Dur Cem hemen kızma

"KRİZDE insanlar seks yapmayı bile kesiyor" diyen Cem Boyner’in tüylerini diken diken edecek bir soru soracağım.

Önce bir saptama.

İstatistikler bunun tam aksini söylüyor.

İnsanlar ekonomik krizde daha çok seks yapıyor.

Ama asıl meselem şu.

"Kriz bize teğet geçti diyen Başbakan acaba haklı mı?"


Bu soru önceki akşam, TEM yolunda, trafikte beklerken aklıma geldi.

Madem böylesine ağır bir ekonomik kriz var, o zaman TEM yolundaki bu yoğun trafiği neyle açıklayacağız?

Arabalara bakıyorum, hepsinin içinde bir, bilemediniz iki kişi.

Amerikan "Highway saltanatının" tıpkısı.

Kamyon trafiği deseniz, o eski güzel günlerden iki kamyon eksik değil.

Bir de 2001 krizini hatırladım.

Hürriyet binasından çıkıp Beykoz’daki evime 15-20 dakikada ulaşıyordum.

Yollar bomboştu.

O yüzden soruyorum.

Yoksa Başbakan haklı mı?

* * *

Tekrar Cem Boyner’e dönüyorum ve "Dur Cem, hemen sinirlenme, çünkü ben de seninle aynı fikirdeyim" diyorum.

Çünkü Türkiye, bugün gırtlağına kadar ekonomik krizin içinde.

Bu krizin ne olduğunu, Hürriyet bütçesini yaparken çok iyi görüyorum.

Yavaş yavaş hızlanan işten çıkarmaları herkes gibi ben de ıstırapla seyrediyorum.

Bizim meslek, ekonomik krizin erken uyarı sistemi gibidir.

Birtakım işaretler, toplumun öteki kesimlerinden önce bize kendini hissettirir.

Öyleyse Başbakan Erdoğan neden kriz yokmuş veya teğet geçip geçmiş gibi davranıyor?

Birinci ihtimal şu olabilir:

O da bizim gibi yapıyor.

Yani "Kriz daha da derinleşmesin" diye bu haberleri manşete çıkarmayan medyanın büyük bölümü gibi davranıyor.

Kimse alınmasın.

Bunu yapanların başında ben geliyorum.

Veya o da benim gibi trafiğe bakıp, bu kadar araba, bu kadar kamyon hálá yoldaysa kriz var denilebilir mi, diye soruyor.

Yoksa Başbakan’ın, "Hamdolsun" kelimesine gerçekten inanacak kadar saf ve bilgisiz olduğunu düşünemiyorum.

* * *

Başbakan eğer bizim gibi düşünüyor ve krizin derinleşmesini önlemek amacıyla delikanlı bir "psikolojik duruş" sergiliyorsa, itirazım yok.

Ama o takdirde bile, söylediği bazı sözlerine itirazım var.

Mesela "Kriz tepe noktasına ulaştı, şimdi iniyor" demesi, delikanlı raconuna yakışmıyor.

Her şeyden önce krizde "tepe" noktası değil, "dip" noktası vardır.

Yollarda hálá akamayan trafik, tek bir şeyin ifadesi olabilir.

Türkiye krizde henüz dibi görmedi.

Yani dalga henüz tüketiciyi tam anlamıyla vurmadı.

İşten çıkarmalar daha yeni başladı.

Kredi kartlarının limiti henüz dolmadı.

Bir de şu var.

2001 krizinden kurtulmayı başaran şirketler tedbirli gidiyordu ve şimdilik bu tedbirlerin ve 7 yılda oluşturdukları yönetim becerisinin getirisini harcıyorlar.

Ama bu şirketlerin yöneticileri bile kendilerini iki hazin gerçeğe hazırladılar.

2009’da hiçbiri ücret artışı beklemiyor.

2008 sonunda kimse patronundan "prim bekleyecek" kadar insafsız ve hayalperest değil.

Yani şirketlerin yöneticileri, daha şimdiden küvete buz doldurup içine atladı ve derin bir şokla, son 5 yılın tatlı hayallerinden ayıldılar.

* * *

Ancak ayılmayanlar da var...

Kriz romantik bir kuyrukluyıldız gibi, Ankara’yı hálá teğet geçmeye devam ediyor.

Maaşlar ödeniyor, işten çıkarılma tehlikesi yok.

Hatta yeni yılda katsayı ve ücret artış beklentileri bile aynen korunuyor.

Bu beklenti nereye kadar devam eder?

Türkiye devleti ilelebet payidar kalacağına göre, "ebediyete kadar"...
Yazarın Tüm Yazıları