Piyasalar yılbaşına kadar idare eder ama...

UZUN bayram tatili sonrası, piyasalarda yılbaşına kadar sürecek yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemin bir bölümü uluslar arası piyasalardaki Noel tatiline denk gelecek.

Noel tatili bizim piyasaları bu yıl çok daha yakından ilgilendiriyor. Çünkü IMF’le yapılacak anlaşmanın yeni yılın başına yetişip yetişmeyeceği, Noel tatiline kadar uzlaşmanın sağlanmasıyla ilgili. Yani önümüzdeki hafta IMF ile yapılacak yeni stand-by anlaşması kesinleşmez, IMF yönetiminden bu karar çıkmazsa, yeni anlaşmanın yürürlük tarihi en iyimser tahminle Ocak ayı sonunu bulacak. Çünkü bu ayın 20’si gibi yurtdışında herkes, bu arada IMF yöneticileri de Noel tatiline çıkıyor ve iş başı yapmaları Ocak ayının ilk haftasının sonunu buluyor. Daha sonra inceleme, aralarında tartışma derken, anlaşmanın onaylanıp yürürlüğe girmesi Ocak ayı sonunu bulacaktır.

"Bu kadar bekledik 1,5 ay daha bekleriz ne olacak" diyenler çıkacaktır.

Büyük ihtimalle, eğer gecikme olursa, Hükümet de "nasıl olsa yapacağımızı söyledik biraz daha bekleseler ne olur" diyecektir.

Ancak işler o kadar basit olmaktan çıktı. Zaten yeterince gecikildi ve daha da gecikilirse, piyasalardaki güven erozyonunun daha da artacağı kesin. Ekonomi yönetiminin zaten güven yitirdiği, bunu da problem etmeyeceği de söylenebilir ama güven azaldıkça ekonomiye çıkan faturanın, sonuç olarak da halkın sırtına binen yükün daha da artacağını unutmayalım.

Piyasalar yılbaşına kadar geçecek süre içerisinde, mümkün olabildiğince olumlu bir havada olacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, yılsonu bilançolarının iyi gösterilmesi amacıyla, bu dönem iyi geçen, en azından çok kötü bile olsa olumsuz gelişmeleri fazla algılamama eğilimi içinde oldukları bir dönemdir.

Bu nedenle IMF ile anlaşmanın gecikmesi, yılbaşına kadar piyasalarda çok olumsuz etki yapmayacaktır. Ama bir yandan da piyasaların işine geldiği için es geçtiği olumsuzlukları sonra biriktirerek, abartılı olarak algılama içine girdiklerini de unutmayalım.

Özetle, IMF ile anlaşma yılbaşına kadar yapılamazsa, iç piyasalarda bunun etkisi yılbaşına kadar büyük olmaz ama yılbaşından sonra bunun acısı çıkar.

Başbakan bankacılara taktı

YILBAŞINA yetişmese bile, Başbakanın IMF ile yeni stand-by anlaşması yapılacağı konusunda artık kesin konuştuğunu görüyoruz. Yani artık bu noktadan geni dönüş yok gibi gözüküyor.

Ancak buna rağmen Başbakanın uyarıda bulunan, önlem isteyen kesimlere çıkışmalarının da devam edeceği anlaşılıyor. Çünkü öyle anlaşılıyor ki; hala ekonomik krizin boyutları, bundan da önce ekonominin işleyişi de tam olarak kavranabilmiş değil.

Başbakan Erdoğan bayram tatiline girilirken, bir yandan IMF ile anlaşmanın imzalanacağını söyledi öte yandan ise "bankalara 2,5 milyar dolar kullanma imkanı verdik" deyip, bunun reel sektöre açılan kredilerle ilişkisini kurdu ve bankacıları tatil sonrası toplayacağını söyledi.

Başbakan anlaşıldığı kadarıyla bankalara ve bankacılara takmış durumda.

Büyük ihtimalle "işte istediniz munzam karşılığı indirdim, 2,5 milyar dolar kullanacağınız döviz verdim, artık kredileri geri çağırmayın" diyecektir. Bunun bir likidite konusu olduğunu, bankaların bir bütün halinde döviz ve TL likiditelerine bakıp, ileride olabilecekleri hesaplayıp, tüm plasmanlarında, bu arada kredilerinde de buna göre davranmaları gerektiğini bilmiyor.

2,5 milyar dolarlık ek likidite elbette bankaları rahatlatacaktır ama bunun tüm sorunları çözeceğini varsaymak, işleyişi bilmemek demektir. Asıl olan IMF ile anlaşmanın sağlanıp ardından güven verecek paketin açıklanmasıdır. Krizi iyi yönettiğiniz konusunda güven veremezseniz, bankaların hiçbir şey yokmuş gibi davranmalarını da bekleyemezsiniz. Düşünüyorum da; iyi ki 2001 krizinde bu yönetim yokmuş...
Yazarın Tüm Yazıları