
Yazarın Tüm Yazıları