Osmanlı’da torun pek çok

Bu cümlenin başındaki ırkçı sözleri bizzat sansür ettim. Bununla ilgili olarak Ertuğrul Özkök’ün dünkü yazısında belirttiği görüşün üzerine ekleyebileceğim bir şey yok çünkü.

Ancak şunu merak ediyorum: Canan Arıtman’ın sözleri için kıyametleri kopartanlar, bakalım bu çirkin ırkçı yaklaşım için neler diyecekler?

Öte yandan bu "Osmanlı’nın torunları" meselesi de ilginç.

Osmanlı, çokuluslu bir imparatorluktu. Tıpkı Roma İmparatorluğu gibi! Sınırları içinde Türkler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Bulgarlar, Yunanlar, Hırvatlar, Sırplar, Boşnaklar, Arnavutlar, Moldovanlar yaşardı.

Başka etnik kökenliler de vardı elbette, ama ana topluluklar bunlardı. Yahudiler de gerek Filistin’de yaşayanlar olsun, gerekse diğer eyaletlerde yaşayanlar olsun, bu imparatorluğun halkıydı.

Türkler ve Kürtler dışında Osmanlı’ya sadakatle bağlı üçüncü bir millet arayacaksak "Boşnaklar" ile "Yahudileri" yarıştırmamız gerekir, kimin birinci çıkacağı da belli olmaz.

Osmanlı, Türk kökenli bir hanedandı ama hepsi bu kadar!

Osmanlı’da paşalığa yükselmiş, büyükelçilik yapmış, valilik yapmış Müslüman olmayan binlerce yüksek bürokrat vardı, içlerindeki Yahudilerin sayısı da az değildi.

Yani meseleyi "Osmanlı’nın torunu" çerçevesinde ortaya koyarsanız, Osmanlı’da torun çok!

Ve bu devirde böyle "emperyal kokulu söylemler" işe yaramaz.

Türkiye, elbette Filistin’deki acıya duyarsız kalamaz.

Ama yeni şeyler söylemek gerekir. Uluslararası ilişkiler, meydan nutku üslubunu kaldırmaz!

CHP sosyalist enternasyonalde ne yaptı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İsrail’in Gazze saldırısının durdurulması için "üzerimize düşeni yapmalıyız" dedi. "Türkiye derhal uluslararası bir yardım kampanyası başlatmalı, ülkelerin kamuoylarını hükümetlerine karşı harekete geçirmelidir" diye de ekledi.

Bunu okuyunca içimden gülmek geldi. CHP, uluslararası ağırlığı olan ciddi bir örgütün üyesi: Sosyalist Enternasyonal!

Yanlış hatırlamıyorsam bir dönem Baykal da bu örgütün başkan yardımcılarından biriydi.

CHP, bu örgütü harekete geçirmek için bir şey yaptı mı, hiç duymadım.

Filistin meselesi, özü itibarıyla bir işgal-sömürü meselesidir ve antiemperyalist bir mücadeleyi gerektirir.

Solcular da zaten bunun için vardırlar.

CHP lideri başkalarına akıl vereceğine önce kendi mücadele alanında yapabileceklerini ortaya koymalı.

Başbakan tribünlere oynuyor!

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’deki insanlık dramının ardından bölgeye yönelik diplomatik bir girişim başlattığında bunu olumlu bulduğumu yazmıştım.

Ama son gelişmelerden sonra bu girişimin, Türkiye’nin bölge sorunlarında öncelik almasına yönelik diplomatik bir çabadan daha çok burada, kendi parti tabanına yönelik olduğunu düşünmeye başladım.

İsrail ile Hamas arasında ateşkes sağlamayı hedefleyen bir "arabuluculuk rolü" için iki tarafa da benzer yakınlıkta durabiliyor olmak gerekir.

Dünkü gazetelere yansıyanlara bakınca Başbakan’ın bu mesafeye pek dikkat etmediği görülüyor.

İsrail yönetimiyle bir polemik içinde, Olmert’in telefonuna çıkmıyor, İsrail yönetimini Nazi yöntemleri kullanmakla suçluyor, Barak ve Livni’nin tarih önünde yargılanacağını söylüyor!

Hamas için söylediği ise şu: "Bazı hataları oldu!"

Böyle bir arabulucuya kim inanır?

Başbakan, Gazze’nin masum kurbanları için bir şeyler yapmak istiyorsa, yaptıklarında inandırıcı olmak istiyorsa, önce üslubunu değiştirmeli.

Çünkü bu üslup, Gazze kurbanları için bir şeyler yapma isteğinden daha çok parti tabanındaki Yahudi düşmanı aşırı dinci bir gruba seslenmek isteğini düşündürtüyor.

İnsanların acıları üzerinden böyle siyaset yapmak da yaşanan acının büyüklüğüne bakarsanız gerçekten çok ayıp kaçıyor!

"Soykırım" Notu: Bazı gazetelerde ve yazarlarda, Gazze’de işlenen insanlık suçuna "soykırım" adı verildiğini görüyorum.

Kullanmadan önce kırk kere düşünmek gereken bir sözcük.

Hele Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız ve dünyanın bir bölümünce bununla suçlanıyorsanız, daha hassas olmalısınız.

Gazze’de bir suç işleniyor, buna kuşku yok. Buna mutlaka bir isim bulmamız gerekiyorsa "insanlığa karşı suç" daha doğru bir tanım olur.