Yaşıyormuş gibi hissetmek

Haberin Devamı

SARP, Evrim Özaydın Aslan’ın büyük oğlu... Evrim ile Doğan Gazetecilik’te olduğum dönemde birlikte çalıştık. Sarp arada sırada gazeteye gelirdi, bebeklikten çocukluğa geçerken yanaklarını sıktığım, öpüp kokladığım o çocuk şimdi 12 yaşında...
Geçenlerde yanıma geldiğinde elinde bir kitap taslağı vardı.
Evet, yanlış okumadınız.
Kendi yazdığı kitabın son provasıyla karşımdaydı.
“Kitabımı okumanızı ve yorumlanızı çok isterim” dedi.
Nasıl okumazdım.
Hem de bir solukta okudum.
Sarp müthiş bir iş yapmış.
Işıkkent Koleji 5’inci sınıf öğrencisi Sarp’a öğretmenleri bir proje ödevi vermiş. O da bunu bir kitap haline getirmiş.
“Kör Nokta” adını verdiği kitapta otistik çocukların iç dünyalarına yolculuk var.
Bunun için Sarp, gidip otistik çocuklarla ve onların aileleriyle konuşmuş, onların gözlemlerini, onların yaşadıklarını not etmiş.
Ve onların hissettiklerini kalemine aktarmış.
Ben çok etkilendim.
12 yaşındaki bu genç delikanlının yaşından büyük işler yaptığını kitabı okuyunca daha iyi anladım.
Empati yapma geleneği olan bir eğitimden geçtim. Ortaokulu da liseyi de Fransız okullarında okudum. Fransız eğitiminin en önemli öğretilerinden biri empati yapmaktır. Yani karşı tarafın yerine kendini koymak... Fransız demokrasisinin en önemli artılarından biri uzlaşabilmektir. Uzlaşmanın yolu da empatiden geçer. Karşı tarafın ne hissedebileceğini kestiremezseniz, söylediğiniz sözlerin bir anlamı yoktur çoğu zaman...
Sarp’ın yaptığı işte buydu.
Otizmi hissetmek, hissettirmek...
Anlatmak, anlattırmak...
Ve de yaşıyormuş gibi, biliyormuş gibi aktarmak...
Teşekkürler Sarp...

Haberin Devamı

Yaşıyormuş gibi hissetmek

KİTAPTAN BİR BÖLÜM

Sevgili anne ve babacığım...

HANİ ben kışın çorap giymeden terlikle dışarı çıkmak için direniyorum ya, sen de çok üzülüyorsun... Biliyor musun ben aslında üşüdüğümü hiç fark etmiyorum...
Hani ben şu oyuncak dolabına çıkıp hep kendimi atıyorum ve sen her seferinde beni kontrol ediyorsun, kızıyorsun ve ağlıyorsun ya, ama ben canımın acıdığını hiç hissetmiyorum ki...
Hani yatana kadar yemek yemek istiyorum ya, bir de hep aynı çeşit olsun diye diretiyorum... Aslında ben yeni tatları deneyemiyorum ve beynime doyma sinyali gitmiyor, doyduğumu da bilemiyorum...
Ben sana dokunamıyorum ya, senin de dokunmana izin vermiyorum... Rahatsız ediyor yumuşak şeyler... Sana dokunamıyorum, ama sensiz de yapamıyorum...
Aynı yoldan gitmek için direndiğimde sakın bana kızma... Diğer yollar güvenli gelmiyor olabilir... Elimde değil lütfen kızma... Yanımda siz olursanız her şeyi aşabilirim.
Biliyor musun, benim duyu organlarım herkesinkinden farklı çalışıyor, yürüyen karıncanın sesi, annemin kokusu, babamın arabasının motor sesi...
Ben duymak istemediklerimi de duyuyorum ve bu sesler beni yoruyor olabilir. O nedenle kalabalığa giremiyorum. Resimleri sabitleyemiyorum belki o nedenle gözlerine direkt bakamıyorum.
Aynı kıyafeti giymek beni rahatlatıyor. Hep çizgili giydiğim için abim benim diğer hayatımda zebra olduğumu düşünürdü ya... Ben başka kıyafetle kendimi ben gibi hissedemiyorum. Belki ileride bunların hepsi tatlı bir anı olarak kalacak belki de ben hep sizin zor çocuğunuz olacağım. Bedenim büyüse bile çocuk kalacağım.
Anneciğim, babacığım, abiciğim, ablacığım, öğretmenlerim, arkadaşlarım... Ben sizin gibi düşünemeyebilirim, ama sizin gibi sevebilirim. Otistik olmak benim tercihim değil ki...

Sarp’ın notu... (Kitapta Sarp notlarını “Düşünme Koltuğu” başlığı altında toplamış.)
Otistik olmak bireyin ve ailenin suçu değildir. Onu “hasta” değil, özel birisi olarak görüp elimizden gelen desteği vermeliyiz.

Küçük bir pasaj

KARDEŞİM çok güzeldi. Hasta gibi gözükmüyordu. Anneme ve babama ne olmuştu?
Sonunda annem ve babam kendi iç dünyalarından çıkıp önce benimle konuştular. Kardeşimin farklı ve özel bir çocuk olduğunu söylediler. “İlaç verelim iyileşir” dedim. Annem ve babam “En iyi ilaç sevgi” dedi.

Haberin Devamı

Yaşıyormuş gibi hissetmek

VE BİR ANNE

Otizmi yüksek oranda yenmiş bir çocuğu olan annenin şiiri... (SÜREYYA İMER)
KIZIM’A

Otizmli çocuk annesiyim.
Mutluyum:)
Otizmli çocuk annesiyim.
Huzurluyum:)
Otizmli çocuk annesiyim.
Şanslıyım:)
Otizmli çocuk annesiyim.
Ve...
Biliyorum ki...
Gülmenin, ağlamanın, koşmanın, duymanın, görmenin ne kadar özel birer duygu olduğunu...
Biliyorum ki...
Hayatımızda basit olan her şeyin aslında bizim yaşama sebebimiz olduğunu...

Yazarın Tüm Yazıları