Barzani konusunda neden sustum

SON günlerde gittiğim her yerde bana aynı soru soruluyor."Dağlıca saldırısından" sonra direkt olarak Barzani’yi hedef göstermiş, çok ağır yazılar yazmıştın. Şimdi bu konuya hiç değinmiyorsun.

Okuyuculardan gelen mesajlarda da aynı soruya rastlıyorum.

Evet o günlerde direkt Barzani’yi hedef alan çok ağır yazılar yazdım.

Hatta, jetlerin, Erbil üzerinde alçak uçuş yapmasını bile önermiştim.

O yazılarımın hálá arkasındayım.

Öyleyse bugün niye aynı doğrultuda yazmıyorum.

Çünkü aradan geçen zamanda önemli gelişmeler oldu.

Barzani ve Talabani’nin, Türkiye’nin sıkıntısını ve bu konudaki "ciddiyetini" kavradığına inanıyorum.

* * *

Önümde, Hürriyet’in New York bürosundaki arkadaşlarımızdan Tolga Tanış’ın gönderdiği bir rapor duruyor.

ABD Kongre üyelerine sunulmak üzere Dışişleri, Savunma ve Ticaret Bölümü’nde Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Carol Migdalovitz tarafından hazırlanan rapor, 29 Ağustos 2008 tarihini taşıyor.

Kongre’nin senede 100 milyon dolarlık bir bütçeyle oluşturduğu Kongre Araştırma Servisi’nin raporları, normalde halka açıklanmıyormuş.

Raporun ana hatları kısaca şöyle:

1) AKP’nin dış politika yaklaşımı: Eskiden Türkiye kendini bölgesinden izole ederdi, AKP’den sonra şimdi komşularıyla yakın ilişkiler kuruyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın danışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu, partide dış politikada en ağırlıklı kişi. 2001’de yayınladığı "Stratejik Derinlik" kitabında Türkiye’ye çok yönlü stratejik vizyon önerisinde bulunmuştu. Kitap İngilizce’ye çevrilmedi.

2) Irak: Türkiye, hem bölgesel hükümetle hem de merkezi yönetimle ilişkilerini güçlendiriyor. Davutoğlu üzerinden Kuzey Irak’taki bölgesel hükümet lideri Neçirvan Barzani’ye ulaştı.

3) İsrail-Suriye Görüşmeleri: Davutoğlu’nun çalışmaları sonucu Türkiye, iki ülke arasında arabuluculuk yapıyor. ABD yönetimi, Türkiye’nin bu konuda üstlendiği rolden mutlu.

4) Suriye: AKP liderleri, Suriye lideri Beşar Esad ile kişisel ilişki geliştirdi. Sık sık karşılıklı ziyaretler yapıyorlar. Ayrıca Türk şirketlerinin Suriye’deki yatırımları da 400 milyon doları buldu.

5) HAMAS: Önce Davutoğlu, HAMAS Lideri Halid Meşal ile Şam’da görüştü. Sonra Meşal, 2006 Şubat’ında Ankara’ya geçti ve AKP yöneticileriyle bir araya geldi. ABD ve Türkiye’nin üye olmak istediği AB, HAMAS’ı terörist organizasyon olarak görüyor.

6) İran: Bush yönetimi, İran’la iyice yakınlaşan ilişkilerinden dolayı Türkiye’yi uyardı. Ahmedinejad’ın en son İstanbul ziyaretinde bir petrol anlaşmasına varılamamış olması da bu uyarı yüzünden olabilir.

7) Avrupa Birliği: Kıbrıs yüzünden AB bazı başlıklarda müzakereyi durdurdu. Ali Babacan’ın hem dışişleri bakanı hem de başmüzakereci olması, full-time bir müzakereci eksikliği eleştirileri doğuruyor.

8) Kıbrıs: Adada iki tarafın liderleri arasında görüşmeler başladı. AKP de Mehmet Ali Talat’a destek verdi. Ancak hem eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hem de İlker Başbuğ adadan Türk askerinin çekilmeyeceğini açıkladı.

9) Ermenistan: Amerika iki ülkenin yakınlaşmasını istiyor. Ermenistan’dan Türkiye’nin sınırlarını tanımasını ve bir toprak talebi olmamasını, Türkiye’den de geçmişini kabul etmesini talep ediyor.

10) İncirlik Üssü: 1950’lerden beri Amerika’nın Türkiye’yi stratejik ortak olarak görmesinin başlıca sembolü.

* * *

Raporu dikkatle okudum.

Aslında içinde bilmediğimiz bilgi yok.

Yani hepsi açık istihbaratla elde edilebilecek bilgiler.

Ama bütün bunlar alt alta yazıldığı zaman, ortaya ciddi bir "dış politika değişikliği" çıkıyor.

Ben bu yeni politikayı, HAMAS daveti gibi uygulamalarına katılmasam da, genellikle başarılı buluyorum.

O nedenle, bazı politikalarını eleştirdiğim Prof. Ahmet Davutoğlu’na bakışım da artık eskisi gibi değil.
Yazarın Tüm Yazıları